Ülkemizin birliği beraberliği adına şu görülmemiş günümüzün zor şartlarında Türkiye olarak kenetlenmemiz adına güzel girişimler var.

Var ama böylesine zor bir günde belli kesimlerin Üçüncü Dünya Savaşı’nda görünmeyen düşmanla mücadele senaryoları yazdığı şu zor günlerde birimizin siyah dediğine diğerinin beyaz, birinin iyi dediğine diğerinin inatla kötü dediğini üzülerek izliyorum.

Biz buna yakın zamanda siyasi kutuplaşma diyorduk.

Şaka gibi bir şeydi.

Ama kendimizin ve en sevdiklerimizin ölümü hissettiği bugün de bu siyasi kutuplaşma inanın geleceğimiz adına çok kötü bir sinyal.

Bu vakayı atlattıktan sonra ülkeyi yönetenler bir dönem çanak tuttukları prim ve oy kazandıkları siyasi kutuplaşmayı elbirliğiyle derhal yok etmeliler.

Aksi taktirde gelinen noktada “bayrak, ezan, vatan ve millet” için bile bir araya gelemiyorsak bizim sınır ötesinde düşman aramamıza gerek yok derim.

Bu konuya girmeden önce sizlerden gelen birkaç konuyu değerlendirmek isterim.

******

POLİSİMİZ 20 YOLCU TAŞIYAN DOLMUŞU DA KONTROL EDER Mİ?

Önceki gün Haluk abimiz aradı. Kendisi 93 yaşındaki babasına bakarken eşi de torunlarına bakıyormuş. Eşi torunlarına bakmak için evden çıkıp iki dolmuş değiştiriyormuş. Haluk abimiz de konuya şahit olmuş mesela polislerimiz İstanbul Yolu güzergahında şehirlerarası yolculuk yapmak isteyen araçları çok güzel kontrol ediyorlarmış ama özellikle sabah ve akşam saatlerinde eşinin bindiği dolmuşta en az 20 kişi bulunuyormuş, abimiz bu konuda polisimizden ricacı olmamızı istiyordu.

Yine abimizin dikkat çektiği bir başka konu vardı. Havaalanının bulunduğu bölgede bir dini görüşe mensup bölge ve cami var. Abimizin dediğine göre burada da otobüsler dahi varmış. Abimiz şehirlerarası seyahatin mecbur olmadığı sürece yasak olduğu günümüzde bu konuyu soruyordu.

******

YORUMCULAR GERÇEKTEN PANİK HAVASI OLUŞTURUYOR

Doğrusunu söylemek gerekirse mümkün olduğunca televizyonlardaki yorum ve tartışma programlarını izlemiyordum. Hatta hiç izlemiyordum diyebilirim. Ancak şu hastalıktan dolayı önce izleyeyim dedim. Sonra baktım ki bir süre sonra bu programların da cılkı çıktı.

İşte bizim düşündüklerimizi sanayici iş adamı Mustafa Ceylan abimiz bize yazarak şöyle yorumluyordu;

“Bu virüs çıkalı tv açıkoturumlarını zorunlu olarak dinliyoruz. Burada bizleri şüpheye düşürüyorlar. Birisi yapmayın, diğeri yapın diyor. Siyasilerin yorumu iktidar ‘ak’ diyor muhalifler ‘kara’ diyor. Vatandaş hangisini yapmalı acaba? Burada sadece Bilim Kurulu açıklama yapmalıdır. Bilen bilmeyen tv ekranlarında ahkam kesmesin. Vatandaşa biraz saygı göstersinler, panik havasına meydan vermesinler. Allah’ın izniyle bu da geçecek inşallah. Hayırlı günler dilerim.”

******

VATANDAŞ YARDIMI BELEDİYELERE Mİ YAPACAK CUMHURBAŞKANI’NIN BAŞLATTIĞI KAMPANYAYA MI?

İşte hayır-hasenat, yardım konusunda bile dün sabah vatandaşın kafası karışmıştı.

İşte bir okurumuz dün sabah yazıyordu

“Konya halkı şimdi Konya Büyükşehir Belediyesi’ne mi yardım edecek yoksa Cumhurbaşkanın açıklamış oldu Biz Bize Yeteriz Türkiyem kampanyasına mı?

Siz de biliyorsunuz önce CHP’li belediyeler Ankara ve İstanbul’da bu yardım kampanyasını başlattı. Ardından Konya Büyükşehir Belediyesi kampanyanın startını verdi. Daha sonra da Cumhurbaşkanımız.

Şimdi CHP’li seçmen belediyelere mi (Ankara-İstanbul) yardım yapacak Cumhurbaşkanına mı? Biz Konya’da Konya Büyükşehir Belediyesine mi yardım yapacağız, yoksa Cumhurbaşkanımızın başlattığı Biz Bize Yeteriz Türkiyem’e mi?”

******

CUMHURBAŞKANI MAAŞINI BAĞIŞLASIN DEDİNİZ!!!

Şu zor günde görünmeyen düşmanla savaşta belli bir kesim Cumhurbaşkanını, bakanları ve vekilleri hedef alarak “Saray niye maaşını bağışlamıyor?” diyordu.

Ve Cumhurbaşkanımız çıktı maaşını bağışladığını, bakanların ve milletvekillerinin maaşlarını bağışladığını rakam vererek açıkladı.

Sonra yine aynı zihniyet bu kez,

“Lider dediğinin Acun'dan ya da Haluk Levent Ahbap'dan farkı olmalı” demez mi?

Yuh ya yuh yuh.

Ne olursunuz bari şu zor günlerde başınızı gömdüğünüz o kumdan çıkartın ve çevrenize bir bakın.

Ne istediğinize bir bakın, ne istediğinizin farkında mısınız?

******

DİYANETİN YAPAMADIĞINI CUMHURBAŞKANI YAPTI

Çok açık ve net söyleyeyim Sayın Cumhurbaşkanımız son açıklamasıyla yedi aylık maaşını vererek başlattığı kampanya ile Diyanetin yapamadığını yaptı.

Üzerine asla toz kondurmak istemediğim Diyanet son VIP Cuma namazı ile beni de hayal kırıklığına uğrattı ne yazık ki.

Yüreğim yandı ben de Sayın Başkana bu konuda çok kırgınım. Yaptığı iş değildi ve en büyük zararı da takla atmak uğruna Sayın Cumhurbaşkanımıza yaptı.

Sayın Cumhurbaşkanımız akşam yaptığı toplantı ve ulusa sesleniş konuşmasından 6-7 saat önce çok sevdiğim bir dostum şöyle diyordu;

“Diyanet ya da müftü niye çıkıp bir açıklama yapmıyor. ‘Zekatı fitreyi önden de verebilirsiniz ramazanı beklemeye gerek yok’ demiyorlar.”

.....

İşte sade, temiz yürekli vatandaşın o çok inandığı ve inandığımız Diyanetten beklediği açıklamayı, keşke VIP cuma namazında yapıldığı gibi bu işte de çıkıp yapılsaydı.

Bence Sayın Cumhurbaşkanımız vatandaşların Ramazan ayından önce bu bağışları yapabileceğini, zekatları vermek için mübarek ramazan ayının beklenmesine gerek olmadığını açıklamasıyla milletimizin adına çok doğru olanı yaptı.

Hadi gelin kutuplaşmanın hiç kimseye ve hiç birimize bir faydası olmayacağı gerçeğini ne olur düşünelim. O yaptı, ben yapacağım; onun yaptığı yanlış, benim yaptığım doğru ile hiçbir yere varamayız.

Mesela bir küçük örnek daha vereyim mi?

Sosyal medyada dikkatimi çekmişti.

Ben biliyorum özellikle muhafazakar kesimin yıllardır sövdüğü Koç Holding‘in CEO’su bir açıklama yapıyordu. Arçelik Sağlık Bakanlığının talebi üzerine nisan ortasında teslim edilmek üzere seri solunum cihazı üretimine başlamış. Ayrıca 170 hastaneye soğutucu göndermiş.  Ayrıca Tofaş ve Ford Otosan siperlikli maske üretimine başlamış. İlk 5000 adet üretim bitince teslim edilecekmiş. Yine Tofaş entübasyon üretimine başlamış.

Yine malum aileye bağlı oteller de sağlık çalışanlarının hizmetine sunulmuş.  Şimdi ne olur yani böyle bir zamanda dün sövdüğümüz insan iyi bir şey yapıyor ise vatanı, milleti, devleti ve yöneticileri için “aferin, Allah razı olsun” demek bu kadar mı zor?

Hadi gelin artık akıllı fikirli ve ferasetli olmaz zamanı diyerek lafta değil özde birlik ve beraberlik içerisinde olalım.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Herkes ağzına kadar başkası ile dolu

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Birilerine ya da birbirimize gösteriş için değil Allah rızası için yardımlaşmayı öğrendiğimiz zaman daha iyi adam oluruz.