Zordur böyle maçları oynamak. Hava şartları, zemin şartları gibi fiziksel etkenlerin yanında işimizi en çok zorlaştıran içinde bulunduğumuz psikolojiydi. Kazanamamanın verdiği özgüven eksikliği ve alınamayan puanlara bağlı olarak ligde gelinen pozisyon, stres dozajımızı hayli arttırmıştı. Böyle bir ortamda, rakibimiz denilebilecek bir takıma karşı deplasmanda oyunun tamamına hükmetmek ve 4 net gol pozisyonundan yararlanamadığımız bir karşılaşmada son dakika da olsa gülmek şehrin tüm dinamiklerini rahatlattı. Her geçen hafta istediklerini daha çok yapabilen bir takım göreceğimizi düşünüyorum artık. 

Maç öncesi Nalçacılılar olarak bir paylaşım yapmış ve şehirdeki bu havanın olumlu bir ruh haline dönmesi noktasında çağrıda bulunmuştuk. Sebebi ise Konyaspor’u kritik müsabakaya zihinsel olarak biraz daha rahat çıkarabilmekti. Tabii ki o açıklamada genel rahatlamanın alınacak bir galibiyet sonrası olacağını da belirtmiştik. O galibiyet de geldi çok şükür. Sosyal medya platformlarında hemen hemen herkes benzer şeyler paylaşarak gelen galibiyet için “ŞÜKRETTİ.” Bu gidişatın kalıcı olması için özellikle önümüzdeki 2 hafta çok önemli. Bu dönemde havayı yakalamış, rüzgarı arkasına almış takımımızı, bu maçta yaptıklarının bir tık ötesini de yapabileceklerine inandırmamız gerekiyor. Transfer gibi konular zaten sürecinde akmaya devam edecek ki açıklamada söylediğimiz gibi zaten “bu işler taraftarın tepkisinden bağımsız olarak işin profesyonelleri tarafından yürütülmeye devam ediyor.” Bu noktalardan arınarak özellikle G.Saray ve Antalyaspor karşılaşmalarında da bu sinerjinin devam etmesi için ne gerekiyorsa yapalım. “Ya futbolcu oynamazsa bunun ne önemi var” demeyin. Futbolcu kardeşlerimize saha içinde düşündüklerini yaptıracak o enerji aslında bu detaylarda saklı. Evet bu maç önemli bir eşikti ve bu eşiği genel olarak olumlu bir futbol oynayarak aştık ama A.Gücü’nün kötü oyunu da bizim işimizi kolaylaştırdı. Hala eksiklerimiz var ve her hafta bir tık daha üstünü zorlayarak devam etmemiz gerekiyor. Bunu futbolcularımızdan ve teknik heyetimizden bekliyoruz ama burada bizler de taraftar olarak her hafta bir adım daha öteye gidebiliyor olmalıyız.

Maç sonrası yaşanan olumlu tablonun sürmesi, oynanacak G.Saray karşılaşması öncesi en kritik nokta. Pazar günü stadın tamamen destek verecek taraftarlarımız tarafından doldurulması ve bu şuurla 90 dakika oyunun içinde kalmamız çok önemli. Rakibi ve hakemi etki altına alacak bir tribün performansı şart. Özellikle tartışmalı pozisyonlarda vereceğimiz küfürsüz ve yerinde tepkiler bu baskıyı oluşturacaktır. Maçı yaşayarak, içine girerek izlememiz lazım. Bunun yanında oyuncularımızı motive edecek jest, mimik ve hareketler de etkili olacaktır. Sözün özü; G.Saray karşılaşması A.Gücü karşılaşmasında kazanılan 3 puanı daha anlamlı hale getirecek bir karşılaşma olacak. Tüm şehrin bu düşünceyle maça hazırlanması ve olumlu düşünmesi gerekiyor. Burayı rakipler için bir çok kez cehenneme çevirdik, yine yapabiliriz. Yeter ki negatif enerjiden uzaklaşıp, pozitif olabilelim…