Oğuzhan Akyener

Oğuzhan Akyener

Tayvan gerilimi savaş çıkartır mı?

Tayvan gerilimi savaş çıkartır mı?

Küresel tansiyon bir türlü düşmek bilmiyor.

ABD Kuzey Kore’yi yürüttüğü balistik füze denemeleri sebebiyle uyarırken, kendisi için öncelikli tehdit olan Çin’in ürettiği (ABD’nin ise sahip olduğu onca uzay – deniz – kara teknolojisi ve radar üssüne rağmen tespit etmekte geciktiği) süpersonik füzeler ve elde ettiği askeri teknolojiler üzerine de kara kara düşünüyor.

Yaşanan ve en azından kış boyunca devam edecek olan enerji krizi Çin’in büyüme hedeflerini reel anlamda sekteye uğratsa ve bu durum ABD’ye zaman kazandırsa da, Çin’in yükselişini engelleyebilmek için daha kalıcı krizlere ihtiyaç var!

Bu bağlamda hayata geçirilen AUKUS ve Quad paktlarının yanı sıra, Afganistan’dan çekilme ve BM nezdinde başlatılan Doğu Türkistan girişimi de ortamı yakın gelecekte daha fazla gerecek gibi…

*

ABD’nin bu bağlamda iki temel önceliğinin olduğu kesin!

1-Çin’in ekonomik büyümesini engellemek, bunun için de enerji krizi ile başlayan süreçte ilgili deniz ve kara güzergâhlarında Çin’in baş edemeyeceği sorunlar çıkarmak!

AUKUS bu planın deniz ayaklarından, Doğu Türkistan ve Afganistan da kara ayaklarından bazıları…

2-Çin’in özellikle askeri teknolojiler anlamındaki etkinliğini zaafa uğratmak!

İşte ABD’nin SpaceX gibi özel sektör görünümlü uzay programlarının aslında hepsinin merkezinde, bilimsel fantezilerin çok ötesinde Çin’e karşı uzay ve hava üstünlüğü sağlamak olduğu da aşikâr…

****

İşte ABD genel anlamda bunun mücadelesini veriyor ve artık kendisi için birincil öncelik olma konumunu kaybeden hiçbir şey için daha fazla emek sarf etmek istemiyor.

 ****

Bunlar yaşanırken Biden kendisine yöneltilen bir soru üzerine: “Çin’in saldırısına maruz kalırsa Tayvan’ı savunacağız.” şeklinde bir cevap verdi.

Aslında başka ne diyebilirdi ki?

Tabii bu cevap birçok uzman tarafından “büyük bir savaşın kapıda olduğu” şeklinde yorumlandı.

Gerçekten öyle mi?

****

Çin ile diplomatik temas sürecini kapatmayan, arka plandaki kurgularına devam etse de, devlet başkanı düzeyinde dahi görüşmelerini sürdüren bir ABD’nin mevcut durumda gerçekten büyük ve yıkıcı bir savaşı göze alabilmesi imkânsız gibi…

Öte yandan aynı durum Çin için de geçerli…

İki taraf da farkında ki, olası bir sıcak çatışmanın nerelere gidebileceğini hiçbir simülasyon ve projeksiyon kestiremez!

Zaten soğuk savaşta olan iki devin çatışmayı sıcak formata çevirmesinin neticeleri yönetilemez!

Sadece tahmin edilebilir bir netice yaşanır ki: bu da reel bir sıcak savaş sonrasında iki devin de küresel hâkimiyetlerinin biteceği ve isimlerinin (en iyi ihtimalle) orta ölçekli ülkeler ligine yazılacağı gerçeğidir!

Yani böyle bir olasılık neticesinde meydan; Rusya, Hindistan, İngiltere, Fransa, Almanya, (ABD ile Çin arasında olası bir sıcak savaşa girmezlerse) Japonya ve Avustralya, İtalya, Kanada, Türkiye ve Endonezya gibi ülkelere kalacaktır!

(Hatta mevcut askeri altyapısı, medeniyet coğrafyasındaki etkinliği ve toplumsal avantajları sayesinde Türkiye bu ülkeler içinde de daha da belirginleşerek, çok geniş bir perspektifte hâkimiyet sağlayacaktır!)

Olası bir sıcak savaş sonrasında ABD ve Çin küresel politikalardaki etkinlik anlamında ancak bu ülkelerin çok gerisinden süreci izlemek zorunda kalacakları bir pozisyona düşecektir!

****

Tablo böyle iken, sizce Çin ve ABD aralarındaki soğuk savaşı ısıtmayı göze alabilir mi?

Tabii ki hayır!

Demek ki, yeni hamleler, yeni oyunlar ve sıcak çatışma olasılıklarını minimize eden stratejiler üzerinde süreç devam edecek gibi görülmektedir!

*****

Öte yandan Çin Tayvan’ın kendisi için çok ama çok büyük bir kırılma noktası olduğunun idraki ile (algısal neticeler umduğu) askeri şov dışındaki askeri müdahalelerden zaten kaçınmaya devam ederek, süreci daha yumuşak bir şekilde çözmeye çalışmaya devam edecek gibi görülmektedir.

Tabii bu şekilde netice alamaz ise, her daim daha riski alternatif seçenekleri de masada tutmaya devam edecektir.

Çünkü ABD’nin Çin’in Tayvan’a gerçek bir askeri müdahalesi karşısında (Biden’ın ifadelerinin aksine) askeri bir cevap verememesi olasılığı da daha ağır basmaktadır!

İşte Çin yönetimi de bu durumu çok iyi idrak etmektedir.

Ukrayna ve Gürcistan’da Rusya karşısında ABD’nin tutumu, bütün dünyaya bu olasılığın ne kadar kuvvetli olduğunu göstermiştir.

Tabii öte taraftan Tayvan; ABD için Ukrayna veya Gürcistan da değildir!

İki ülkeden de çok daha önemli ve stratejiktir!

Bu sebeple ilgili denklem, olasılık ve senaryolar hesap edilirken dikkat edilmesi gereken birçok denge bulunmaktadır.

Fakat mevcut göstergeler, (orta vadede dahi) uygun koşullar oluştuktan sonra Çin’in Tayvan’a olası bir askeri müdahalesi karşısında, ABD’nin de Çin’e veya Tayvan’a askeri müdahalede bulunamayacağını göstermektedir.

AUKUS gibi hamleler dengeleri kısmen değiştirebilecektir. Fakat bu gibi adımlar ancak 2050’lerde etkinleşmeye başlayabilecektir.

!Öte taraftan yine küresel durgunluk, içe kapanma ve akıl tutulmasına sebep olacak (aynı zamanda Çin’in ilgili hedefleri için de zemin hazırlayacak) yeni pandemiler de her daim dikkate alınması gereken riskler arasındadır! Çünkü artık KBRN (Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik, Nükleer) alanındaki hamleler hem çok daha ucuz hem de çok etkili olacak bir zemine erişmiştir!

*****

Özetle mevcut tablo gösteriyor ki, şu an sıcak bir savaş beklenmese de, her geçen gün daha büyük risklerle adım adım bütün insanlığa yaklaşmaktadır!

ABD’nin bu süreçte çok ince hesaplar yapması gereklidir!

Öte yandan Çin de boş durmamaktadır.

Enerji, KBRN, (özellikle uzay ve havacılık merkezli) Askeri Teknolojiler ve yapay zekâ geleceğin en önemli rekabet alanlarıdır! 

*****

Yapay zekâ destekli birçok alternatif senaryo ile küresel adımlarını planlayan ABD ise stratejileri dâhilinde, kendi zafiyeti sebebiyle (Ortadoğu’dan Doğu Akdeniz’e, Afrika’dan Orta Asya’ya kadar geniş bir coğrafyada) oluşabilecek bir boşluğu Türkiye ve Rusya’nın ivedi bir şekilde nasıl doldurabileceğini çok iyi bilmektedir!

İşte Türk Devlet aklı da, her türlü zorluğa rağmen; çok daha zor ve zor olduğu kadar fırsatlarla da dolu olan bir geleceğe hazırlanmaya çalışmaktadır!

İşte bu sebeple, yönetim modellerinden, kurumlara yönelik dönüşümlere, para – yatırım – teşvik – ticaret politikalarından, teknolojik hamlelere, dış siyasetten askeri müdahalelere kadar bütün hamlelerin bu tablo da dikkate alınarak değerlendirilmesi daha objektif yaklaşımlar geliştirmeye fayda sağlayacaktır!

*****

Dünyada büyük bir soğuk savaş çoktan başlamıştır!

Bizim de bu süreçte karşılaştığımız zorluklar karşısında sadece “ah vah” etmek ve içimize kapanmak gibi bir lüksümüz bulunmamaktadır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oğuzhan Akyener Arşivi