İki üç gündür bilen bilmeyen, anlayan anlamayan, dahası ağzı olan herkes konu sanayi de olsa, konu sağlık da olsa, konu ne olursa olsun Sayın Cumhurbaşkanımızdan İstiklal Marşımızın kabulünün 100. Yılı ve Mehmet Akif Ersoy’u anma etkinlikleri çerçevesinde duydukları “KORKMA” kelimesine lafı getirip iki de bir “Korkma be abi”, “Korkulacak ne var ki?” cümlelerini kurup akılları sıra siyaset yapıyorlar.

Onların bu içi boş kelimelerini duydukça, dahası bu cümleler özünden, anlamından çıkartılıp sıradanlaştırıldıkça korkmaya başlıyor sonra da kızıyorum. 

..............

Yahu arkadaş aynaya bir bakın Allah aşkına.

Neden, nasıl korkmayacaksınız?

O anlamlı korkma ile bugün bizim kullandığımız “yarınlardan korkuyorum”un ne alakası var?

Evet belki birileri yağcılık olsun diye rakibi olmayan güreşçiler gibi ortalıklarda hava atabilir.

Korkuyorum kardeşim korkuyorum.

Var mı dahası?

Tamam Sağlık Bakanımız Sayın Koca 2021, 2020’den iyi olacak demiş.

Diyebilir.

Sağlıkçı da olsa altı da üstü de arkası da önü de sonunda Sayın Bakan siyasetçi.

Yani siyaset yapmak zorunda.

Belki de oturduğu makamın sorumluluğu nedeni ile bizleri panikletmemek adına iyimser tablo çiziyor olabilir.

Ama ne olur bana kızmayın.

Zıkkım virüsün sağcısı, solcusu, şu partilisi bu partilisi yok.

Virüs partili partisiz tanımaz.

Tanımıyor da değil mi?

Tek bildiğim bir şey var.

Sayın Bakanın bu açıklamayı yaptığı gün son derece inandığım, güvendiğim ve alanında marka olan bir doktor dostum şunu diyordu “Uğur abi gözünü seveyim maskesiz dolaşma. Uğur abi dikkat et. Türkiye’de Brezilya mutandına rastlandığını bak Sayın Bakan açıkladı. Dünyada bunun aşısı bulunmadı daha.” .

Şimdi KORKMAyalım mı?

NASIL KORKMAYALIM?

Dün saat 11 sularında bir okurumuz şöyle bir fotoğrafı bize gönderiyor

Altına da şunları yazıyordu;

“Pandemide kırmızıdan maviye dönmek için sarı otobüsü tıklım tıklım doldurmak mı önlem?”

............

Benim buna verebilecek cevabım yoktu.

Yazmadım, yazamadım da.

Coronadan şimdi daha çok KORKUyorum.

*****

EKONOMİ BİZİ YIKAMAZ(!)

Bildiğim inandığım bir şey var, evet pandemi nedeni ile millet olarak dengemiz bozuldu.

Yine bir şeyleri bahane ederek ayarlarımız ile oynuyorlar.

Dolayısıyla bu acı gerçek ile ekonomik olarak da kabul etsek de etmesek de herkes çapı kadar, boyu kadar bu ekonomik durumdan etkileniyor.

Bizler fert olarak, aile olarak, şirketler olarak, şehirler olarak, sonunda da ... gide gide devlet olarak elbette pandemiden etkilendik. Ve de etkileneceğiz.

Bundan kimse kaçamaz. Kimse kurtulamaz.

Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti de güçlü şirketler, ayağı sağlam basan kurumlar veeeee ayağını yorganına göre uzatan aileler ile fertleri bu dönemde yok olmayacaklar, yıkılmayacaklar.

Sallanabiliriz ama yıkılmayacağız Allah’ın izni ile.

Bu ülkede çalışan bir işçi iken 2001 ekonomik krizini İstanbul’da yaşadım.

Dünya şehri İstanbul’da.

Ve bu ülke. Bu ülkenin insanları bunu da aşmayı bildi.

..............

Bugün de işçiyim.

Ailem de hiç öyle zengin, varlıklı yok. Haaa şükürler olsun el açan yoksul da yok.

Yani orta ve küçük ölçekli ailemiz yakınlarımız ile yuvarlanıp gidiyoruz.

Amma velakin ticaret yapan, üretim yapan, işçi çalıştıran dahası çalıştırdığı işçinin SSK’sını ödeyen, maaşını gününde ödeyen yani devlete karşı vecibesini yerine getirip, işçisine verdiği sözü tutan insanlar endişeli.

Çünkü bu insanlar paralarını bankalara yatırıp sırtı üstü yatan insanlar değil.

Bu insanlar bir işçi fazla çalıştırmaktan mutlu olan ancak bunun karşılığında büyük riskler alan iş adamları, sanayici, üretici, esnaf…

Bu insanlar endişeli beyler endişeli.

Bu insanlar bırakın yaz aylarını, sonbaharı göremiyorlar.

Bu insanlar tuzu kuru insanlar değil.

Bu insanlar bugün şalteri indirseler, 7 nesilleri kurtulmuş insanlar. Ama gördükleri ve inançları gereği bunu yapmama adına kırk takla atıyorlar.

Şimdi bu üreten insanlar adına KORKMAyayım mı?     

.............

Sonuç iç ve dış düşmanlardan, hainlerden, alçaklardan, şerefsiz haysiyetsizlerden, çapsızlardan KORKMUYORUM.

Ama günümüzün ikiyüzlü değil yüz yüzlü yüzsüzlerinden KORKUYORUM.

Dahası mı?

Gölgemden korkar hale geldim.

Çünkü bu hale ge-ti-ril-dim.

Ge-ti-ril-dik.

...........

Bu acı gerçeği belki kimse yüksek sesle söyleyemiyor ama bunu özelde sessizce hepimiz söylüyoruz.

Oysa biz sadece Allah’tan korkmalıyız.

Değil mi?

*****

ÇOK MU CANINIZI SIKTIM

ALIN SİZE GÜZEL HABER...

Ne olur bugünümüz ve yarınımız adına hep ümit var olmak istiyorum. Ne var ki bazı yaşadıklarımız, gördüklerimiz, duyduklarımız benim güzel dünyamı karartıveriyor.

Oysa özel hayatımda hiç de böyle değilim.

Bugün sizleri ya da bazılarını üzdüm ise özür dilerim.

Dün günün en güzel haberlerinden birini hukukçu bir abim veriyordu.

“Prof. Dr. Mustafa Gerek, Milli Savunma Bakanlığı Askeri Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü olarak atandı.”

..............

Evet Prof. Dr. Sayın Mustafa Gerek Hocamız bizim Konya Maarif Kolejinden mezun imiş.

Konya’daki pek çok tanıdığımız isminde sınıf arkadaşıymış.

Hocamız Maarif Kolejinde yatılı okumuş.

O günlerden bu günlere gerçekten çok kaliteli ve değerli bir hocamız.

Bu vesile ile kendisine bu anlamlı yeni görevi hayırlı uğurlu olsun derken, o eskinin Maarif Koleji’nin yerinde bugün yeller esse de, o marka okulunun ne aslanlar yetiştirdiğini bugün yakından bir daha görmüş oluyoruz.

.............

Sizlere iyi tatiller.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Akıl gibi mal, iyi huy gibi dost, edep gibi miras, ilim gibi şeref olmaz.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

C Plakalı öğrenci servis araçlarımızın sürücüleri trafik kurallarına uyumda hatasız oldukları zaman daha iyi ADAM oluruz.