İnsanın yaptığı her şey amaçlarının ifadesidir.(Herbert G.Hidig)

Cemil Meriç’e atfedilen bir söz: “Bana hakikati değil, muradını ver. Olmak istediğin gibi görün, olduğun gibi değil. Çünkü, her yalan bir yaratış.”

Hakikate hürmetsizlik gibi bir derdimiz elbette ki yok. Soruyu kendimize yöneltelim öncelikle.

Nedir bizim muradımız?

Bir güzel ülkümüdür gönül verdiğimiz?

Geldiğimiz bu hayat yolculuğunda amaç edinip ve ulaşmak istediğimiz durumlar nelerdir.

İnsan her yaptığını üç şey için yapar diye toplumda bir kanaat vardır:

Haz-Çıkar-Hayır

Bu konuda bir soru gelse sizin bu konuda kendinize verdiğiniz cevap nedir?

Tarihin derin sayfalarından bir sahneyi birlikte okuyalım.

İranlı Komutan Rüstem: “Niçin buraya geldiniz?” sorusu karşısında Rabi’i B. Amir’in verdiği cevap:

-Allah bizi şu amaçla buraya gönderdi:

-Kullarımdan dileyeni kula kulluk etme zilletinden kurtarıp yalnız Allah’a kulluk etme izzetine eriştirmek, dünya hayatının darlıklarından dünya ve ahret düşüncesinin zenginliklerine eriştirmek, batıl çirkin dünya düzenlerinin zulmünden İslam’ın yüce adaletine çıkarmaktır…

Hayırların en son gayesi, en yücesi ve en mükemmeli, ebedi mutluluk olduğuna göre İranlı komutan tarafından sorulan soruya karşılık verilen cevapta, ülkümüzün ne olması gerektiğiyle birlikte İslam’ın toprak fethinden daha büyük fetih projeleri olduğunu da bizlere sunuyor.

Amacın yüceliği ile yolun sıkıntısı doğru orantılıdır…

Amaç belirlerken dikkat edilmesi gerekenlerden bir tanesi de söylemlere dikkat edilmesi gerektiğidir.

“Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür

Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür

Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür

Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür

Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür

Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür

Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür.”

Malcolm X’in güzel bir tespiti vardır:

“Eğer bir amaç uğruna ayakta değilseniz, her darbe sizi yere serebilir.”