Güvenlikli Sitelerde Corona Yok mu?
Çok şükür rahmet bir düştü tam düştü.
Aman Allah’ım dün sabah şehir içi trafiği neydi öyle?
Vallahi saat 10’a kadar şöyle bir Meram’dan Selçuklu’ya oradan Bosna’ya kadar bir tur yaptım.
Benim fotoğrafını çekmeye çalıştığım maddi hasarlı trafik kazası sayısı üçtü. Trafikteki saygısızlığın ise haddi hesabı yoktu.
Allah rızası için şimdi şöyle bir düşünün ne olacak bizim halimiz?
................
İşte otogar bölgesindeki alt geçit.
Üç araç birbirine girmiş.
Ama buraya gelinceye kadar arka tarafı bir düşünsenize. O araç kuyruğunu hayal etsenize. Üç araç yolın sol şeridinde kazaya karıştığı için, arkadan gelenler sinyallerini verip sağa geçmek zorundalar. Ama bu ne mümkün?
Soldan gelen hiçbir araç sürücü ayağını gazdan çekip önündeki araca yol vermiyor.
Böyle bir zihniyet ile böyle bir insanlık anlıyışı ile bir adım ilerleme şansımız var mı?
Yok beyler dün sabah Konya trafiğini ana caddelerini birebir yaşadıktan sonra yine hayal kırıklığına uğradım.
Ne yokluktan, ne zorluktan dersimizi çıkartabiliyoruz.
Ne coronadan ne ölümden ne de içinde bulunduğumuz başımıza gelen bu felaketlerden kendimize ders çıkartabiliyoruz.
Bu azgınlığın sonu yok mu?
Bizim hiç frenimiz olmayacak mı?
Düne kadar yağmur yağmıyordu. Hiç neden diye düşündük mü?
Hiç “bu işte benim de bir kusurum eksikliğim var mı acaba” diye aklımıza geldi mi?
Yok yok dün sabah şehrin güzel insanlığı adına çok büyük hayal kırıklığına uğradım.
Kaza olmuş. Aynı kazaya biz de karışabiliriz. Ama kimse önündeki araca yanındaki araca yol vermeyi düşünmüyor. Sadece ve sadece BEN...
Bu benlik azgınlığından Allah’a sığınıyorum.
******
TRAFİK DEMİŞKEN
İşte aslında bu yollar şehirlerarası yol diye gözüküyor. Yani İstanbul yolu, Adana yolu... gibi. Buralar karayollarında şehirlerarası yol diye gözüküyor.
Özünde doğru.
Amma velakin mevcut şehirlerarası yollarımız yılan hikayesinde, dön baba dön mantığı ile giderken şehrin yolları artık bizim şehrin içinde kalan yollar olunca, dün de yağmur bir taraftan sürücülerin saygısızlığı bir taraftan olunca ancak insanın dengeleri bozuluyordu.
Allah bu şehri yönetenlere de kolaylık versin.
Polislerin de yapacağı bir şey yok. Yazık onların da yaptığı sadece ceza yazmak. Tabii Fahri Müfettişlerin durumu ise gerçekten insanlarımız adına zulüm.
Neyse bu trafik konusunu kapatayım değilse iş başka yerlere gidecek.
******
COVİDLİ ADAM NİYE ECZANEYE GİDER
Bakın Konya merkezde hafta sonu yaşanan bir olayı sizlerle paylaşayım da bu zıkkım virüs ile de niye baş edemediğimizi düşünelim.
Bakın bu kafa ile bu şehirde nasıl trafik sorunu çözülmez ise Covid ile mücadelede de çok zor yol alırız.
Malum hafta sonu sokağa çıkma yasağı var.
Ancak mecbur hallerde vatandaş ekmek almak için, ihtiyacını almak için, kuru yemişini almak için dışarıya çıkıyor. Tabii ilacını almak için de eczaneye gidiyor değil mi?
Sağlıkçılarımız zaten 7 gün 24 saat çalışıyorlar.
Mesela Aile Sağlığı hekimlerimiz de cumartesi pazar iş yerlerine gidip Covidli ve takipli hastalarını telefonla kontrol ediyorlar.
İşte hafta sonu bu görevini yapmak için ocağa giden hekimimiz tek tek hastalarını aramaya başlar.
Sıra karantinadaki bir hastasını aramaya gelir. Neyse doktor bey hastasına ulaşır “Durumunuz nasıl? Ne yapıyorsunuz? Neredesiniz?” sorusuna hastanın cevabı çok nettir ve gayet rahat bir şekilde “Doktor Bey eczaneye ilaç almaya gidiyorum”...der
Doktor bey çıldırır. “Hemen evinize dönün. 10 dakika içinde sizi ev telefonunuzdan arayacağım. Ve hemen evine dönmediğiniz taktirde 155’i arayacağını karantina süresinde evinde kalmanız gerekirken sokağa çıktığınızı söyleyeceğim. Ve sizi yurda aldıracağım” der.
..........
Hasta hemen evine döner.
İyi de bu iş böyle yürür gider mi?
Bir insan karantinada olması gerekteğini bile bile sokağa çıkar mı?
Bile bile insanlara hastalık bulaştırır mı?
“Bile bile bunu yapıyorsa bunun dağdaki PKK’lılardan ne farkı kalmıştır?” diye sorsak olmaz mı?
Devlet eğer bu konuda ciddi tedbir alacaksa bu olaya böyle bakacak belki.
Sağlık çalışanlarının fedakarlığına bakıyorsunuz. Devletin sağlığa ayırdığı bütçeye bakıyorsunuz. Manevi ve maddi fedakarlığa bakıyorsunuz. Sonra adam elini kolunu sallaya sallaya hastalığı bulaştırmaya devam ediyor.
Bu hainlik değildir de nedir?
..........
Aklıma geldi. Sağlık İl Müdürlüğündeki dostlarımıza bunu da soracağım. Gerçekten yurtlarda kalan insanımız var mı? Varsa ne kadardır?
******
GÜVENLİKLİ SİTELERDE YASAKLARDAN KİM SORUMLU?
Pazar günü bir okurumuz aradı. Yaşadığı konuyu ve üzüntüsünü bizimle paylaştı.
Anlattıkları gerçekten akıl alır gibi değildi.
Okurumuz 300 küsur dairenin bulunduğu güvenlikli bir sitede oturuyormuş.
Site içerisinde asla sokağa çıkma yasağı yokmuş. Çoluk çocuk herkes 20 saat site içerisinde kamelyalardan oyun alarına kadar dolu imiş.
Cumartesi günü hava güzel güneşli olunca basketbol sahalarından futbol alanlarına yürüyüş parkurlarına kadar iğne atsan yere düşmeyecek şekilde imiş.
İşin daha da acı olanı ise hiç kimsede maske yokmuş.
Yani çocuklar maç yaparken maske mi takacaklardı yani?
Ayrıca sokağa çıkma yasağı konusunda 7’den 77’ye herkes burada imiş. Yani 20 yaşın altı imiş yok efendim 65 yaşın üzeri imiş burada böyle bir yasak asla söz konusu değilmiş.
..........
Dostumuz sormaya devam ediyordu;
“Peki abi belli bir kültür seviyesinde ve parası olduğunu da iddia eden bu insanlar coronoya karşı, yasalara karşı böyle dururlarsa bu salgın nasıl önlenecek?
Bu çocuklar oyun oynuyorlar birbirleri ile temas halindeler ve sonra evlerine gidiyorlar.
Peki kimin kime ne bulaştırdığını belli mi?
Uğur abi asıl sorun bu güvenlikli sitelerin kontrolünü kim yapacak?
Polisi arıyorum. Polis sitenin güvenlik kapısından daha içeriye girerken herkes çil yavrusu gibi kaçıyor. Polis otosu beklerken kimse dışarı çıkmıyor. Polis birkaç saat durup ayrıldıktan sonra yine her şey eskisi gibi.
Abi işin sorumlusu kim?
Sorumlusu varsa da insanların canı yanmaz ise bu hastalık bu rahatlık ile asla ama asla önlenemez. Çok üzülüyorum.” diyordu.
..........
İşte geldiğimiz nokta bu baylar, bayanlar.
Kimse benim para, mal, zenginlik düşmanı olduğumu sanmasın. Zaten bilenler biliyor da keşke benim her tanıdığım, benim her konuştuğum, her selam verdiğim çok çok zengin olsun. Varlıktan zarar gelmez. Paradan asla zarar gelmez. Sıcaktan zarar gelmez.
Zarar soğuktan ve soysuzdan gelir.
Ama bunun adı güvenlikli site ise güvenlikli sitede kim yaşayabilir?
Belli bir standartının çok üzerindeki insanlarımız değil mi?
Peki bu insanlar, bu insanların evlatları bu can derdinde böyle yaşarsa sizce gerçekten salgını önleyebilir miyiz?
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Kişiyi kurtaracak olan, hafızasındaki Kuran değil, hayatındaki Kurandır.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Azgınlaşmış durdumdaki gem vuramadağımız o benliğimize bir dur demeyi becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.