Etik Günü ve Okullarda Etik İhlalleri
Etik; ‘yapmaya hakkınız olan şeyle, yapılması doğru olan şey arasındaki farktır’.
Potter Stewart
25 Mayıs tarihi bütün dünyada Etik Günü olarak kutlanmaktadır. Bizim kültürümüze kavram ve çerçeve olarak farklı olan bu terim son yıllarda bizim toplumuzda ve medya platformlarında yer almaktadır.
Kavramlar aklın gözlükleridir. Bu durumda Etik kavramı neyi ifade der? Kelime anlamıyla ‘etik’ Yunanca ethos yani “töre” sözcüğünden türemiştir, özgün Yunanca kullanımı ‘Etika’dır, tıpkı politika siyaset bilimi, poetika şiir kuramı, gibi. Felsefenin dört ana dalından biridir. Yanlışı doğrudan ayırt edebilmek amacıyla ahlâk kavramının doğasını anlamaya çalışmaktadır. Bu yönüyle, kendine ait kuralları olsa da, halen de tartışılarak gelişen bir daldır.
Yunan Felsefesi ve Batı Uygarlığı, kuramsal ve hukuki açıdan çok gelişmiş olmakla birlikte, insana, insanlığa hakkettiği yeterli değeri verebilmiş midir? Elbette hayır. Peki, özelde bizler, kadim kültürümüzdeki ve inancımızdaki ahlak anlayışını ve değerlerimizi tarihin derinliklerinden tam olarak alıp öncelikle kendi ve toplumsal yaşantımıza, bugüne taşıyabildik mi?
İnsanlık her dönem değerleri ya metada bulmaya ya da onu gönüllerde bulmaya çalışmıştır. Bir toplumun değer ve idealleri yetiştirmek istedikleri İdeal insan kavramında gizlidir. Burada unutulmaması gereken konu “Din değeri belirler, ahlak onu yaşanır hale getirir, hukuk ise maddi müeyyideye bağlar”
Bu kapsamda etik/ahlaktan yoksun bir yaşam, değerler kargaşasını ve toplumlarda kaosları ortaya çıkaracaktır. Her sistemin batıl bile olsa sahip olduğu değerler ve bunlara yüklediği anlamlar ve hukuki anlamda çıkardıkları yasaları vardır. Örneğin kapital sistemdeki sabır ve kanaat kavramı ile dinimizdeki Sabır ve Kanaat kavramları aynı şeyleri ifade etmez. Yine çıkarılan yasalara göre işin hukuki boyutu tek başına yeterli değildir. Sayın Alev Alatlı’nın bu konuda güzel bir sözü vardır: “Her Yasal Hak, Helal Değildir”
Şair Tevfik Fikret'inde İttihat ve Terakki dönemini anlatmak için yazdığı “Doksan Beşe Doğru” şiirinden bir bölümü de sunmak isterim:
“Öyle uğursuz bir devir ki verilen sözler unutulmuş, yeminler çiğnenmiş, milletin büyük umutları söndürülmüş, kanun diye insanların alınları topraklara sürtülmüş, kanun diye diye kanunlar çiğnenmiştir. Yine bir yığın boşuna ağlama ve inlemeler ortalığı kaplamıştır…”
Görülen o ki; etik, ahlaki, hukuki değerler olarak sunulanların kaynağına da dikkat etmek gerekir. Unutmayalım ki bütün sapmalar, asıl kaynaktan uzaklaşmaktan kaynaklanır.
İnsan var olma süreciyle birlikte çıktığı yolda teenni ile yürümek yerine aceleyle koşuyor. Kişinin yolculuk serüveninde bilinçli /bilinçsiz seçimine bağlı olarak atamız Âdem(a.s)’den beri her türlü iyi yada kötülüğün, çirkinlik ve güzelliğin mücadelesi var olmuş ve olmaya da devam edecektir. Yolculuk esnasında kişinin kendisini bulması, maddiyatın, eşyanın yerini doğru konumlandırması, asıl değerine kavuşturması da mümkün olmakla birlikte tam tersi “Neyi Arıyorsan O Sensin” sırrını çözemeyip kendini kaybetmesi maddiyatı ve eşyayı putları haline getirmesi de söz konusu. İlahi soru boşuna olmasa gerek. “Fe eyne tezhebun / öyleyse nereye gidiyorsunuz?”
Rabbinden Nizamın omurgasını oluşturan bu soruyu duyan insanın, şöyle bir durup, istikametini yeniden tayin etmesi ve “O'na doğru koşması” gerekmez mi?
İnsan birey olarak bilgisiz, bilinçsiz veya sorumsuz olarak hareket etmesinden ötürü yaşadığı topluma ve çevreye ciddi zararlar verebilmekte, ciddi bir yozlaşma ve beraberinde haksızlıklar meydana gelmektedir. Ahlak ve Etik ilkelere önem vermeyen bir toplumun huzura ermesi hiçbir zaman mümkün olmamıştır.
Yapılan bu girizgahın ardından gelelim asıl konumuza.
İnsanların merkez konumda olduğu önemli yaşam alanları olan okullar, en başta öğrencilerimizin evi ve dış dünyası arasında bir köprü vazifesi gören kurumlardır. Okullar sadece akademik başarının incelendiği bir kurum olmaktan ziyade, öğrencilerin sosyal, psikolojik, ruhsal, ahlaki yönlerini geliştirmek gibi görevleri de vardır.
Etik/Ahlaki değerler; inanışlar, tarih, aile, kültür ve içinde yaşanılan toplum tarafından şekillendirilir. Etik ve ahlaki ölçütler; kişinin değerlerini, aldığı kararları, yaptığı seçimleri, davranışlarını ve toplum içinde birlikte yaşadığı insanlar üzerindeki etkisini belirler.
Okullar ve öğretim programları, sosyal davranış modelleri sağlayarak öğrencilerin etik/ahlaki değer sistemlerinin gelişiminde önemli rol oynar. Okullar, tıpkı yaşam gibi her an seçimlerin yapıldığı, kararların alındığı, ilişkilerin olduğu hareketli ortamlardır. Okulda karar alınırken etik ahlaki yaklaşımlar, otorite, yönetici, öğretmen, kurucu, yönetmelikler, gelenekler gibi değişkenlerden etkilenmemesi söz konusu değildir.
Bir öğrencinin iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini, faydalı ile zararlı olanı, helal ile haramı bilecek ve seçecek şekilde yetiştiren, onların hayatlarında sağlıklı tercihler yapabilmesi için onları bilişsel, duyuşsal, psikomotor alanlarda donatıp, ahlaki kararlar alması ve davranışlar sergilemesi adına göz ardı edilmemesi gereken böylesi önemli görevleri olan kurumlar arasında olan okullarda da etik ihlalleri de elbette olmaktadır. Bu konuların nedenleri ve neler yapılabileceği konusunda sürekli fikir tazelemek ihtiyaç olacaktır.
Okullarda Etik İhlalleri Nedenleri
1-Ekonomik Nedenler
2-Bürokratik Nedenler
3-Tarihsel Nedenler
4-Yerleşik Okul Kültüründen Kaynaklanan Nedenler
5-Çalışanların Etik Konulara Olan İlgilerinin Farklılığı
6-Veli-Öğrenci-Okul Yönetimi-Çalışan Beklentilerindeki Görülen Tutarsızlıklar
7-Kültürel Yozlaşma
8-Beklentilere Ulaşma Noktasında Hırsa Kapılma
9-Özlük Hakların Bilinerek/Bilinmeyerek İhlali
10- Korkuya Kapılma 11-Özgüven ve cesaret eksikliği
12-Takım ruhuna uygun çalışma ortamının sağlanıp sağlanamaması
Neler Yapılabilir?
1-Doğruluk-Yasallık-Yeterlik-Güvenirlik-Mesleğe Bağlılık(5 temel mesleki etik ilkesi) konusunda tüm çalışanlar ve okul yönetiminin konuya ilgisinin çekilmesi, sahiplenmesi için gerekli çalışmaların yapılması.
2-Performans yönetim modeline göre hareket edilmesi.
3-Anlık kararlar yerine süreç odaklı kararlar alınması. Alına kararların tüm paydaşlar tarafından sahiplenecek şekilde olmasına dikkat edilmesi.
4-”Çalıştırdığınız personel kadar iyisiniz” düşüncesinden hareketle çalışanların değerli olduğu düşüncesinin verilmesi uygun iklimin sağlanması.
5- Çalışanların Etik Konulara olan ilgi ve bilgi düzeylerini arttıracak seminerlerin yapılması.
6-Amaçlanan sonuçlar-Kurallar-Veli, okul, öğrenci sözleşmelerinde yer alabilmeli, kâğıt üzerinde değil uygulanabilir nitelikte olmalı.
7-İletişim politikaları belirlenmesi, zaman içerisinde ihtiyaç halinde güncellenmesi.
8-Kişisel gelişim-mesleki gelişim konularında okul yönetimince çalışanların bilgi düzeyini arttıracak yurt içi yapılan seminerlere, çalıştaylara katılımının sağlanması ve desteklenmesi.
9-Yapılan/yapılacak olan işlerin; Doğru mu? Yasal mı? Yararlı mı? Süzgecinden geçirilerek hayat geçirilmesi.
10-Yanlışta ısrar etmeme
11-İstişare kültürünün hayat geçirilmesi.
Bütün bunların yanında herkes tarafından şu sorulara cevap verilerek hareket edilmesi gerekir?
-Vereceğim karar, basında, sosyal medyada, dijital platformlarda yer alsa ve yayınlansa kendimi nasıl hissederdim?
-Ailem ve sevdiklerim bunu öğrenseydi kendimi nasıl hissederdim?
-Hepsinden önemlisi bir hesap günü var, bütün işlerin en ince ayrıntısıyla ortaya döküleceği günde halimiz ne olacak? (İhsan şuuru)
Sorularının gündemimizde yer alması, kişisel etik için bunların akıldan çıkarılmaması da gerekir.
Okullar ve paydaşları görevlerini yerine getirirken, sadece işin akademik, teknik ve sanatsal boyutları ile değil, ahlak ve etik boyutlarını da önemsemesi gerekir. Bu yönde adımlar atması, uygulamaları hayata geçirmesi, kurumu ve çalışanlarını geliştirmesi, etik ilkelerin ve ahlakın okulda yaşandığı bir iklimin oluşturulması son derece önemlidir.
Günümüzde okullarımızın ve eğitimcilerin işleri her geçen gün zorlaşmaktadır. Yeni nesil öğrenme teknolojilerinin etik yönü ve sosyal medyanın yanlış kullanımıyla en temel insani değerlerden biri olan dürüstlük kavramının anlamını yitirdiği bir çağda öğrencilerimiz hayata hazırlamaya çalışılmaktadır. Sosyal medya-dijital okuryazarlık, siber güvenlik, siber zorbalık, bilinçli farkındalık vb. konularında bilinçlendirme ve onların bilinçli tüketici olmalarının sağlanması büyük önem arz etmektedir.
Okullarımız, öğrencilerinin kazanan ya da kaybedenlerin dünyasında mahkûm değil, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda onların hayata hazırlandığı, özü gür, özgür şahsiyetler olarak yetiştirildiği yerler olmalıdır.
Etik ve ahlaki değerlerin sadece öğretilen değil yaşatılan bir yer olması için okullarımızın eğitimin dört boyutuyla ilgili amaçları, kapsamı, yöntemlerini ve değerlendirme boyutlarını etik kurallar çerçevesinde yeniden ele alması, yönetici ve öğretmen davranışlarıyla ahlaki bir eğitim vermesi gerekmektedir.
Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim diyen bir peygamberin takipçileri için değişmeyecek gerçek:
“Kıymetimiz, her anımızda ahlakımız kadardır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.