H2O “Humble”, “Harmony” (H2) “Opennes”
“Alçak gönüllülük”, “uyum” ve “açıklık”
22 Mart 2025 tarihinde BASUSAD ve Türkiye İş Bankası Ana sponsorluğunda, Webagron iş birliği ile “Huyu, Suyu Değiştirme Vakti’’ temalı, Konya’da V. Dünya Su Günü Zirvesi düzenlenecek.
Konya’nın bereketli topraklarını tehdit eden kuraklık ve su yönetimi konularına dikkat çekmek için düzenlenecek zirvede;
✅ Su kriziyle mücadelede yenilikçi çözümler
✅ Modern sulama teknikleri ve suyun verimli kullanımı
✅ Sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşecek paneller ve sunumların yer alacağı duyuruldu.
Bu haftaki yazımızda biz de kısaca bu konuya değinmek istiyoruz.
Bir damla suyla başlayan hayat serüvenimizde su, iki dünyamızın da vazgeçilmezi…
Tuzla birlikte Su …
Medeniyete öncülük etmiş iki hayati madde. Tarih boyunca tüm kültürlerde insan yaşamını ve yerleşimin belirleyici öğelerinden birisi tuz ise diğeri de su olmuştur. İkisinin de tüketimine dikkat edilmezse hayatı felç edebilir.
Yaş, cinsiyet gibi kriterlere göre değişse de insan beyninin yaklaşık %75'inin sudan oluştuğunu unutmayalım. Su yoksa düşüncede, hayatta yok…
Türk kültür ve medeniyetinde de su önemli bir yere sahiptir. Günümüzden 2500 yıl kadar önce Uygur Türkleri tarafından Doğu Türkistan'ın Turfan bölgesinde 'kariz' denen yer altı su kanalları yaptıklarına rastlanmaktadır. Bu yer altı su kanalarının uzunluğunun 5000 km'yi bulduğu bir kısmının da günümüzde de kullanılabildiği belirtilmektedir. Yatay yer altı kanalı olan karizler ile binlerce yıldır çöl ortasında oluşturulan tarım alanları sızıntı ve buharlaşma olmadan yer çekimi gücü ile çalışan bir sistemle sulanmıştır. Anadolu'da bilinen kariz yapılara Gaziantep, Şanlıurfa, Van ve İskilip kentlerinde rastlanıldığı yönünde bilgilere de rastlanmakta, kariz yerine kehriz ve benzeri yöresel isimler kullanıldığı da söylenmektedir.
Günümüzde barajlarda su kaybının en çok buharlaşma ve sızıntı kaynaklı olduğu düşünülürse geçmişte üretilen bu çözüm yolları takdire şayan olsa gerek.
Türkiye'de su hizmetleri hakkında araştırma yapıldığında, bu hizmetlerin Selçuklu hanedanından Cumhuriyet dönemine kadar vakıflar eliyle yürütüldüğü, 1926 yılı 10 Mayıs tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 831 sayılı 'Sular Kanunu' yasası ile bütün su vakıflarının mal varlıkları ile birlikte belediyelere devredildiği görülmektedir.
2020 yılından beri mevsim yağışları azalma eğiliminde olduğu bilinmektedir Yağmur ve kar yağışının azlığı kuraklığa da kapıları açıyor. Son yıllarda kış aylarında hava sıcaklıklarında yaşanan yükseklikle birlikte buharlaşmanın da artmasına bağlı olarak başta Altınapa Barajı olmak üzere baraj ve göllerde su seviyesi hızla düşmektedir.
KOSKİ Baraj Doluluk Oranlarına bakıldığında önlem alınmazsa ciddi bir tehlikenin bizleri beklediğini görebilmemiz gerekiyor.
19 Mart 2025 tarihi itibariyle KOSKİ sayfasında, Altınapa Barajında bu oranın 3.497.000 metreküp iken, Bağbaşı barajında 32730.000 metreküp olduğu görülmektedir.
Yaşanacak su sıkıntılarını önlemek adına, KOSKİ tarafından İçme ve kullanma suyu amaçlı 5000 metre derinlikte sondaj çalışmaları yapılacağı bilgisine de geçtiğimiz günlerde haber kaynaklarında rastlamışsınızdır. Açılan ve açılacak her kuyunun bedelinin olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Afrika’da belli bölgelerde bir su kaynağına ulaşmak için kadınlar ve kız çocukların can güvenliklerini hiçe sayarak her gün ortalama 6 km yürümek zorunda olduğunu da düşünürsek, ülkemiz adına yaşanacak kuraklığın ve kıtlığın getireceği tehlikelere karşı bireysel olarak ta önlemler almamız gerektiğini unutmamalıyız.
Ünlü düşünür İbn Haldun’a göre “çok besin almak”, “aşırı tüketim” ve “aşırı lükse yönelmek” helak edicidir. Fakat insan bunu idrak edemez. “İsraf”, “haddi aşan tüketim”, “haddi aşan lüks tüketim” ve “teref” hem insanları hem de umrânları telef eder…
İsraf, kuraklık ve kıtlıktan kaynaklı tutuşan toplumsal ateşe suyunda çare olmadığı anlar vardır. Suyun her bir damlasını korumak geleceğimiz için önemli ve tüm toplumun görevidir.
Suyun doğası gereği sahip olduğu bir felsefi öğretisi vardır. İçinde bulunduğumuz Rahmet ayında Bakiden sonra aynı unvanı alan şairler sultanına (Necip Fazıl ) kulak verelim:
Necip Fazıl da sudaki hikmetleri şöyle dile getirir:
Kâinatta ne varsa suda yaşadı önce;
Üstümüzden su geçer doğunca ve ölünce.
İnsanlar habersizken yolların verâsından,
Gökle toprak arası su şaşmaz mecrâsından.
Su kesiksiz hareket, zikir, âhenk, şırıltı;
Akmayan kokar diye esrarlı bir mırıltı.
Kâh susar, kâh çırpınır, kâh ürperir, kâh çağlar;
Su, eşyayı kemiren küfe ve pasa ağlar.
Su bir şekil üstü ruh, kalıplarda gizlenen;
Yerde kire battı mı, bulutta temizlenen…
Bu dünya insanlığa mânevî hamam olsa;
Her rengiyle insanlık tek renkte tamam olsa…
Su duâdır, yakarış, ayna, berraklık, saffet;
Onun madeni gökte altınlar gibi sarf et!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.