Namık CEYHAN

Namık CEYHAN

Sadece bir gün değil her gün

Sadece bir gün değil her gün

Dünya Emekçi Kadınlar Günü 8 Mart’ta çeşitli anma etkinlikleriyle kutlandı. Hayırlara vesile olmasını dilerim. Bu sene Ukrayna-Rusya savaşında mülteci duruma düşen kadınların ve çocukların dramı ön plandaydı. Allah yar ve yardımcıları olsun. Ne yazık ki erkeklerin baş aktör olduğu bu güç savaşında olan kadınlara ve çocuklara oluyor. Savaş bir an önce dursun da kadınlar ve çocuklar ağlamasın inşallah.

Bizi biz yapan analarımız, bacılarımı z, hayat arkadaşımız, hayatımızın yarısı hatta çok daha fazlası olan kadınlarımız sadece “Kadınlar Günü”, “Sevgililer Günü”, “Anneler Günü”, “Evlilik Yıl Dönümü” ve “Doğum Günü” gibi özel günlerde değil, yılın her günü hatırlanmalı ve hep baş tacı edilmelidir.

Yaşamımızda, doğumdan ölüme, hayatın her anında varlıklarını hissettiğimiz, ihtiyacımız olduğunda desteklerini esirgemeyen, eğiten, yetiştiren, bizi biz yapma yolunda yüreklerindeki sevgi ve şefkati karşılıksız olarak veren, çocukların ilk öğretmeni olan kadınlar, toplumun geleceğinin mimarlarıdır.

Hayatın her alanında artık vardır kadınlarımız. Gerek evde, işte, sokakta, gerekse bilimde, savaşta, cephede her yerdedir kadınlarımız. Günü geldi bebeğinin kundağında mermi taşıdı, çocuğuna siper oldu. Günü geldi eş oldu, sadık bir dost, güvenilir bir sırdaş, arkadaş oldu kadın. İçten bir gülümsemeyle sığınacak bir yuva oldu kadın. Kadın varsa erkek bir bütündür, kadın yoksa yarımdır.

Ben etrafımdaki bekar erkeklere zaman zaman takılırım: “Ölmeden evlenin” diye. Hadi oradan diye söylendiklerini duyarım ama maalesef gerçek bu. Evlilik bir sünnet olmanın yanı sıra erkeğin kendini tamamlama girişimidir. Kadın ve erkek birbirlerine daima muhtaçtır. Evlilik gençlik hevesini tatmin etme değil, geleceğini inşa etme yolunda can yoldaşını seçme sanatıdır. İnsanlar özellikle yaşı ilerledikçe birine tutunarak yürüme ihtiyacı duyar. İşte o birini seçmede acele edin diyorum.

Kadın, önce ailesinin kıymetli bir çocuğu, sonra kendi ailesinin müşfik bir annesi olur. Bir çocuğu şefkatle, öz veriyle, en içten duygularla büyütüp ondan iyi bir insan çıkarma uğraşısı verir. Ailesini mutlu etmek ve onurlandırmak için çaba sarf eder. Bu haliyle yuvayı yapan dişi kuş olur.

Hiçbir fedakârlıktan kaçınmadan yanımızda olan kadınlarımız, şüphesiz en değerli varlıklarımızdır. Anne olarak aile içindeki sorumluluklarının yanında tarihin her devrinde de aktif olarak rol alan kadınlarımız her övgüye değer, her övgüye layıktırlar. Onlara hak ettikleri değeri sadece Dünya Emekçi Kadınlar Günü gibi bir günde değil hayatın her anında ve her gününde göstermeli, her zaman bunu hissettirmeliyiz.

Kadın sadece iki heceden oluşan bir kelime değildir. Kadın hayatın kendisidir. Kadın zenginliktir. Kadın üretkenliktir. Kadın topluma yön verendir. Unutmayalım ki erkek baş ise kadın boyundur, o nereye isterse başı döndürür. Onun için boynumuzu hoş tutmalıyız ki doğru yöne dönelim.

Kadının toplumdan tecrit edilmesi, ötelenmesi, şiddete maruz kalması toplumun istikbalini tehlikeye düşürür. Son yıllarda artan kadına şiddet ve taciz hadiseleri maalesef bu yöndeki kaygılarımızı artıyor. Toplumuza yakışmıyor. Bu taciz ve baskılara hep birlikte karşı durmalıyız.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre, Türkiye'de 2020 yılında 300 kadın, 2021 yılında ise 280 kadın cinayet kurbanı olmuş, 217 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulunmuş. OECD ülkeleri arasında kadına karşı şiddetin en yaygın olduğu ülkelerin başında geldiğimiz, 2021 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu'nda ise 156 ülke 133. sırada yer aldığımız belirtiliyor. Hemen her gün televizyonlarda kadına şiddet ve cinayet haberlerini izledikçe “Bu ayıp bize yeter” diyorum.

Asr-ı Saadet’ten önce yüzyıllar boyunca yaşama hakkı tanınmayan, doğumundan utanç duyulan, diri diri mezara konan, varlığından utanılan, hiç değer verilmeyen kızlara, kadınlara İslamiyet ile öyle bir güneş doğdu ki, o güneş kadınları, kızları ayaklar altından alıp omuzlar üzerine taşıdı. Kadınların ayaklarının altına cennet-i ala serildi. İslam dini kadınlara kıymet veren bir dindir. İnananlar için kadın kutsaldır. Kadınlarda Allah’ın bir emanetidir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren başlatılan yeniden doğuş hareketinde dünyada pek çok ülkede o yıllarda olmayan kadına seçme seçilme hakkı tanıyan bir ülke olmanın onurunu yaşıyoruz. Bu onuru bize yaşatan Mustafa Kemal ATATÜRK’le ne kadar gurur duysak azdır. Onun en büyük emaneti olan Cumhuriyet rejimine layık bireyler olarak kadınların hakkını her zaman teslim etmek ve hak ettikleri saygıyı göstermek hepimizin görevi olmalıdır.

Sağlıklı, temiz ve güvenli bir gelecek için gerekli olan sevgiyi, şefkati, merhameti ve fedakârlığıyla bize öğreten bizlere örnek olan kadınlarımızı el üstü tutmalıyız. Kadın ve erkeği karşı karşıya getirmeden, kadın ve erkeğin beraber ve eşit olduğu adil bir sosyal hayatın inşası temel hedefimiz olmalıdır.

Kadınların çalışma hayatında yer alma oranları hala daha %33 civarındadır. Başta siyaset kurumu olmak üzere hayatın her alanında fırsat tanınmalı ve pozitif ayrımcılığa yer verilip tıpkı nüfus oranımızda olduğu gibi kadın erkek sayısı eşitlenmelidir. Ben inanıyorum ki kadın elinin değdiği her yerde her şey daha güzel olacaktır.

Araştırma şirketlerinin yaptığı anketlere göre ülkemizdeki kadınların %70’den fazlası mutsuz. Mutsuzluğun sebebi tabii ki erkek egemenliği ve erkek baskısı. Buna bir de ekonomik kaygılar eklenince, geçim derdi yükü binince, mutlu ve güvende olmaları mümkün mü?

Aslında biraz empati, biraz saygı, biraz anlayış ile çözülebilecek her şey. Ama halen kızı, kadını ikinci sınıf gören ve bunu kendine bile itiraf edemeyen erkek hegemonyasını hayatın merkezine alan insanlarla dolu her yanımız. Bizim mücadelemiz bu hem cinslerimizle de baş etmek olmalıdır.

Çağdaş, demokratik ve sosyal devlet olma anlayışı gereği, gelişen ve değişen dünyamızda kadınları hak ettiği yerini almış bir toplum, eğer kadınlara saygı duyuyor ve onu yeterince koruyup kolluyorsa ciddi adımlar atmış demektir. Bu bağlamda kadına verilen değer medeniyetinde bir ölçüsüdür.  Gelişmişliğin göstergesidir. Bu göstergede sınıfta kalmak istemiyoruz. Dünya emekçi kadınlar günü kutlu olsun. Tabii kutlamaya yüzümüz varsa? Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Namık CEYHAN Arşivi