YA HESAP BİLMİYORSUNUZ, YA DAYAK YEMEDİNİZ!
Allah sonumuzu hayır ede.
Devleti yöneten büyüklerimizin işine karışamayız.
Bizleri yöneten büyüklerimizin her şeyi en iyi şekilde bildiklerine de inanıyoruz. İnanıyoruz ama bakın özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın güvendiği, inandığı ve konularında emanetlerini teslim ettiği insanların yanlış yapmamaları hatta en küçük hata dahi yapma şanslarının olmadığını da buradan yazmak durumundayız.
Virüs dengemizi bozdu.
Biraz daha zorlasa Allah muhafaza aklımızı başımızdan alacak.
Diğer yandan ekonomik durum.
Ekonomide kötü sinyaller var diyeceğiz muhalefet yapıyorsun diyecekler.
Asla... asla... asla….
Sadece arada bir üreticinin, işverenin, sesini dinliyoruz. İşçi ve işsiz insanlarımız gibi bu kesim de dertli.
Bugün özellikle küçük ya da büyük üreten, az ya da çok işçi çalıştıran ve bunun karşılığında da devletine yasal olarak kuruşuna kadar kazandığının vergisi ödeyen insanların sabır taşı olsa çatlama durumuna geldiklerini sizlerle paylaşarak yazımıza başlayacağız.
******
MALİYECİLERİN TÜRKİYE’DEN HABERİ VAR MI?
Salgının başlaması ile en basitinden maskesinden dezenfektanına kadar medikal sektörü devletin ve milletin göz önüne geldi.
Yalnızzzz biraz sonra iki satır ile açmaya çalışacağımız konuda çok garip rakamları göreceksiniz.
Maliye yetkilileri Sağlık Endüstrileri Platformu yöneticileri ile bir araya gelmişler.
Sektörde dönen son rakamlar yuvarlak olarak 19 milyar TL imiş.
Devlet sektörde üniversite hastanelerinde 36 ay vade yapıyormuş.
Devlet hastanelerinde 14-16’da ödeme yapıyormuş.
Şimdi bu toplantı sonucunda devlet yöneticileri sektörden;
2018 için yüzde 30 indirim
2019 için yüzde 50 indirim isterken
2020 için yüzde 60 indirim istiyormuş.
Nasıl bir orantı tahmin edebiliyor musunuz?
..........
Eğer siz de benim gibi rakamlardan bir şey anlamadıysanız şöyle toparlayalım;
Bir bardağı 5 TL’ye mal ediyorsunuz.
2020 rakamları ile devlet üreticiden 4 TL’ye satmasını istiyor.
Nasıl akıl ama?
İşverenin işi çok zor.
Üreticinin işi çok zor.
Biz bir Sayın Cumhurbaşkanımızın ekonomi çarkının dönmesi için tekerin önündeki her taşı temizlemeye çalışacak diğer taraftan sağlık sektöründe böyle bir mantıkla üreticinin karşısına oturacaksınız.
Sonra da bu teker dönecek diye bekleyeceksiniz öyle mi?
Bu hesap ve dayak meselesi dedikleri gibi bir şey.
******
MECLİS ÜYELERİNE YASAK YOK MU?
Bizim okurumuz çok hassastır, çok duyarlıdır deriz yaaa.
Alın size son örnek.
Yine bir okurumuz bizi uyardı.
Olayın üzerine gittik.
Sosyal medya paylaşımlarına kadar ulaştık.
Kimse inkar edemez yalan diyemez.
Neyse olayı kısaca özetleyeyim.
Valilik bir genelge yayınlayarak,
“Gelinen aşamada ilimiz genelinde;
Toplu olarak yapılacak olan doğum günü partileri vb. gibi kutlamalar, hasta ziyaretleri, mevlit programları, aile ve akraba toplantıları, gün gezmeleri, okul gezileri, kamu kurum ve kuruluşları ile dernek, oda, kulüp ve vatandaşlar tarafından düzenlenecek olan her türlü sosyal içerikli kahvaltı ve yemek etkinlikleri, tanışma ve kaynaşma programları, kermes etkinlikleri gibi kalabalık oluşumuna sebebiyet verecek bütün organizasyonların yasaklanmasına...” denmişti.
Amma velakin bir belediye meclis üyesi (İsme bizde mevcuttur. Diğer meclis üyelerinden özür dileriz. Bunu yapmayan üye üzerine alınmasın) bu genelgeye ve Vali Bey’in talimatlarına, devletin yasalarına rağmen ev toplantısı yapmış. Yemekli...
Bunları bizimle paylaşan okurumuz sonunda da şöyle diyordu;
“Millete hizmet ve milleti korumak için kamu hizmeti yapanlar devleti takmıyor!”
.............
Yorum sizlerin.
******
KALBİ YANAN, RUHU TIKANAN
BIRAKIN HAZRETİ PİR’E SIĞINSIN
Hazreti Mevlana Türbesi ile müzenin ücretli olup olması konusunda bize ulaşan istekleri bilgi paylaşımlarını olduğu gibi kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Niye?
Milletin ortak sesi olabilmek için.
İşte dün yine bu konuda Hazreti Pir’in soyundan gelen bu konuda belli mertebelere ulaşmış çok sevdiğim ve inandığım abim bu konuya şöyle bir bakış açısı getiriyordu;
“Uğur abi seni sevdiğimi ve görüşlerine saygı duyduğumu biliyorsun değil mi?
Yıllarca bu alanda sizlerle pek çok başarılı çalışmalara imza attık.
Ama son olarak dile getirdiğiniz buranın ücretli olması fikrine asla katılmıyorum.
Yağmurdan ıslanan bırakın Hazreti Pir’e sığınsın.
Güneşten yanan bırakın Hazreti Pir’in yanında serinlesin.
Ruhu yanan, kalbi kırılan, tıkanan insanlar para vermeden Hazrete Pir’e sığınsın.
Niye Hazreti Pir diyoruz?
Işıksız kalana ışık, umutsuzluğa düşene umut kapısı ve duaya ihtiyacı olana dua kapısı olduğu için Hazreti Pir diyoruz.
Değilse Pir olabilir miydi?
Ecdat güvenmiş, teslim olmuş, sığınmış şimdi biz mi sığınmayacağız?
Sığınmak için para mı alacağız?
..........”
diyordu.
Abimiz yine küçük bir hatırlatma daha yaptı;
“Uğur abi hatırlıyorsun değil mi?
Bir dönemde baldırı çıplakların türbede ne işi var diye bir algı oluşturulmuştu.
Bırakın o insanlar da oraya girsinler. Bir Kur’an-ı Kerim dinlemiş olsunlar.
Duvarda bir ayet görsünler, Hazreti Pir’in bir beytini okusunlar, kulaklarına ney sesi üflensin. Kimin kime, neyin kime vesile olabileceğini kim bilebilir ki?”
..................
Biz her görüşe saygı duyarız.
Bu abimizi de çok çok seviyoruz. Sağ olsun, var olsun. Huzurlarınızda kendisine teşekkür ediyoruz.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Sevinince toprağa, üzülünce göğe bakın. Yerde tevazu, gökte ferahlık vardır.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bankamatik önlerinde insanların omuzlarına kadar yaklaşmayınca daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.