ÇOCUĞUMUZLA İLETİŞİMDE NELERE DİKKAT EDELİM?
Çocuk yetiştirmede pek çok önemli konu var. Ve bu konular birbiri ile o kadar bağlantılı ki birinin yanlış ya da eksik olması tüm dengeyi etkilemekte.
Çocuk yetiştirmede doğru iletişim çok önemlidir. Tüm uzmanlar çocuk yetiştirmede ilk kuralın çocuk ile doğru iletişim olduğuna hem fikir. Ben de naçizane ilaveten şefkatli bir dil tercih edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çocukların kendilerine yeten, güvenli ve ruhsal açıdan sağlıklı bireyler olabilmeleri için huzurlu bir aile ortamında büyümeleri, anne ve babalarından yeterli sevgi, şefkat ve ilgiyi görmeleri, hayatta birtakım sınırların ve kuralların var olduğunu öğrenmeleri gereklidir. Bu sınırlar ve kurallar öğretilirken de sevgi ve şefkat hep esas oyuncu olmalıdır. Çocuklarla konuşma dilimiz onları sarıp sarmalayacak şekilde olmalıdır. Nerde duyduğumu hatırlamadığım bir söz var. “Kalbime giremeyen aklıma etkileyemez.” Diye. İnsanları ikna eden en önemli etken fikirler değil duygulardır. Gerçek ikna düşüncelerle birlikte duyguları etkileyen iknadır. İletişimde aklı olan insanlara konuştuğunuz gibi kalbi olan insanlara da konuşmaktasınız. İnsanlar söylenenleri sadece akıllarıyla değil aynı zamanda kalpleriyle de değerlendirirler. Öyle ki özellikle çocuklar için çoğu zaman akıldan ziyade kalp hükmeder. Kalpleri olumsuz etkileyen mesajlar verdiğinizde ne kadar akla uygun, inkar edilemeyecek sözler söylerseniz söyleyin hiç bir etki meydana getiremezsiniz. İşte burada kelimelerin sihri ön plana çıkıyor. Seçilen kelimeler, ses tonumuz, beden dilimiz, göz kontağı kurmamız çok etkili. Duygu ve düşüncelerin anlaşılmasında kelimeler değil beden dili esastır. Araştırmalar gösteriyor ki bir konuşma da kelimeler %10, ses tonu %30, %60 oranında da beden dili etkilidir. Bir diğer önemli husus ise çağrışımlardır. Çocuklar da yetişkinlerde olumsuzluk ifade eden, olumsuzu çağrıştıran kelimeleri duymaktan hoşlanmaz. Örneğin çikolata yemek için izin isteyen çocuğunuza diyebileceğiniz “hayır, yiyemezsin. Yemekten sonra yersin.” ile “Evet yiyebilirsin, ancak yemekten sonra.” cümleleri çocuğun dünyasında aynı çağrışımı yapmaz. Cümlelerin anlamına bakıldığında aynı şey gibi gelse de çocuğun dünyasında aynı hissi uyandırmaz. Dolayısıyla ilk cümlede çocuğa direk olarak ret edilme duygusu çocuğa yansır. Diğer cümlede ise onaylanma duygusu çocuğa hâkim olur. Ağzımızdan çıkan sözleri çok dikkatli seçmemizin diğer bir nedeni ise kararlı olmaktır. Yapamayacağımız, arkasında duramayacağımız sözler sarf edersek sözümüzün çocuğumuz tarafında bir hükmü olmaz. Bize olan güven duygusu zedelenir.
Duygusal ihtiyaçları karşılanan çocuk ruhsal olarak da fiziksel olarak da güçlü olur. Çocuğun en temel duygusal ihtiyacı sevildiğini hissetmektir. Çocuklarımıza her zaman sevildiğini hissettirmeliyiz. “Seni seviyorum” cümlesini sık sık onlara söylemeliyiz. Bir çocuğun ailesinden sevgi sözleri duyması, ilerideki arkadaş ilişkilerinden tutun da çocuğun kendi ebeveynlik serüvenine kadar pek çok alanı etkiler. Kısacası çocuğunuzla sağlıklı bir iletişim için, sabırlı, kararlı, doğru kelimeleri seçen, dinleyen ve sevdiğini ifade eden ebeveynler olmamız çocuğumuzla olan iletişimimizi daha iyi hale getirir ve mutlu olmamızı sağlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.