Pandeminin ilk tavan yaptığı bahar döneminin ardından Sayın Cumhurbaşkanının başlattığı “yeni normalleşme” sürecini “doğru mu anladık? Doğru şeyler mi yapıyoruz?” hâla anlayabilmiş değiliz.

Haaa bu yeni süreci diyelim ki biz mankafayız anlamadık.

Sizce bizi yönetenler anladı mı?

Bence onlar da anlamadı.

Ya da anlamamış gibi yapıyorlar.

Yine durduk yerde niye kafamın karıştığını açalım o zaman.

..........

Selçuk Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi ve Konya Teknik Üniversitesinin senatoları ortak karar alarak güz döneminde uzaktan eğitim kararı verdiler.

Hayırlı uğurlu olsun.

Ben gıcık bir insanım yaaa.

“Bu üniversiteler yeni dönemde ne yapacak?” diye kendi kendime sorup duruyordum.

Sonra da kendi kendime cevap veriyordum.

“Ne demek üniversiteler ne yapacak?”

Reis ne dedi?

“Yeni normalleşme sürecine herkes uyum sağlayacak.”

Hem Milli Eğitim Bakanı karanını verdi ve uygulama için düğmeye bastı.

Şimdi 5 yaşındaki 10 yaşındaki minikler okula gidecek de 18 yaşındaki, 20 yaşındaki delikanlılarımız, hanım kızlarımız mı okula gitmeyecek?

Efendim?

Bu nasıl bir mantık?

“Korana var ya canım...”

Tamam korana...

Her yanımızda sağımızda solumuzda, önümüzde arkamızda korona.

Amma velakin 10 yaşındaki çocuk böyle bir ortamda evinden çıkacak servise, otobüse dolmuşa binecek belki de bisikleti ile okulun yolunu tutacak. 40-50 kişilik sınıfında okuyacak. Falan filan....

Eeeee 20 yaşındaki gencimiz mi kendisini koruyamayacak?

Hem bana söyler misiniz?

20 yaşındaki delikanlı, 20 yaşındaki hanımefendi kızımız yasaksız her yere giriyor. Her şeye biniyor. Her yerde var.

Sadece ve sadece bir yere giremeyecek öyle mi?

O yerde okulu.

Oldu mu şimdi?

Size inandırıcı ve mantıklı geldi mi?

Haaa bana gelmedi.

............

Peki ama bu kararı alan o koca koca rektörlerin, profesörlerin bizden daha bilgili ve ufuklu olduklarını peşinen kabul edip kendilerine soruyoruz?

“Hocam bu kararın mantığı nedir?”

..........

Cevap; “Bu virüs yüzünden bir tek değerli hocamızın, bir tek evladımızın kaybını görmek istemiyoruz. İnsan hayatının hiçbir şekilde bedeli yoktur. Eğitim kaybının farkındayız ama önce insan sağlığı…”

............

Ahaa vallahi hocalar doğru düşünmüş.

Peki bu düşünce önce Reis’e ters.

Yani şimdi Sayın Cumhurbaşkanımız yeni normalleşme sürecini başlattı ise yasakları kaldırıp çalışın, çalışalım ülke olarak hep birlikte uçalım dedi ise, koca Reis tek bir vatan evladının, tek bir iş adamının işçinin göz göre göre ölmesini mi istiyor yani?

............

Reis en tepeden en güzelini en doğrusunu görüyor.

Hastalık tamam. Amenna ve saddakna.

Amma velakin ülkenin çarklarının dönmesi için herkes çalışacak. Çalışmalı. Can ve canan diyoruz yaaa. Ne candan vazgeçiliyor ne de o zıkkım canandan.

.........

Farkındaysanız lafı yine çaktırmadan, döndürüp dolaştırıp paraya yani ekonomiye getirdik.

Şimdi Konya “üniversiteler şehri” yaaa.

Yüzbinlerce öğrenci bu uzaktan eğitim yüzünden Konya’ya gelmeyecek. Doğru mu? Doğru.

Eeeee bizin binlerce esnaf ne yapacak şimdi?

En basitinden ekmekten sigaraya, sakızdan sodaya yüzbinlerce satış duracak.     

Bu insanlar para kazanamaz ise işler başka yerlere gidecek.

...........

Durun durun size bu alakasız gibi gelebilir ama bir BAL KABAĞI örneği vereyim de durumu belki daha net anlatabilirim.

Bu sene Konya’mızda balkabağı üreten çiftçilerimiz perişanmış. Hani bu kabaklardan çok güzel tatlı yapılır değil mi? 

Bu insanlar ağlaşıyorlar.

Dedim ki niye bu kadar feryat edersiniz ki?

Adamlar, “Bu sene hastalık yüzünden tüm oteller kapalı o yüzden de bizim ürün tarlada kaldı!”

Dedim ki “Turizm ile Antalya’daki otel ile sizin ne alakanız var?”

Cevap, “Olur mu abi. Biz ürünümüzün yüzde yüzüne yakınını otellere satardık. Bu sene bir tane bile satamadık.”

.............

Ekonominin nasıl birbirine bağlı olduğunu gördünüz mü?

Reis’in niye kendini yırttığını anlayabildiniz mi?

Allah’ın bal kabağı bile turizme bağlı.

.............

Tekrar dönüyoruz bizim üniversite işine.

Hiçbir can, paranın önüne geçemez. Hiç bir evladımız sakız parası ile soda parası ile düşünülemez.

Bu gençleri yetiştiren hiçbir üniversite hocamızın değerinin kalitesinin tecrübesinin karşılığına bir rakam teleffuz edilemez.

Tamam mı?

TAMAM...

...........

Ama minicik yavrularımızın, canların, o minik kuşların sağlığı ne olacak?

On binlerce eğitimcimizin sağlığı ne olacak?

................

Bu işlerde bir gariplik, bir tuhaflık var diyorum ve de aynı yerde ısrar ediyorum.

Sonra birden empati yapıyorum.

Ardından kendimden utanıyorum.

Allah var zaman zaman Reis’in dediklerine kızıyorum yaaa.

Reis olmak çok zor.

O makamda oturmak akıl işi değil.

Kendi seçtiği kabinenin üyeleri, kendi atadığı isimler bile birbirleri ile koordine olamıyorsa ve Reis hâla oralara müdahil oluyorsa bu işin sonu gelir mi?

Gelirse de sağlıklı gelir mi?

..............

Dün hemşerimiz Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca, Ahmet Hakan’a salgın ile ilgili özel açıklamalarda bulunmuş. Sayın Bakanımızın şehri yani Konya’mız bakan beyin bire bir aktarışı ile yine rezil bir halde KIRMIZI iller arasındaki gururlu (!) yerini almış.

Hep diyorum.

Yine diyorum.

İşimiz Allah’a kalmış durumda.

Haydi dua ordusu iş başına.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İnsanların ağızlarından çıkanı dinlemeyin, tüm dikkatinizi yaptıklarına verin

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İki şeritli yoğun ve akan yolda dörtlüleri yakıp aracımızı sağa çekip alış verişe gitmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.