Millet olarak her gün, her an dua ediyoruz. 
Özellikle hastanelerdeki sağlık ocaklarındaki insanların halini bir görseniz. Çalışan personelden doktoruna şifa bulmak için gelenlerden yakınlarına kadar, ağızlardan çıkan iki cümleden biri dua oluyor.
Böylesine insanlık tarihine virüs salgını olarak geçecek tarihi günlerde bir yandan can bir yandan mal para derdinde gidiyoruz bakalım.
Bu gidişat iyi gidişat mı yoksa kötü gidişat mı?
İyi derken neyi kastediyoruz kötü derken neyi?
Her insana her kafaya göre 80 milyonun bakışına göre farklı bir durum.
Yalnız şu ana kadar gördüğüm biraz aklıselim biraz korkan insanların ortak aklı “Millet olarak insanlık olarak nereye gidiyoruz?” 
“Bu işin sonunda nerede oluruz?” 
olarak bir noktada birleşiyor.
.............
Dualarımız da ortak; “Hayırlısı ile inşallah en az hasarla, en kısa zamanda kurtulabilmek…”
...............
Milletin kafası allak bullak, millet can ve para derdinde pin pon topu gibi bir oraya bir buraya gidip gelirken bizim de çok sağlıklı düşünebildiğimiz söylenemez.
Buna rağmen kılı kırk yararak arabayı şarampole devirmemeye çalışıyoruz.
................
Mesela eğitim camiasından ana babalardan bazı eğitim kesimine Sayın Milli Eğitim Bakanı Selçuk’un yaptığı açıklamaya olan samimi tepkileri bu sütunlara sığdırmamız mümkün değil.
Allah var kendi telaşemizden Sayın Bakanın ilk açıklamasını biz de kaçırmıştık.
Sonradan dinledik ve okuduk.
O zaman velilerden gelen ortak isyana hak verdik.
Sistem çökünce Sayın Bakan mikrofonlara gayet rahat gayet mutlu bir şekilde hatta övünürcesine “talepte sıçrama var” diyor. 
Sayın Bakanım ama Allah rızası için biraz vicdan. 
Talebin ne olacağı baştan belli değil miydi? 
Türkiye’deki öğrenci sayısı, il il, ilçe ilçe, mahalle mahalle, okul okul hatta sınıf sınıf belli değil miydi?
Belki çok kötü bir örnekleme olacak ama orta halli bir esnaf bile dükkanını sabah açarken içeride bulunan ürünün sayısını adedini kilosunu ezbere bilir. 
Sonuçta bunlar bu rakam devletin resmi kayıtlı öğrencisi. Sayı olarak. 
Siz bu öğrencilere ders veriyorsunuz.
Hadi gelin hep birlikte hatırlayalım. 
Daha aylar önce, okullar kapandığında Sayın Bakan Bey aynen şunları söylememiş miydi?
“Okulları hemen açmaya da, hiç açmamaya da hazırız. Her türlü alternatifimiz hazır”
............
Ve Sayın Cumhurbaşkanımız da sizlerin verdiği brifingler doğrultusunda basın açıklamasında milyonlarca velinin yüreğine böyle su serpmişti.
Şimdi aynı isim “Biz 6 ay boyunca yeterli sistemi oluşturup planlayamadık” demiyor da “talepte sıçrama oldu” diyor.
Ben de bu noktada iyi niyetli olup direkt Sayın Bakanın değil ekibinin bakış açısının yanlışlığına vurgu yaparak keşke siz de “Şu mektepler olmasa, maarifi ne güzel idare ederdim” diyenler kervanına katılsaydınız derim.
İnanın cümleler çok süslü püslü güzel insanın kulağına hoş gelen laflar ediliyor. 
Talepte sıçrama varmış. 
Talepte sıçrama ne demek Allah aşkına? 
Hangi sınıfta kaç öğrenci var, belli demek. 
Sıçrayınca ne oluyor? 
Yoksa yeniden barış çubuğu içmeye hazırlandığımız komşu Yunanistan’dan öğrenci mi geldi? Talip ondan mı arttı talebi sıçrattı?
Sonra yetkililer açıklama yapıyorlar
Uzaktan eğitimde dünya ikincisiyiz”...
Yok bu kadar inandırıcı olmadı rakamları küsuratlı yapalım da millet inansın.
.............
Bir taraftan İHA’larla SİHA’larla dünyayı şaşkına çeviren bir Türkiye diğer taraftan evinde bilgisayarı olmayan Türkiye.
Bilgisayarı interneti olsa da yüklenilince çöken Türkiye.
Yani bizim o klasik tezatlar ülkesi TÜRKİYE mi?...
............
Olmuyor beyler olmuyor.
Sayın Cumhurbaşkanıızın 40 ayrı cephede verdiği mücadeleyi hiç empati yaparak izliyor musunuz?
Bir lider herkese anlayacağı dilden cevap yetiştirmeye, onları mat etmeye gayret gösterirken makam masalarından popolarını kaldırmayanlar, o lüks makam otoların sağ arka koltuklarından inmeyenler (İnenler ya da makamlarından kalkanlar da kameralar objektifler için yapıyorlar) büyük vebal altındasınız.
Sayın Cumhurbaşkanımız size inandı.
Size güveniyor da.
Ama Anadolu’da, bizim şehirde bile Reis’ine inanan insan bu çökmüşlüğün karşısında eziliyorsa sizin öbür dünyada yatacak yeriniz yok demektir.
Bugünkü Türkiye’de hiçbir makam mevki sahibinin mazereti olamaz.
Hiç kimse bir mazerete sığınamaz.
Hep dedik hep demeye de devam ediyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımızı iktidarının ilk günlerinden bu günlere kadar en çok üzen ve yoran alanlardan birisi eğitim.
Demedi demeyin.
..............
Böylesine genel ve üzücü bir konudan yerel bir konuya geçelim mi?
******
FOTOĞRAFLARDAN BİR ŞEY ANLAMA ŞANSINIZ YOK
Salih ............. isimli bir okurumuz önceki gün şöyle bir mesaj gönderiyordu;
“Uğur Bey kolay gelsin. 
Sizden bir istirhamım olacak. Özellikle eski ismi Birlik yeni ismi 15 Temmuz Şehitler parkının  akşamları olan aydınlatma sorunu aylardır maalesef giderilmemektedir. Konu ile ilgili bilgilendirme yazısı yazabilirseniz memnun olurum. Selamlar ...”
...........
Salih Bey’den konunun daha iyi anlaşılabilmesi için fotoğraf ricasında bulunduk.
Salih Bey üşenmemiş havanın kararmasını beklemiş ve bize aşağıdakilere benzer çok sayıda fotoğraf çekip göndermiş.

Ben baktım bir şey göremedim.
Biliyorum siz de ne kadar dikkatli bakarsanız bakın hiçbir şey göremeyeceksiniz.
Yani okurumuzun dile getirdiği gibi park zifiri karanlık.
İnşallah yetkililer buraya en kısa zamanda el atarlar.
Biz de okurlarımız sayesinde yetkililere teşekkür ederiz.
    
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
İnsan yaptığı yanlışlara değil de, yanlış insanlara yaptığı doğrulara üzülür.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Hastane ve sağlık ocaklarında mecbur kalmadıkça birbirimize temas edecek kadar yaklaşmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.