Selçuk Üniversitesi neden bölündü?
Bugün, inşallah başarabilirsek yine samimi bir şekilde kendi doğru bildiklerimizi şehrimiz ve insanımız adına sizlerle paylaşmaya çalışacağız.
Önce Murat rumuzlu okurumuzun dünkü yazımıza yaptığı yorumu kelimesi kelimesine sizlerle paylaşarak başlamak istiyorum.
“Yazıyı okuyunca sabah sabah aklım dondu. Yok artık bu kadar olmaz dedim ama oluyormuş. İlçe belediye başkanının eşinden bahsederken isminin önündeki yüceltme sıfatlarını ve o yüceltme hitabını görünce Hürrem Sultan'dan falan bahsediyor sandım. "Muhterem eşleri falan hanım".. Sonrasında gelen hanım ise çok muteber biri değil demek ki "hanım" sıfatına bile layık görülmemiş, isim soy isimle geçiştirilmiş. İkisini de tanımam etmem.
Abi nedir senin bu koltuk sahiplerine duyduğun hayranlığın nedeni?
Seni bir ilçenin belediye başkanının eşine Cumhurbaşkanı eşi gibi paye vermeye iten sebep nedir yani gerçekten merak ettiğim için soruyorum.
Aynı yazıda adı geçen iki hanımdan birini yüceler yücesi yaparken diğerini basit bir şekilde geçiştirmenin nedeni nedir?”
.............
Murat Bey’in samimi olduğuna ve bu soruları sorarken de “dananın altında buzağı aramadığına” inanarak cevap vermek istiyorum.
Cevap vereyim ki Murat Bey ve Murat Bey gibi düşünenler varsa öğrensinler.
Bir; dünkü yazı benim değil BBN Medya grubunda çalışan kadın meslektaşlarımın bu ziyaretler sonrası genel kanaatleri idi. Zaten yazdığım kelimelerdeki hassasiyeti haber ve haberle ilgili fotoğraflara bakarsanız hiçbir yerinde ben yokum sadece kadın çalışanlarımız var.
Yaniiii bu ziyaretler bana değil çalışanlarımıza idi.
Tekrar söylüyorum benim yorumunun kadın meslektaşlarımızın kanaatleridir.
İki; yazımızda eğer dikkat ettiniz ise sadece basın yayın merkezlerini bizzat ziyaret eden iki siyasi partiyi ve bir de Karatay Belediyesini yazdım. Tabii kadın çalışanları unutmayarak çam sakızı çoban armağanı gönül alan Selçuklu Belediye Başkanı Sayın Pekyatırmacı ve ekibi idi.
Üç; Türkiye’de bu kadar siyasi parti ve Konya merkezde de 4 belediye var iken sadece Karatay Belediye Başkanı Sayın Kılca’nın eşinin göstermiş olduğu nezaket için kendilerine “Başkanın muhterem eşleri” demiş isek hata mı yapmış oluyorduk?
Dört; ziyarete gelen diğer hanımların partideki ya da belediyedeki unvanları tek tek yazmıştım. Öyle sizin düşündüğünüz gibi bir kişiye hanımefendi derken diğerlerine “toptancı” (!) davranmamıştım.
Beş; gelelim Murat Bey’in dediğini gibi “koltuk sahiplerine duyduğum hayranlık (!)”.... olayına.
Bayan çalışanlarımızın akşamüstü ziyaretler bittikten sonra gözlerinin içi gülüyordu. Hepsi bir tek karanfilden ya da hatırlanmaktan nerede ise uçacaklardı.
Yalnız bir isim için hepsi ağız birliği etmişçesine “Abi Karatay Belediye Başkanını eşini bir görecektiniz. O kadar mütevazı, o kadar olgun ve hanımefendi ki. Hiç öyle başkan eşi havası yoktu. Sanırsınız tertemiz sessiz bir Anadolu kadını.”.... gibi bir sürü övgü dolu cümle.
..........
Başa dönüyorum.
Onlarca parti, 4 belediye başkanı içerisinde sadece bir belediye başkanının eşi gazeteci arkadaşlarımı ziyaret etti ise ve ardından da arkadaşlarım o hanımefendi için böyle övgü cümleler söylerse hiç kimse kusura bakmayacak. Bakacak olan da istediği gibi bakabilir. Ama o hanımefendi önceki gün de bugün de yarın da benim için “Sayın başkanın muhterem eşleridir”...
Yine Murat Bey vesile oldu bir şey daha söyleyeyim.
Şimdi yine belli kesimler direkt ya da dolaylı olarak bana bizzat “Hayırdır Uğur Başkan’a toz kondurmuyorsun, Ahmet Pekyatırmacı’ya övgüler yağdırıyorsun, Mustafa Kavuş kankanmış, Hasan Kılca’yı da ne çok seviyormuşsun?”... gibi ve gibilerinden gönderme yapıyorlar.
Elli defa yazdım yine yazayım.
Değerli okurlarımız mesela bu dört başkan için yazmayı bırakın arkalarından bile “Hırsız, soysuz, çapsız, başarısız.....” demem diyemem.
Ha yaptıkları çalışmalar da eksikler var mıdır? Evet vardır.
Projeleri yerine ulaşmamış mıdır? Evet içlerinde hedeflerine ulaşmayanlar da vardır…
Onun değerlendirmesini önce millet sonra da bu isimleri oraya getirenler yapar.
Benim için bu dört başkan da gözü kapalı “Allah’tan korkan, kuldan utanan” insanlardır.
Bazen yanlış yaptıkları olabilir mi?
Tabii olur. O yanlışa “yanlış” diyebilmek için önce empati yapacağız. O başkana kim o talimat vermiş, ya da kim ricacı olmuştur ki o sizin bizim bildiğimiz insan bunu yapmıştır.
Değerli okurlarımız bizim yaptığımız gazetecilik çok veballi bir iştir.
Yazdıklarımızın da yazamadıklarımızın da vebali ağırdır. Biz bunun bilincindeyiz.
Haaaa özel bir konu.
Bu dört başkan var ya şahsen ben bir düşsem “yağmur altında bana bir bardak su vermezler”.
Çünkü ben Rabbime şükürler olsun partili, yandaş ve yalaka değilim.
*****
SEMT PAZARLARI DAHA SIKI DENETLENEBİLİR Mİ?
Önceki gün Selçuk Üniversitesinden değerli bir hocamız aradı. Hocamız da öğrencileri ile yüz yüze ders yapamamanın çocuklarının da okullarına gidemeyişinin bu eğitim tarzı ile çocukların gerçek anlamda eğitim ve öğretim konusunda geri kalmalarından duyduğu endişeleri anlattı... anlattı ve en sonunda da “Abi biz Konya olarak bu kırmızıdan kurtulmak istiyorsak biraz daha hassas olmalıyız. Bu konuyu dile getirmenizi sizden rica ediyorum. Abi aylardır Bosna’da semt pazarına gitmiyorum. Dahası gitmemeye çalışıyorum. Pazarcı esnafının inan hiç birinde maske yok. Denetim yok. Kimsenin ekmeği ile oynamayalım ama semt pazarlarının durumu çok vahim. Bir yazda bu konuda yöneticiler daha hassas olsunlar”...
*****
KONYASPOR NEREDE HATA YAPTI?
Dün Konya’mız, Konyaspor’umuz maalesef üzülerek yine Türkiye’nin gündeminde eleştiri konusu oldu. Sosyal medya ise yıkıldı.
Niye?
Bir gazete Konyaspor’un Fenerbahçe maçı öncesi helikopter kazasında şehit olan kahramanlarımızın isimlerinin paşamızın fotoğrafının olduğu maske ile sahaya çıkmışlardı. Yayıncı kuruluş da bu maskeler ile röportaj vermişlerdi. Bu o gün için hiçbir spor kulübünün düşünemediği beceremediği bir hamle idi. Biz de o gün bu işten gurur duymuştuk.
Aslında bunda da küçük bir hata vardı ama orayı düşünmek istememiştim.
Sonradan öğrendik ki bu mağazamızda satılıyormuş.
Hadi diyelim ki maskeler de satılabilir.
Spor sevdalıları için onurlu bir hatıra olarak kalabilir.
...................
Amma velakin keşke buradan gelecek çok küçük bir gelir için Konyaspor Kulübü “Bu maskelerden sağlanacak gelir şehit ailelerimize bağışlanacak” deseydi ya.
Zaten Türkiye’nin gözü her yönden Konya’nın üzerinde.
Böylesine güzel bir fikir küçük bir hata ile kötü oldu.
Ve ne yazık ki Konyaspor sevdalıları bu yüzden çok üzüldüler.
*****
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ NEDEN BÖLÜNDÜ?
Geçen gün bir profesör abimizin sosyal medya paylaşımı ile geriye dönüp o günlerden bu günlere geldim.
Gerçekten bizde büyüklerin söyledikleri yaptıkları açıklamalar demeçler niye gerçekleşmez ki?
Haaa bazı nedenlerden dolayı o söylenenler olmayabilir.
Peki bu durum niye düzeltilmez ki?
Bakın koskoca bir profesör şöyle diyor;
“Selçuk Üniversitesi neden bölündü?
Konya Teknik Üniversitesi neden kuruldu?
Konya sanayisinin yeni bir üniversiteye ihtiyacı vardı.
OSB yanında yer tahsis edilmişti
Her şey Üniversite-Sanayi işbirliği içindi.
Konya Teknik Üniversite bunun için kurulmuştu.
Şimdi kampusu da yok
ARGE bütçesi de yok”
.............
Bu şehirde şimdi bu YOK’ları açıklayabilecek bir babayiğit yok mu?
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Gözüm, aklım, fikrim var deme hepsini öldür. Sana çöl gibi gelen, O göl diyorsa göldür...
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kamuya açık alanlardaki sigara yasağına uyduğumuz zaman daha iyi adam oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.