Bülent Hocam, lütfen…
Konyaspor kazanınca hayattaki birçok şey gibi köşe yazısı yazmak da keyifli oluyor. Özellikle sezonun en kritik maçlarından birinde sahadan 3 puanla ayrıldıysanız ve bunu da son saniyelerde başardıysanız bu daha da güzel. İnşallah bu hava bozulmaz ve G.Antep deplasmanı ile birlikte bu stresli günleri bitiririz.
Maçı değerlendirmeden önce maç haftasını da ele almak gerekiyor. Cuma gününe kadar mutlak kazanılması gereken bir maç olan Ç.Rizespor karşılaşması, rakiplerimizin kaybettiği puanlar neticesinde kazanılması durumunda çok daha avantaj sağlayacağımız bir karşılaşma halini aldı. Bana göre düşme hattındaki takımlardan en iyi fikstüre sahip olan A.Gücü’nün kendi sahasında aldığı ağır mağlubiyet ve ana rakibimiz olan Y.Malatyaspor’un kendi sahasında kazanamaması Ç.Rizespor karşılaşmasının önemini bir kat daha arttırdı.
Bu şartların da etkisi ile her iki takım da genel anlamda oyunun büyük bir bölümünde çok kontrollü oynadı. Rakibinizle oynadığınız ve kazandığınız takdirde avantaj sağlayacağınız bu tür mücadelelerde bazen yenilmemek bile önemli olabilir. Konyaspor da önce gol yemeyelim mantığında başladı karşılaşmaya ve bu düşünce ilk yarıda şut bile atamama noktasına getirdi maçı. Hücum opsiyonları noktasında yıllardır kısır bir yapıda olduğumuz bir gerçek. Buna içinde bulunulan stres dozajını da eklediğimizde son derece yavaş ve üretkenlikten uzak bir karşılaşma izledik. Tabii ki bu tür maçlarda oyun kalitesinden çok alınan skorun önemli olduğu da ana gerçek. Özgüven arttıkça oyun kalitesi de artacaktır.
Son 4 haftaya girilirken rakiplerimize göre puan anlamında daha avantajlıyız. Ancak ligde zirve yarışı amansız bir şekilde devam ediyor. Konyaspor olarak hem Başakşehir hem de Trabzonspor ile oynayacağımız maçlar puan hesabı konusunda biraz daha diğer maçlara yönelmemize neden oluyor. Alınacak her puan ekstra olacaktır bu maçlarda. Önümüzdeki G.Antep FK karşılaşması bu nedenle çok önemli. Alınabilecek 3 puan bu kötü sezonun finişini güzel yapmamızı sağlayacak. 1 puanda ise iddiamızı son haftalara ve rakiplerin oynayacağı maçlara bağlayacağız.
Bülent Korkmaz hocamdan da bir ricam olacak. Tarz olarak oynayan oyuncudan çok oynanan oyuna bakan birisiyim. Hatta takım içinde düşük performans gösteren bir oyuncuyu da ayağa kaldırmak adına son ana kadar destek verilmesi tarafındayım. Ancak Bajic konusunda bu tarzımın dışına çıkacağım. Oyuncu özellikleri olarak ligin en iyi 5 santraforundan biri olduğunu düşündüğüm Bajic’in, bu takıma verebileceği şeylerin bittiğini düşünüyorum. Son vuruş kalitesi ve takım oyuncusu olma gibi özelliklerinin yanında çok duygusal bir yapıda olması bu sene bizi hep kötü etkiledi. Rize maçında da bu ruh halini gördüm. Yakaladığımız tek pozisyonda bile hangi ayakla vuracağına karar veremeyen Bajic’in, yaşadığı mental gel-gitler ne yazık ki en önemli özelliği olan kararlılık ve bitiricilik özelliklerini perdelemiş. Bu anlamda takım içindeki harmoniyi de bozduğunu düşünüyorum artık. Bülent hocanın Bajic özelinde bir karar alması gerekiyor. Bajic’in kazanılması için hepimizin çok ciddi emekleri oldu. Bülent hocam da yukarıda bahsettiğim özelliklere güvenerek bu oyuncuya şans verdi. Ama artık dönüşü olmayan bir yola girdik. Konyaspor olarak kimsenin gönlünü yapacak durumumuz kalmadı maalesef.
Oyunda olduğu kısa süre içinde bile takımı ateşleyen Miya’ya da özel bir parantez açmamız lazım. Son 10 dakika yapılan tüm atakların organizmasında Miya vardı. İnisiyatif aldı, takıma özgüven aşıladı. Kısacası o kritik dakikalarda sahneye bir lider çıkmalıydı ve o lider de Miya oldu. Son dakikada soğukkanlı bir şekilde kullandığı el yakan, ayak titreten penaltı da aslında bu performansının kısa özetiydi. Sezon başından bu yana inişli çıkışlı bir performans çizmesine ve çoğunlukla yedek kalmasına rağmen en skorer oyuncumuz olması da içinde bulunduğumuz durumu anlatıyor aslında.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.