UEFA Avrupa Ligi’ne direkt katılım, Türkiye Kupası gibi üst düzey başarıların ardından son 3 senede yaşanan sert düşüş tüm Konyasporlu sporseverlerin hem iştahını kırdı, hem de yeni jenerasyonun Konyaspor’lu olması idealimize ciddi engel oldu. Aslında bu süreçte yaşananlar bir spor kulübünün neyi yapması ve nelerden uzak durması gerektiğiyle ilgili bir tez konusu olabilecek nitelikte. Genel manada yaşananlardan doğru çıkarımlar yaptığımız konusunda şüphelerim olsa da asıl gerçeklerle birkaç kez yüzleşmek zorunda kaldığımızı da net olarak gördük. İnşallah artık anlamışızdır “doğruyu ve yanlışı”.

Neydi aslında yapmamız gereken çıkarımlar, kısaca göz atmak gerekirse;

* Futbolda alınacak saha sonuçlarının öncelikle sıkı bir mali disiplin ile oluşması gerektiğini iliklerimize kadar hissettik bu dönemde.

** Transfer döneminde yapılan “gaz ürünü” transferlere ilk olarak maliyet-performans penceresinden bakmamız gerektiğini de net olarak gördük.

***Bir spor kulübünü spor kulübü yapan en temel unsur olan “TARAFTARLIK” olgusunu çoğu zaman yanlış yorumladık ve bu süreçte takıma destekten çok köstek olduğumuz dönemleri yaşadık.

Evet bir dönem artık geride kaldı ve yeni bir sayfa açtık. Bülent Korkmaz hocamızla birlikte çalkantılı geçen sezonu kazasız belasız bitirebilmek en büyük dileğimiz ve hedefimiz haline geldi. Yapabileceğimize de yürekten inanıyorum. Ancak önümüzdeki 3 karşılaşma bu sürecin fitilini ateşleyecek bir öneme sahip.

Yarın oynayacağımız Kayserispor karşılaşması ile birlikte Kasımpaşa ve Malatyaspor mücadeleleri futbolcularımızın kendilerini önce kendilerine sonra da kendilerine inanan Konyasporlulara ispat etmeleri için büyük bir fırsat. Bu manada özellikle futbolcularımızın bu süreçten iyi bir şekilde çıkacağımıza çok daha fazla inanması ve çakmağı ateşlemesi lazım. Eğer onlar çakmağı yakarlarsa inanıyorum ki GERÇEK TARAFTAR o küçücük ateşi önce meşaleye sonra da yangına çevirecektir.

Köşe yazısı yazan arkadaşlarımız bilirler, yazının başlangıcını yaptıklarında arkası çorap söküğü gibi gelir. Yarın o bahsettiğim beyaz sayfanın ilk satırını Kayseri’de yazalım, kalanını biz dolduracağız Allah’ın izniyle.