EŞİTLİKÇİ TOPLUM ALGISI
Son yıllar da özellikle Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın- erkek eşitliği, bireylerin eşitliği, İstanbul Sözleşmesi (özellikle bazı maddeler üzerinden) gibi kavramları sık duyar olduk. Bir an da bazı vakıf ve dernekler hemen bu konu üzerine projeler üretmeye başlamışlardır.
Peki sizce bu kavramların hiç temel alt yapısı yok muydu? Tabi ki bir altyapısı vardı. İlk olarak Toplumsal cinsiyet eşitliğinin temeli geçmişe doğru bakıldığında öncelikli olarak feminist bir düşünceye dayandırılmaktadır.
Toplumsal cinsiyet politikaları, iktidar ile ilişkiler, sosyal, siyasal ve iş istihdamı üzerine yoğunlaşan bir üşünce yapısı olarak 18. yüzyılın sonlarına doğru kadınlara karşı adaletsiz davranıldığı gerekçesiyle bazı düşünürler bu konu üzerine eserler yazmışlardır.
20. yüzyılda kadınlarında iş hayatına dahil olması ile birlikte yeniden gündeme gelmeye başlamıştır.
Günümüzde ise öncelikle Avrupa’da başlayan bu akım bütün dünyada etkili olmuştur. Birleşmiş Milletlerden, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bütün uluslararası arenada kabul ettirilmiştir.
Erkeğin maskülen gücünü kırmaya yönelik tamamen feminist düşünceye hizmet edecek şekilde tasarlanmıştır. Bu kavramın altında kişilerin cinsiyetlerini özgürce tercih etme hakları da verilmiştir. Cinsiyet değiştirme ameliyatları ve eşcinsellik ciddi anlamda artmıştır. Bütün insanlığın fıtratına ters olan bu durum artık bir tehdit olmuştur.
Adalet ve eşitlik kavramlarının nasıl bir algı ile yönetildiğini ve bu kavramların içinin nasıl boşaltıldığını görebiliyoruz. İslamı kadınların haklarını yemekle suçlayarak hem insanlara farklı bir din algısı oluşturmak ve onların dinlerine karşı cephe almalarını sağlamayı hedeflemektedir. Günümüzde olan her şeyin geçmişte bir temeli olduğunu görüyoruz. Üst aklın aile kavramının bitirmeyi, tek din ve tek toplum oluşturma çabaları artık aşikardır.
Bize düşen buna karşı uyanık olmak ve gerekli tedbirleri alarak nesillerimizi korumaktır. Fıtrat korunmaz ise aşağılık bir mahlukatlar oluşur ve bu durum bütün kötü şeylerin hızla yayılmasına vesile olur.
Sen ben değil, Biz varız…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.