Deniz ÖZTÜRK

Deniz ÖZTÜRK

Hayvanlardan Öğrenmemiz Gereken İnsanlık Dersleri

Hayvanlardan Öğrenmemiz Gereken İnsanlık Dersleri

Merhaba değerli dostlar biliyorum bir çoğunuz tarafından linçleneceğim malumunuz son zamanlarda hayvan dostlarımıza oldukça fazla yüklenildi ve ayrıca Allah'ın yarattığı bir canlı olarak beton yapılar arasında açlıkla sınanmalari belediyelerce besleme noktalarının yapılması aynı zamanda değerli bir başkanın da bu beslemelerde bulunması ile hedef olarak gösterilmesi üzücü bir olay oldu bazen empati yapmak gerektiğini düşünmemiz lazım neden mi siz kendinizi o canlıların yerine koysanız malum ramazan ayındayız ve 10-15 saat aç susuz kaldığınızda sinirleniyorsunuz değil mi işte o canlar günlerce açlık çekiyorlar soğukta kalacakları bir yerleri olmuyor onlarında bebekleri oluyor ve bakmaları gerekiyor sizin diliniz olduğu halde ortaıikta sinir harbi yaşıyorsunuz onların dilleri yok. Bir can doğum yapmış ve ordusunun yolunu değiştirmiş bir peygamberin ümmeti olarak , İnsanlık tarihi boyunca doğa ve hayvanların, insanlara hem yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamada hem de davranışlarını şekillendirmede önemli bir rehber olduğunu unutmamalıyız ve savaşlarda bizlerin en büyük yoldaşları onlar degilmiydi deprem oldu insanın ulaşamadığı alanlara ulaşmadılar mi canlarını hiç düşünmeden ve ölerek . Ancak teknolojinin gelişmesi, şehirleşme ve modern yaşamın getirdiği hız, insanları doğadan ve diğer canlılardan uzaklaştırmıştır. Oysa hayvanların yaşam biçimleri, davranışları ve içgüdüleri, insanlara pek çok insani değeri hatırlatabilir. Günümüz toplumlarının karşı karşıya olduğu birçok etik ve sosyal sorunun çözümü, doğanın içindeki bu öğretilerde saklıdır. Hayvanların belki de en büyük öğretisi koşulsuz sevgi ve sadakattir. Özellikle köpekler, sahiplerine olan bağlılıkları ve sevgileriyle bilinir. Onların sevgisi, statüye, maddi kazanca ya da dış görünüşe bağlı değildir. İnsanlar arasında ise ilişkiler çoğu zaman beklentilere dayanır. Oysa hayvanlar, herhangi bir karşılık beklemeksizin, sadece sevgiye dayalı bir bağ kurarlar. İnsanların da sosyal ilişkilerinde daha içten, çıkarsız ve samimi bağlar kurması gerektiğini hayvanlar sayesinde görebiliriz. Sosyal yaşamda iş birliği ve dayanışma, insanların toplum içinde daha sağlıklı bir şekilde var olmasını sağlayan temel değerlerdendir. Karıncalar ve arılar gibi topluluk halinde yaşayan hayvanlar, bireysel çıkarlarını değil, kolektif faydayı gözeterek hareket ederler. Arılar, kolonilerindeki her bireyin bir görevi olduğu sistemli bir yapı içinde çalışır. Karıncalar ise birlikte hareket ederek, zorlu engelleri aşarlar ve kolonilerini ayakta tutarlar. İnsan toplumları ise bireyselleşmenin ve rekabetin getirdiği yalnızlaşma ile mücadele etmektedir. Oysa hayvanların doğal iş birliği ve dayanışma içgüdüleri, insanlara daha güçlü sosyal bağlar kurmanın ve toplum içinde birlikte hareket etmenin önemini göstermektedir. Hayvanlar dünyasında gözlemlenen bir diğer önemli özellik, şefkat ve koruma içgüdüsüdür. Filler, sürülerindeki yaşlı veya hasta bireyleri geride bırakmaz, onları korur ve onlara destek olurlar. Bir filin ölümü durumunda, diğer filler yas tutar ve onun anısını yaşatmaya yönelik ritüeller gerçekleştirir. Yunuslar, yaralanmış bir birey gördüklerinde ona yardım etmek için grup halinde hareket ederler. İnsanların zaman zaman unutabildiği dayanışma, vefa ve şefkat duygularını hayvanlar doğal bir içgüdüyle sergiler. Yaşlılar, engelliler ve dezavantajlı bireyler için toplum içinde daha duyarlı ve destekleyici bir yapı oluşturulması gerektiği, hayvanların bu doğal davranışlarından öğrenilebilecek derslerden biridir. Sabır ve azim, hayatta karşılaşılan zorluklarla mücadelede en önemli unsurlardan biridir. Bir örümcek, ağı yırtıldığında onu tekrar tekrar örmeye devam eder. Kuşlar, yuvalarını kötü hava koşulları ya da saldırılar yüzünden kaybettiklerinde pes etmez, yeniden inşa ederler. Hayvanlar, doğanın sunduğu zorluklara karşı pes etmek yerine çözüm üretirler. İnsanlar ise çoğu zaman başarısızlık ve hayal kırıklıkları karşısında vazgeçmeye meyillidir. Oysa hayvanların doğasında var olan bu direnç, insanlara da başarısızlık karşısında yılmamayı, aksine hatalarından ders alarak daha güçlü bir şekilde devam etmeyi öğretmelidir. Doğa ve ekolojik denge, hayvanların içgüdüsel olarak koruduğu bir sistemdir. Hiçbir hayvan, doğayı bilinçsizce tüketmez, sadece ihtiyacı kadarını alır. Besin zincirinin her halkası, doğal bir denge içinde varlığını sürdürür. İnsanlar ise doğadan sınırsızca kaynak kullanarak ekolojik sistemi tehdit etmektedir. Ormanların yok edilmesi, hayvan türlerinin azalması ve küresel ısınma gibi sorunlar, insanın bilinçsiz tüketim alışkanlıklarının bir sonucudur. Oysa doğayı ve kaynakları sürdürülebilir bir şekilde kullanmak, sadece çevre için değil, insanlığın geleceği için de hayati bir gerekliliktir. Empati, hayvanların insanlardan daha iyi uyguladığı bir başka özelliktir. Kediler ve köpekler, sahiplerinin ruh halini hissedebilir ve onlara yakınlaşarak destek olabilir. Yunuslar, denizde tehlikede olan insanları kurtarma eğilimindedir. İnsanlar arasında ise empati eksikliği, birçok toplumsal sorunun temelinde yer almaktadır. İnsanların birbirini daha iyi anlaması, duygulara duyarlı olması ve sadece kendi çıkarlarını değil, başkalarının da ihtiyaçlarını gözetmesi, daha uyumlu bir toplum için hayati öneme sahiptir. Hayvanların yaşam biçimlerinden öğrenebileceğimiz bir diğer ders ise anı yaşamaktır. Hayvanlar geçmişte yaşadıkları kötü deneyimlerin içinde kaybolmaz ya da gelecek için gereksiz bir kaygı taşımazlar. Anı yaşar ve hayatta kalmaya odaklanırlar. İnsanlar ise çoğu zaman geçmişin pişmanlıklarıyla ve geleceğin kaygılarıyla meşgul olurken, içinde bulundukları anın değerini kaçırırlar. Hayvanlardan alınacak en önemli derslerden biri, hayatın küçük anlarını fark etmek ve onlardan keyif almayı öğrenmektir. Hayvanların içgüdüleriyle ortaya koyduğu bu doğal dersler, insanlığın unutmaya yüz tuttuğu birçok değeri hatırlatır. Koşulsuz sevgi, dayanışma, empati, doğaya saygı, azim ve şefkat gibi kavramlar, hayvanların günlük yaşamlarının ayrılmaz bir parçasıdır. İnsanlar, doğadan uzaklaştıkça bu değerlerden de uzaklaşmaktadır. Ancak hayvanları gözlemleyerek, onların içgüdüsel davranışlarından ders çıkararak ve bu öğretileri kendi hayatımıza entegre ederek, daha bilinçli, duyarlı ve uyumlu bir toplum inşa etmek mümkündür. Doğa ve hayvanlar, insanlığın unuttuğu değerleri hatırlatmak için her zaman en iyi rehberler olmaya devam edecektir. Lütfen değerli dostlar artık bir suçlu olarak görmeyin bir canlıya korku kokusu salgılayarak düşmanca öldürülsün diyerek değil yasatmamiz gerekliliğini ve insanliktan önce onların varlığının bilinci ile insanlığın gelmesi sonucundan dolay alanlarının yok edildigi bilinci ile ve bir insanın yaşaması güvende olması için evcilleştirme yapılarak sonrasında da genetik şifreleri değiştirilerek ölüme terk edilen birlik dünyasını beraber paylaşmak için kodladigimiz bu hayatı 9nlara zehir etmeden güvenli alanlarda barınma imkanları sunarak sahip çıkmalıyız . Hayırlı bereketli günler diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Deniz ÖZTÜRK Arşivi