Uğur Özteke

Uğur Özteke

Pandemi Demek, Kural Tanımazlık Demek Midir?

Pandemi Demek, Kural Tanımazlık Demek Midir?

Ne varsa bu memleketin gerçek sahiplerinde var.

Yani bizim saf temiz iyi niyetli insanlarımız ve onların duasında var. Allah sizi inandırsın ne varsa bu insanlar da var.

Dün sabah erken saatlerde yine yollara döküldüm ve pandemi mandemi demeden şehri turladım. Dostları ziyaret ettim. Epey bir süredir sohbet edemediğimiz güzel insanlarla dertleştik.

Meslekleri ve konumları ne olursa olsun günümüzün iki gerçeği hepimizin üzerine adeta yapışmıştı.

Neydi bunlar;

Birincisi; corona.

Evet bu zıkkım nasıl sonlanacaktı? Bu virüs herkesi ama herkesi bir yönden etkiliyordu. İnsanların en yakınları dahi hasta oluyor kolay ya da çok ağır bir şekilde bu süreci yaşıyorlardı.

Bu durum artık insanlarımızın ruh halini bozmuştu. Korku bacayı değil yürekleri sarmıştı. Aşı geliyordu. Ama aşının etkisi ne olacaktı? Aşı bizleri ne kadar koruyacaktı?

Dedik ya bu zorlu süreç insanların bilime olan inancını da sallamıştı. Sallamaya da devam ediyordu.

İkiiii; bu süreç çalışanlar için iş veren için çalışamayan işsizler için emekliler için çok yıpratıcı geçiyordu. Durumu çok iyi olanlar bile eski kazançlarını korumak şöyle dursun sürekli cepten yerlerken, orta halli ve zor durumdaki insanlar ile aile fertleri için bıçak kemiğe dayanmıştı. Allah sizi inandırsın arada bir bu millete kızıyoruz ya.

İnsanlar kendi durumdaki insanlara dahası kendilerinden çok daha zor durumdaki insanlara bakmayıp hep çok üst seviyede hayat yaşayan insanlara imrenip öyle bir dünya hayal ediyorlar diyoruz yaaa.

Yok her zaman da durum öyle değil.

Vallahi dün görüştüğüm insanlar hiç de böyle insanlardan değillerdi.

Yaşadıklarına şükrediyorlardı. Sağlıklı bir şekilde nefes aldıklarına dua ediyorlardı.

Ama bu ekonomik durum için de ya ağızlarını bıçak açmıyor susmayı tercih ediyorlar ya da durumdan duydukları rahatsızlığı kibarca, sessizce anlatıyorlardı.

............

Yapacak bir şey yok ki.

Şu anda sağlıklı bir şekilde nefes aldığımıza dua edeceğiz.

Ardından bizim güzel insanlarımızın en özel hasletlerinden olan yardımlaşmaya biraz daha önem verip birbirimize sahip çıkacağız.

Değilse adımız Hıdır elimizden gelen budur deyip duaya devam edeceğiz.

..........

Mesela dünkü yazımızda çocuğunun oyuncaklarını satmaya başlayan müzisyen için üç abimiz aradı  sohbet sırasında da bir abimiz gazeteyi açtı yazımızdaki o köşeyi gösterip “Benim bu arkadaş için yapabileceğim bir şey var mı?” diye soruyordu.

Bizim insanımız bu.

Bizim insanımızdaki kocaman yürek bu işte.

******

YAYA GEÇİDİNDE HANİ YAYALARA YOL VERİYORDUK

Dedik ya dün şehri turladık.

Yeri geldi arabamızı parka koyduk, adımladık.

Ve özellikle Adalhan bölgesinde bir şey dikkatimizi çekti.

Hani trafikte yeni bir uygulama başlamıştı.

Araç sürücüleri yaya geçitlerinde yayalara yol veriyorlardı.

Polislerimiz bu kurallara uymayanlara para cezası kesiyordu.

Vallahi dün her yaya geçidinde tek başıma da değil.

Yanımda başka yayalar olduğu halde hiçbir araç sürücüsü ayağını gazdan çekip yol vermiyordu.

Biz yine tüm iyi niyetimizle bu durumu neye yorumladık peki?

İnsanların aklı pandemide ve ekmek derdinde.

Belki nereye geldiklerini ve nereden geçtiklerini görmüyorlardır (!) bile dedik.

Yani yine kendimizi kandırdık.

******

TRAFİK DEMİŞKEN RADARA DİKKAT

Demedi demeyin.

Trafik polislerimiz şehir merkezinde özellikl ede hız konusunda son günlerde inanılmaz hassaslar.

İster Selçuklu bölgesi olsun isterseniz Meram.

Yol kenarlarında kaldırımların üzerindeki radarlı polis araçları belirtilen hız kurallarına uymayan sürücüleri asla affetmiyorlar.

Dedik ya pandemi süreci olabilir.

Bu süreçte de olsak, zor günlerde de olsak devlet kural tanımayanları affetmez.

Eğer canınızın yani cebinizin yanmasını istemiyorsanız biraz daha dikkat diyoruz.

******

BEKLENTİ KAVRAMIMIZ ALLAK BULLAK

Yazılarımızda zaman zaman dünyanın insanlık tarihinin en zor bu günlerinde millet olarak yaşadıklarımızı hissetmeye ve sizlere de hissettirmeye çalışıyoruz.

Bu dönemde işsiz gençlerle, iş bulma ümitlerini tamamen siyasilere bağlamış nesil ile, işsiz kalıp evlatlarına ekmek götürebilmek için kapı kapı dolaşan babalarla ve deee.... işçisinin maaşını zamanında ödeyebilme, devlete olan görevlerini ceza yemeden yerine getirmeye çalışan iş adamları ile yaptığımız görüşmelerde bir acı ekonomik tablo ortaya çıkıyor.

Önce yeni Maliye Bakanımız ile birlikte ülkenin yeni faiz politikasının ne kadar nasıl gideceği konusunda insanların kafaları karışık.

Çünkü bir Sayın Cumhurbaşkanımızın taaa eski yıllardan bugüne faize bakışını biliyoruz. Cumhurbaşkanımızın her seferinde faize olan karşıtlığını dile getirmesine rağmen bugün devletin resmi faiz politikası gerçekten muamma olarak görülüyor.

Ayrıca yine işe siyasi olarak bakmaksızın olay iktidar ya da muhalefetin sözcülüğünden çok ötede vatandaş nezdinde günümüzde yüksek enflasyon gerçeği var.

Üç ay önce dolar ve avro tavan yaparken her şeye çaktırmadan ama alenen zam geldi değil mi?

Peki döviz düştü.

Çarşıdan pazardan aldığınız hangi ürün ucuzladı?

Hangi malın etiketi 3 lira aşağıya indi?

Böyle bir durum, ucuzlama asla söz konusu değil.

Yani sabit gelirli insanlarımıza biz “Yahu halinize bir şükredin. Hiç değilse sizin devletten ya da belediyelerden ay başı geldiği zaman aldığınız bir maaşınız var. Ya iş arayanların durumunu hiç mi görmüyüyorsunuz?” diyoruz ya.

İşte bu kesim de aldığı sabit maaş ile artık zorlanıyor.

Niye?

Sürekli başta zaruru tüketim malzemeleri olmak üzere 7’den 77’ye her şeye devlet eli ile olmasa da millet eli ile zam yapılmaya devam ediliyor.

Bu da yüksek enflasyon denilen durumu sürekli olarak körüklüyor.

Körüklenen ateşin alevi vatandaşın canını yakıyor.

Böyle bir çelişki içerisinde vatandaşın da yarından olan beklentisi allak bullak olmuş durumda.

Dahası biraz aklı selim düşündüğıümüz zaman yarın diye bir beklenti de kalmıyor.

******

VATANDAŞ HAKLI

Dün sıkı takipçilerimizden şehir sevdalısı Abdurrahman Özkaynak Bey bizi de etiketleyerek yazmış.

Konu şu; malum toplu taşımada HES kodu uygulamasına geçildi.

Evet bu durum vatandaşın sağlığı için son derece yerinde.

Ama Abdurrahman Bey diyor ki zaman zaman koskoca otobüse 10 kişi biniyor ve HES kodu uygulaması yapılıyor.

Peki 15-20 kişinin bindiği dolmuşlarda niye HES kodu uygulaması yok?

Buyurun şimdi bu sorunun cevabını akli selim bir şekilde verin.

..........

Pandemi sürecisinde hep dedik.

Bizleri yönetenler hep iyi niyetli bir şekilde bizleri korumaya çalışıyorlar.

Peki belediye otobüsüne ya da tramvaya bindik çarşıya indik, kendimizi koruduk. Yani devlet yasalarla bizi korudu. Çarşıdan evimize giderken de dolmuşa bindik.

Aynı devlet o zaman bizi niye korumuyor?

...........

Bunun cevabını en iyi şekilde verebilmek için bu tür kararı alanların hep makam araçları ile işyerlerine ve evlerine gitmeleri ile değil arada bir de olsa belediye otobüsünden tramvaya ve dolmuşa binmeleri ve acı gerçeği birebir yaşamaları ile mümkün olabilir.

 

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Komşunu sev ama aradaki bahçe duvarını asla kaldırma

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Maskeyi ceza yemekten korkarak zoraki değil kendimizi korumak için taktığımızı idrak edebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Uğur Özteke Arşivi