Sıkıntı ve Sorun Sadece “Konya” da mı?
Yeni yıl, yeni yıl diye popomuzu yırttık. Niye?
Bitirmekte olduğumuz yıl kötü idi, gelecek yıl iyi olacaktı. İnsanoğlunun yapısı bu işte.
Giden, gitmekte olan, biten, bitmekte olan hep tuuu kakadır. Yeni ve gelmekte olan iyidir.
2020’yi tuuu kaka diye gönderdik. 2021’i kucaklayıp bağrımıza bastık.
Derken 2021’ in koskaca bir ayını bitirmek için de son haftasına girdik.
Gerçekten hiç kendi kendinizle kaldığınız zaman muhasebe yapıyor musunuz? Giden yıl ile gelen yıl arasında ümit ve umutların dışında dünyanızda ve dünyamızda ne değişti?
.........
Amaaan haftanı ilk yazısında felsefe yapmayalım ve hayatın gerçekleri ile yüzleşmeye devam edelim.
*******
BÜYÜKŞEHİR’E TEŞEKKÜRLER
Cuma günkü köşe yazımızda Ankara Yolu’nda Galericiler’e doğru ayrılan yeni yolun yeni asfaltının yine çukurlaştığını dile getirmiştik.
Cumartesi günü Büyükşehir İletişim ve Daire Başkanılığındaki dostlar şu fotoğraf karelerini göndererek bizim dile getirdiğimiz çukurun süratle asfaltlandığını söylüyorlardı.
Biz de işçi kardeşlerimize ve yazımıza duyarlılık gösteren yöneticilere vatandaşlarımız adına teşekkür ederiz.
*******
YÜRÜYEN MERDİVENLER MEVZUSU
Yine o gün bir okurumuzun bize ilettiği “Yürüyen merdivenler sokağa çıkma yasağında bile niye 24 saat çalışıyor” konusuna ise Büyükşehir’den şöyle bir izahat geldi;
“Merdivenler kışın donmasın diye çok soğuk günlerde açık bırakılıyor. Enerji anlamında da sürekli çalışması, aç-kapa çalışmaya göre daha az enerji tüketiyor.”
.........
Yani yürüyen merdivenlerin sürekli çalışır halde bulunmasının nedeni enerji imiş.
*******
BATTI – ÇIKINTININ ÇİRKİN GÖRÜNTÜSÜ DÜZELTİLECEKMİŞ
Yine bir okurumuzun gönderdiği fotoğraflarla Meram Yeni Yol’daki anlı şanlı “Battı-Çıktı”mızın çirkin görüntüsünü yazmıştık.
Yine Büyükşehir bu konu ile şu bilgi paylaşımını bizimle paylaşıyordu;
“Sizin de belirttiğiniz gibi orada çeşitli tadilatlar yapıldı, asfalt kotu düşürüldü. Geçit yükseklik anlamında standartlara uygun olsa da zaman zaman yüksek araçlar çarpıyor maalesef.
Görüntü dışında köprüde güvenlik anlamında bir sıkıntı bulunmuyor.
Banliyö hattı çalışmaları kapsamında orada bir düzenleme de yapılacak inşallah.”
******
KÜRTÇÜ ZİHNİYETİN TEK DÜŞMANI HEP Mİ MHP OLACAK?
Bu konulara bu köşemde çok nadir görüş bildiririm. Ama inanın Türkiye ve Türkiye’nin geleceği için bazen çok üzülüyorum.
Dün bizim BBN TV’de her pazar canlı yayın yapan ve gerçekten de ilgi ile izlediğim Politik Adam
Fehmi Çalmuk’un canlı yayındaki konuğu HEP eski Genel Başkanı Ahmet Fehmi Işıklar idi. Işıklar, 28 yıl aradan sonra ilk kez bir ekrana çıkıyordu ve bu ekranda BBN TV idi.
Bu hem BBN TV’nin hem de Sayın Çalmuk’un başarısıydı.
Böylesine heyecanla izlemeye başladığım programda zaman zamanda Işıklar’ın cümleleri ve düşünceleri ile çok üzülüyordum.
Siyasette bu kadar tecrübe sahibi olan geçmişin acı tecrübelerinden ders çıkartacağını umduğum Sayın Işıklar, Diyarbakır’dan değil Foça’daki evi (!) nden görüşlerini paylaşırken lafı döndürüp dolaştırıp MHP’ye getiriyor. Dolayısıyla MHP ile et ve tırnak gibi olma yolunda hızla ilerleyen Sayın Erdoğan ile AK Parti’nin yanlış yapmakta olduğunu vurguluyordu.
Hatta bir ara da yanılmıyorsam şöyle bir cümle dahi kuruyordu “Dağdaki çatışmada ölen asker şehit oluyor da dağdaki genç niye şehit sayılmıyor?”
Dahası.... “Kandil’de sizin çapulcu dediğiniz 20 bin gerillayı Konya’ya götürüp Konya kırsalında öldürerek bu sorunu çözemezsiniz”
...........................
Ben bunu bilir bunu söylerim;
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olarak bu devletin bütün nimetlerinden hizmetlerinden istifade edeceksin sonra kalkıp ‘o da şehit bu da şehit’ diyeceksin öyle mi?”
Yine görüyorduk, anlıyorduk ki bu ülkede Kürtçülük, bölücülük, devleti yıkma bölme parçalama zihniyeti, hainlik ortadan kalkmadıkça bize rahat uyku yok demektir.
******
YAĞLAR KİLİTLİ İKEN
ALKOLLÜ ÜRÜNLER SERBEST İMİŞ
İki haftadır marketlerden sizlerin gönderdiği bazı karelere çok üzülüyor ve bunları da istemeye istemeye paylaşıyordum.
Neydi o kareler. Asgari ücret zammının açıklanmasının ardından tüm gıda ve tüketim mallarına ardı arkasına gelen zamlar içerisinde en çok dikkati çeken sıvı yağlara market işletmecileri tarafından hırsızlığın önlenmesi için kilit takılmasıydı.
Bu durum hem mal sahipleri hem de bizim için millet olarak utanç vesilesiydi.
Cumartesi günü gelen konuklarımız içerisinde bir dostumuz isim de vererek bir marketten söz etti.
“Uğur abi sürekli olarak sıvı yağların kilitlenmesini dile getiriyorsunuz. Doğru ........... gittim. Orada da sıvı yağlar kilitlenmişti. Ama alkol şişelerinde böyle bir kilit yoktu...!”
..........
Şimdi bunu hangi bakış açısı ile değerlendirmemiz gerekiyor?
******
BİR KIZILDERİLİ ÖĞRETİSİ DİYOR Kİ:
Bir dostumuz bizimle şu ibretlik cümleleri paylaştı;
“Bir kızıldereli öğretisi diyor ki;
Bir atın susuzluğunu giderdiği yerden su iç; at hiçbir zaman kötü su içmez.
Kedinin yattığı yerde uyu, kurdun değdiği elmayı ye.
Sivrisineklerin yerleştiği mantarları korkusuzca topla.
Köstebeklerin kazdığı yere ağaç dik.
Yılanın ısınmaya durduğu yere ev yap.
Sıcak günlerde kuşların yuva yaptığı yere kuyu kaz.
Horozlarla beraber uyu ve uyan ki tüm gün için en sarı mısırlara ulaşabilesin.
Daha çok yeşillik ye ki bir hayvandaki gibi güçlü bacaklara ve dayanıklı bir kalbe sahip olabilesin. Daha çok yüzmeye git ki dünyada kendini bir balığın kendini denizde hissettiği gibi hissedebilesin.
Daha sık gökyüzüne bak, daha az ayaklara, böylece düşüncelerin daha net ve hafif olacaktır. Konuşmak yerine, daha çok sessiz kal; böylelikle ruhun sakinliğe ve huzura erebilecek.”
******
YETER Kİ BAŞINDA SONUNDA BİR KONYA OLSUN (!)
Yine hafta sonu ağırladığımız genç dostlarımızdan birisi Konya’nın kaderi mi diyelim ya da Konyamızın dünü bugünü ve yarını ile oturup üzerinde saatlerce konuşmamız gereken bir meseleye dikkat çekiyordu.
Malum süt banyosu yapan iki işçinin yüzünden Konya aylardır gündemde. Geçtiğimiz hafta bile bu süt banyosu olayının iddianamesenin hazırlanması ile KONYA olarak hâlâ gündemde idik.
Ancak malum geçtiğimiz hafta paket döner servis işi ile şov yapan iki işçi Türkiye’nin gündemine gelmişti.
Bu genç dostumuz şöyle örnekleme yapıyordu; “Konya’daki süt banyosu o gün bir anda triptopik olmuştu (Yani twit dizisi olmuş. Ve o gün için en çok ilgi bu habere gösterilmişti). Ve bildiğiniz gibide olay bir anda Türkiye gündemi olmuş. Bunun üzerine bu sektörde Türkiye markası olan Konya merkezli TORKU, ENKA gibi firmalar kendileri ile bir bağlantılarının olmadığını açıklamak zorunda kalmışlardı.
Evet paket döner servis işindeki iki işçinin yaptığı rezil olay da ilgi gördü ama trend topic olmadı.
Dahası bu olay Türkiye gündemine düştükten tam beş gün sonra döner paketleme işi yapan o iki işçinin Kırıklareli’deki bir işletme olduğu belirlendi.”diyordu.
.........
Konu şu.
Allah var soyal medyayı bu genç dostumuz kadar takip etmiyorum. Ama bu arkadaş her şeyi saatine kadar not almış. Neyse burayı geçtik.
Allah korusun bu döner paketleme işi yine Konya’da olsaydı canım kurumlarımız şirketlerimiz sütte olduğu gibi töhmet altında kalacaklar ardından da kendilerini açıklama yapmak zorunda hissedeceklerdi.
Evet 45 yıldır Türk basınında nedenini hâlâ bilemediğim ve bugün de tüm canlılığını koruyan bir KONYA fobisi var.
Bu fobinin sağcı solcu, yandaş, candaş basınla filan alakası da yok.
Ve ne acıdır ki bu basın organları para konusunda hep Konya’dan beslenirler fırsatını da buldular mı da Konya’yı ağızlarından şapırtılar gelerek manşetlere, gündemlerine taşırlar.
Bu iş tek taraflı sadece onların suçu kabahati mi?
Hayıııır...
Biz iğneyi kendimize batırıp bu konuda hâlâ niye sadece benim bildiğim 45 yıldır bir arpa boyu yolu alamadığımıza bakmalıyız.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Kapı açılır sen yeterki vurmayı bil. Ne zaman dersen bilemem ama açılmaz diye umutsuz olma. Yeter ki o kapıda durmayı bil.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Ana cadde ve yollarda en sol şeritte trafik işaretleri ile belirlenmiş hız limitinin çok altında ısrarla ilerlemeye çalışmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.