Uzayan Halk Ekmek Kuyrukları ve Makam Araçlarının Konvoy Kuyruğu
Merhaba,
BBN Haber Gazetesi’nde bu ilk yazım. Biraz olsun kendi iç dünyamda hissettiklerimi, benim dünyamda neleri sorun ettiğimi, nelere sevindiğimi anlatacağım. Biraz siyaset, biraz vatandaş ekonomisi, biraz dış politika ve çoğunlukla hayatın içinden gördüğüm, duyduğum kesitleri sizlerle paylaşacağım.
Öncelikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Ekonomik Kurtuluş Savaşı’ diyerek başlattığı, enflasyon ve yüksek faiz ile mücadelede kurun yükselişleri derken, aslında önümüzü göremez olduk. Ama endişeye gerek yok. Bu ülke siz değerli okuyucularımın da bildiği gibi, çok zor zamanlar atlattı muhakkak bunun da üstesinden gelecektir. Tabi bu süreç birtakım zorlukları da beraberinde getirecek. Faizin oluşturduğu yük insanımızın üzerinden kaldırılmaya çalışılırken, enflasyon kur geçişkenliğiyle baş başa kaldık. Artan enflasyon her geçen gün kendini hissettiriyor. Önceki gün aldığımız ürünü bugün aynı fiyata alamıyoruz.
Peki biz sıradan bir vatandaş olarak kendi bütçemizle ’Ekonomik Kurtuluş Savaşı’ verirken, devlette neler yapılıyor? Halen herhangi bir bakanın bir yerden bir yere giderken kilometrelerce uzayan konvoyuna, miting meydanlarında harcanan umarsız masraflara, Millet Bahçeleri’nin bütçesinin kabarıklığına ve bu örneklerin daha çoğaltılacağına hepimiz şahidiz, görüyoruz, yaşıyoruz. Yayımlanan Tasarruf Genelgesi’ne ne oldu peki? Kiralama yoluyla edinilen taşıt sayıları azaldı mı? Misafirhane ve sosyal tesisler taşınmaz alımları yapılmıyor mu? Çok mu şart bir ilçe belediye başkanının lüks skalasındaki makam aracı? Devletin 2020’den günümüze neredeyse her kalemde bütçe giderleri artıyor. Millet evine ekmek götürmenin ucuz yollarını ararken, daha iyi bir yaşam standartı için daha fazla mesai yapmak isterken nedir bu üst kademenin lüks ve şatafat aşkı? Böyle mi ekonomik bir savaş vereceğiz? Kamunun giderlerini neden bu halk ödemek zorunda? Madem bir savaş verilecek, o zaman bırakın lüks düşkünlüğünüzü. 6 ay sonra mı iyi olacak her şey? O zaman o 6 ay milletvekilleri almasın maaşlarını. Neden fedakarlık dar gelirli vatandaştan isteniyor? Sen itibarını artıracaksın diye, yiyeceğin her türlüsünü tadacaksın diye, çocuklarını özel okullarda tam teşekküllü okutacaksın diye bu vatandaş fedakarlık yapmamalı. Biz ‘kimse lüks içinde olmasın. Çocukları özel okullarda okumasın, kuş sütü içmeyin’ demiyoruz. Ama bir fedakarlık yapılacaksa, zaten zor durumda olan halk yapmamalı bu fedakarlığı. Önce siz yapacaksınız, sonra onlara gelecek sıra. Kaldı ki bu millet her zaman fedakarlık yapmaya hazır. Bunun örneklerini onlardan çok siz dile getiriyorsunuz, sayın milletin vekilleri.
Değerli okurlarım, 2020 yılında sadece taşıt kiralamaya 557 milyon lira, satın alımınaysa 404 milyon lira harcanmış. Bu belki ‘devlet elbette taşıta ihtiyacı olacak’ diye okunabilir. Bizim buna itirazım olmadı hiçbir zaman. Bunun azaltılmasını ve usulsüzlüklerin giderilmesini istiyoruz.
Gelir dağılımı bu kadar adaletsizleşmişken, insanların fakiranelerinde neler yaşandığını bizler biliyoruz. Siz de bu duruma göz yummayın, kulak tıkamayın. Hepimiz aynı gemideyiz. Ülkeye çöken kara bulutların arasında sizin sırça köşkleriniz güneş almaz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.