Yılmaz TAŞÇI

Yılmaz TAŞÇI

PİSA 2022

PİSA 2022

"Gerçekler inatçı olsa da, istatistikler daha fazla eğilip bükülebilir yapıdadır." (Mark Twain)

PISA'nın sekizinci döngüsü olan PISA 2022'nin sonuçları OECD tarafından 5 Aralık 2023 tarihinde kamuoyuyla paylaşılmıştır.

PİSA 2022 Sınav Sonuçları geçtiğimiz hafta açıklandı. Herkes kendi cephesince yorumlar yapmaktadır. Peki, bu sınavlar eğitim konusunda mevcut durumumuzu ve ilerleyen süreci göstermek adına bir POSTULAT işlevi göstermekte midir?

Öğrencilerin akademik başarıları yanında;

-Sorumluluk düzeyi

-Organizasyon becerisi

-Bağımsız çalışma alışkanlık ve becerisi

-İşbirliği yapabilme becerisi

-İnisiyatif alma

-Kişisel düzen vb. durumlarını ölçebiliyor muyuz?

Eğitim sistemleri ve öğrenci başarı düzeylerini ortaya çıkarmak adına yapılan sınavlar gerçekte yukarıda sayılan ve benzeri kriterleri ölçebiliyor mu? Ölçüyorsa ne kadar gerçekçi sonuçlar veriyor?

Kadim kültürümüzde cihan hâkimiyetinde, “yay ve ok’un” birlikte ifade ettiği anlamı bilinir. Öğrencilerimizin gönül sahibi, sevgi dolu, sabırlı, alanında uzman, yöneticilik ve rehberlik yönü güçlü öğretmenlerle buluşacakları okul ortamlarına her dönemde ihtiyaç duyulmaya devam edecektir. Nitelikli insan yetiştirmek adına PİSA Sonuçları mevcut durumu analiz etmek adına birçok veriyi bizlere sunuyor. MEB raporu paylaştı.

( https://pisa.meb.gov.tr/www/pisa-2022-turkiye-raporu-yayimlandi/icerik/11 )

Bu raporda çıkan ilginç sonuçlarda var. Raporda yer alan verilere ve değerlendirmelere kısaca bakmakta fayda var.

Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler hâlinde gerçekleştirilen bir izleme araştırmasıdır. PISA, 15 yaşındaki öğrencilerin modern toplumda yerlerini alabilmeleri için gereken temel bilgi ve becerilere ne ölçüde sahip olduklarını ölçmeyi hedeflemektedir. Türkiye, PISA araştırmasına 2003 yılından bu yana katılmaktadır.

PISA, temel olarak öğrencilerin matematik okuryazarlığı, fen okuryazarlığı ve okuma becerileri alanlarındaki becerilerini değerlendirmektedir. Her uygulamada bu üç alandan birisi ağırlıklı alan olarak belirlenmekte, bu alanda yeni sorular geliştirilmekte ve derinlemesine analizler gerçekleştirilmektedir. PISA 2022 uygulamasında ağırlıklı alan matematik okuryazarlığıdır

PISA araştırmasının temel özellikleri şunlardır:

-Eğitim politikalarını yönlendirme özelliği

-Yenilikçi bir okuryazarlık kavramı

- Kapsam genişliği

-Yaşam boyu öğrenme

-Düzenlilik

*Yenilikçi alan ise yaratıcı düşünme becerileridir. PISA 2022 uygulamasında Türkiye yenilikçi alana katılmamıştır.

PISA 2022 uygulamasına 81 ülkede 15 yaş grubundaki 29 milyon öğrenciyi temsilen 690.000’den fazla öğrenci katılmıştır.

PISA 2022 uygulaması Türkiye’de 19 Nisan–13 Mayıs 2022 tarihlerinde 196 okulda 7250 öğrencinin katılımıyla bilgisayar tabanlı değerlendirme olarak gerçekleştirilmiştir

Türkiye’nin matematik alanındaki ortalama puanı 453’tür.Türkiye; PISA 2022’ye katılan 81 ülke arasında matematik alanında 39. sırada, 37 OECD ülkesi arasında ise 32. sırada yer almaktadır.

Türkiye’de öğrencilerin %61’i matematikte asgari performans düzeyine ulaşmıştır.

Türkiye’nin PISA uygulamasının son üç döngüsündeki fen alanı performansında üst performans düzeyindeki öğrenci oranının istikrarlı artışı, bu alandaki önemli iyileşmeyi göstermektedir.

Türkiye’nin okuma becerileri alanında ortalama puanı 456’dır ve katılımcı ülkelerin ortalama puanından anlamlı şekilde yüksektir.

Türkiye, PISA 2022’e katılan 81 ülke arasında okuma becerileri alanında 36. sırada, 37 OECD ülkesi arasında ise 30. sırada yer almaktadır.

Türkiye’de öğrencilerin %71’i okuma becerilerinde asgari performans düzeyine ulaşmıştır. Bu, Türkiye’deki her on öğrenciden yedisinin okuma becerileri alanında tanımlanan temel yeterliklere sahip olduğu anlamına gelmektedir. Türkiye’de 2. düzey (% 31) ve 3. düzeyde (% 26), 4. düzeyden (% 12) daha fazla öğrenci performans göstermiştir.

PISA’da ülkelerin uzun dönem performansları incelendiğinde Türkiye’nin matematik ve fen okuryazarlığı alanlarında performansını istikrarlı bir şekilde artırdığı görülmektedir.

Türkiye’de matematik alanındaki öğrenci performanslarındaki farklılığın %12,6’sı, fen alanındaki farklılığın %10,3’ü ve okuma becerileri alanındaki farklılığın ise % 9,8’i öğrencilerin sosyoekonomik durumlarından kaynaklanmaktadır.

Nitelikli bir eğitim, okulun yeterli fiziki altyapıya sahip olmasını, bu altyapının öğretmen ve öğrenciler tarafından kullanılmasını gerektirmektedir.

PISA 2022 uygulamasına Türkiye İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (İBBS)

1. Düzeyde yer alan 12 bölgeyi temsil eden 196 okul ve 7250 öğrenci ile katılım sağlamıştır.

PISA 2022’ye katılan öğrencilerin devam ettiği okul türlerine bakıldığında en fazla katılımın %56 ile Anadolu liseleri ve %23 ile mesleki ve teknik Anadolu liselerinden olduğu görülmektedir.

PISA’nın 2000 yılındaki ilk döngüsünden itibaren ülkelerin uzun dönem performansları incelendiğinde son 20 yılda Türkiye, matematik ve fen alanlarında istikrarlı şekilde ilerleme sağlayan dört ülkeden biridir. Bu süreçte Türkiye’nin okuma becerileri

alanındaki performansında ise anlamlı bir değişiklik görülmemiştir

PISA uygulamasına katılan ülke sayısı 2015’ten itibaren artsa da Türkiye’nin matematik alanında, tüm ülkeler ve OECD ülkeleri arasındaki sıralaması yükselmektedir. Türkiye, PISA 2015’e katılan 72 ülke arasında matematik alanında 50. sırada, 35 OECD ülkesi arasında 34. sırada yer alırken PISA 2018’e katılan 79 ülke arasında 42. sırada, 37 OECD ülkesi arasında 33. sırada yer almaktadır. PISA 2022 uygulamasında ise Türkiye 81 ülke arasında 39. sırada, 37 OECD ülkesi arasında 32. sırada yer almaktadır

PISA’ya katılan ülke sayısı 2015 uygulamasından itibaren artsa da okuma becerileri alanında Türkiye’nin sıralamasının, tüm ülkeler ve OECD ülkelerine kıyasla daha iyi olduğu görülmektedir. Türkiye, PISA 2015’e katılan 72 ülke arasında okuma becerileri alanında 50. sırada, 35 OECD ülkesi arasında 34. sırada yer alırken PISA 2018’e katılan 79 ülke arasında 40. sırada, 37 OECD ülkesi arasında 31. sırada yer almaktadır. PISA 2022 uygulamasında ise Türkiye uygulamaya katılan 81 ülke arasında 36. sırada, 37 OECD ülkesi arasında 30. sırada yer almaktadır.

Türkiye’de matematik alanında öğrencilerin % 61,3’ü, fen alanında % 75,3’ü ve okuma becerileri alanında %70,7’si asgari performans düzeyine ulaşmıştır. Üst performans düzeyindeki öğrenci oranları ise matematik alanında % 5,4, fen alanında % 4, okuma becerileri alanında % 1,9’dur.

Okuma becerileri alanında üst performans düzeyindeki öğrenci oranının diğer alanlara kıyasla düşük olması dikkat çekmektedir.

Okul türlerine göre yapılan analizlerde her üç alanda da fen lisesindeki öğrencilerin diğer okul türlerine göre daha yüksek performans gösterdiği belirlenmiştir. PISA 2022’de PISA 2018’e göre Anadolu liselerinde ve mesleki teknik Anadolu liselerinde eğitimine devam eden öğrencilerin ortalama performansları her üç alanda da düşüş göstermiştir

Türkiye’de matematik alanındaki öğrenci performanslarındaki farklılığın % 12,6’sı, fen alanındaki farklılığın % 10,3’ü ve okuma becerileri alanındaki farklılığın ise % 9,8’i öğrencilerin sosyoekonomik durumlarından kaynaklanmaktadır.

Hem Türkiye hem de OECD ülkelerinde haftalık 27 saate kadar öğrenme için ayrılan zaman öğrencilerin matematik performanslarına olumlu yönde katkı sağlarken öğrenmeye 27 saatten daha fazla zaman ayıran öğrencilerin performanslarının düştüğü görülmektedir

Türkiye’deki öğrencilerin sosyoekonomik farklılıklarında bir değişiklik görülmemesine rağmen matematik alanında dezavantajlı ve avantajlı öğrencilerin performanslarının artması dikkat çekmektedir.

PISA 2022 uygulamasında öğrenci anketinden elde edilen verilere göre Türkiye’deki öğrencilerin çoğu okulda ve okul çevresinde kendisini güvende hissettiğini belirtmiştir.

Yaklaşık her dört öğrenciden biri ise PISA uygulamasından önceki dört hafta içinde okulda güvenlik riskleriyle karşılaştığını (ör. Bir öğrencinin başka bir öğrenciyi yaralamakla tehdit ettiğini duymak, okulda çeteler görmek) bildirmiştir.

Türkiye’deki öğrencilerin en sık yaşadıklarını bildirdikleri zorbalık deneyimleri sözel ve ilişkisel zorbalıktır. PISA 2022 uygulamasında PISA 2018’e göre “Diğer öğrenciler beni bilerek yalnız bıraktı.” ve “Diğer öğrenciler benimle alay etti.” davranışlarıyla en az ayda birkaç defa karşılaştığını bildiren öğrenci oranları artmıştır. Türkiye’de yaklaşık her on öğrenciden üçü okulda kendini yalnız, dışlanmış gibi ve okula ait değilmiş gibi hissettiğini bildirmiştir.

Her on öğrenciden yedisi ise kendini okula ait hissettiğini, diğer öğrenciler tarafından sevildiğini ve diğer öğrencilerle kolaylıkla arkadaşlık kurduğunu bildirmiştir. Türkiye’de 15 yaş grubundaki öğrencilerin % 67’si her gün ya da hemen hemen her gün ebeveynleriyle birlikte öğle yemeği ya da akşam yemeği yediğini bildirmiştir. Yaklaşık iki öğrenciden biri ise her gün ya da hemen hemen her gün ebeveynlerinin kendileriyle sadece konuşarak zaman geçirdiğini ve okulda ne yaptığını sorduğunu bildirmiştir. Her 10 öğrenciden bir veya ikisi ise ebeveynleriyle bu deneyimleri hiç veya hemen hemen hiç yaşamadığını bildirmiştir.

Öğrencilerin dijital teknoloji kullanımı konusunda, kendi öğrenmelerinin sorumluluğunu alma konusuna göre kendilerine daha fazla güvendiği görülmektedir. Türkiye’de her on öğrenciden yaklaşık yedisi; bir video iletişim programı kullanma, bir öğrenme yönetim sistemi veya okul öğrenme platformu kullanma ve kendi kendine çevrim içi öğrenme kaynakları bulma konusunda kendisine güvendiğini bildirmiştir. Kendi öğrenmelerinin sorumluluğunu alma konusunda on öğrenciden altısı derslerle ilgili çalışmaları bağımsız olarak tamamlama veya okul ödevlerini kendi başlarına ne zaman yapacağını planlamada kendisine güvenmektedir.

Okulların gelecekte uzun bir süre tekrar kapanması durumunda, öğrencilerin pandemi sırasındaki deneyimlerinin onları kendi başlarına öğrenmeye ne kadar hazırladığı incelenmiştir. Türkiye’deki öğrencilerin % 36’sı kendi kendine öğrenme konusunda oldukça veya son derece hazırlıklı hissettiğini, % 24’ü ise hiç hazırlıklı hissetmediğini bildirmiştir.

PISA 2022’de Türkiye’deki öğrenciler matematik, okuma becerileri ve fen alanlarında OECD ortalamasının altında puan almıştır

Türkiye’deki öğrencilerin yaklaşık % 5’i matematikte en iyi performans gösteren öğrenciler arasındadır.

Diğer bir ifadeyle bu öğrenciler PISA matematik testinde 5 veya 6. düzeye ulaşmışlardır (OECD ortalaması: % 9).

Türkiye’deki öğrencilerin yaklaşık %71’i okuma becerileri alanında 2. yeterlik düzeyine veya daha yüksek bir düzeye ulaşmıştır (OECD ortalaması % 74). Bu öğrenciler, asgari düzeyde, orta uzunlukta bir metindeki ana fikri belirleyebilir, bazen karmaşık olsa da açık kriterlere dayalı olarak bilgi bulabilir ve açıkça yönlendirildiğinde metinlerin amacı ve biçimi üzerine düşünebilir. Okuma becerileri alanında asgari performans düzeyine (2. düzey veya üstü) ulaşan 15 yaşındaki öğrencilerin oranı % 89 (Singapur) ile % 8 (Kamboçya) arasında değişmektedir.

Türkiye’de öğrencilerin % 2’si okuma becerileri alanında 5. yeterlik düzeyi veya üzerinde puan almıştır (OECD ortalaması % 7). Bu öğrenciler uzun metinleri anlayabilir, soyut veya mantık dışı kavramlarla başa çıkabilir ve bilginin içeriği veya kaynağıyla ilgili örtük ipuçlarına dayanarak gerçek ile görüş arasında ayrım yapabilir.

Türkiye’deki öğrencilerin yaklaşık % 75’i fen alanında 2. yeterlik düzeyine veya daha yüksek bir düzeye ulaşmıştır (OECD ortalaması %76). Bu öğrenciler asgari düzeyde, bilinen bilimsel olgular için verilen doğru açıklamayı tanıyabilir ve basit durumlarda, mevcut verilere dayanarak bir sonucun geçerli olup olmadığını belirlemek için bu bilgiyi kullanabilir.

Türkiye’de öğrencilerin % 4’ü fen alanında en iyi performans gösteren yani 5 veya 6. yeterlik düzeyinde olan öğrencilerdir (OECD ortalaması % 7). Bu öğrenciler, sahip oldukları bilimsel bilgi ile fen hakkındaki bilgilerini yaratıcı bir şekilde ve kendi başlarına, aşina olmadıkları durumlar da dâhil olmak üzere çok çeşitli durumlara uygulayabilir.

Türkiye’deki öğrencilerin % 33’ü (en büyük pay) uluslararası düzeyde tanımlanan sosyoekonomik dilimlerin en alt diliminde yer almaktadır. Bu durum söz konusu öğrencilerin 2022 yılında PISA uygulamasına katılan en dezavantajlı öğrenciler arasında oldukları anlamına gelmektedir. Bu öğrencilerin matematik ortalama puanları 424 olup bu puan benzer sosyoekonomik düzeydeki öğrencilerin aldığı en yüksek puanlardan biridir.

Dünya genelinde erkek ve kız öğrenciler matematikte ortalama olarak benzer performans gösterirken Türkiye’de kızlar okuma becerileri alanında erkeklerden 25 puan daha iyi performans göstermiştir.

Okuma becerileri alanında PISA 2022’ye katılan 81 ülkeden 79’unda kızlar ortalama olarak erkeklerden daha yüksek puan almıştır

2022 yılında Türkiye’deki öğrencilerin % 70’i okulda kolayca arkadaş edindiğini (OECD ortalaması %76) ve %69’u kendini okula ait hissettiğini (OECD ortalaması %75) bildirmiştir. Öte yandan öğrencilerin %28’i okulda yalnız hissettiğini, %26’sı ise okulda kendini yabancı (ya da dışlanmış gibi) hissettiğini belirtmiştir (OECD ortalaması %16 ve % 17). Bu sonuçlardan Türkiye’deki öğrencilerin okula aidiyet duygusunun 2018 yılına kıyasla azaldığı anlaşılmaktadır.

Öğrencilerin yaşam memnuniyeti genel olarak son yıllarda birçok ülkede düşüş göstermiştir. 2022 yılında Türkiye’deki öğrencilerin %44’ü yaşamından memnun olmadığını bildirmiştir. Bir başka deyişle bu öğrenciler yaşamdan memnuniyetlerini 0 ile 10 arasında değişen bir ölçekte 0 ile 4 arasında puanlamışlardır. 2018’de yaşamından memnun olmadığını bildiren öğrenci oranı (%34) 2022’ye kıyasla daha azdır. OECD ülkeleri genelinde de ortalama olarak yaşamdan memnun olmayan öğrencilerin oranı 2015’te %11 iken 2018’de % 16’ya ve 2022’de %18’e yükselmiştir.

Türkiye’de öğrencilerin % 58’i matematik dersinde öğretmenin her öğrencinin öğrenmesine ilgi gösterdiğini (OECD ortalaması % 63) ve % 56’sı öğretmenin öğrenciler ihtiyaç duyduğunda ekstra yardım sağladığını (OECD ortalaması %70) belirtmiştir.

2022 yılında birçok öğrencinin, öğrenmeye elverişli olmayan disiplin koşullarında matematik öğrendiği anlaşılmaktadır. Türkiye’deki öğrencilerin yaklaşık %42’si derslerin çoğunda veya tamamında verimli çalışamadığını (OECD ortalaması %23), öğrencilerin %30’u öğretmenin söylediklerini dinlemediğini (OECD ortalaması %30), öğrencilerin %23’ü dijital cihazlar kullandığı için dikkatinin dağıldığını (OECD ortalaması %30) ve %21’i dijital cihazlar kullanan diğer öğrenciler tarafından dikkatinin dağıtıldığını (OECD ortalaması %25) bildirmiştir. OECD ülkelerinde ortalama olarak okul binalarında cep telefonu kullanımı yasaklandığında öğrencilerin dijital cihazlar kullandığı için dikkatlerinin dağıldığını bildirme olasılıklarının daha düşük olduğu görülmüştür.

PISA 2022 verileri performansın yüksek olduğu ve öğrencilerin aidiyet duygusunun geliştiği eğitim sistemlerinde, öğrencilerin kendilerini daha güvende hissetme eğiliminde olduklarını ve okullarında zorbalık ve diğer risklere daha az maruz kaldıklarını göstermektedir.

Türkiye’de öğrencilerin %18’i okula giderken kendisini güvende hissetmediğini (OECD ortalaması %8), %13’ü okuldaki sınıflarında kendisini güvende hissetmediğini (OECD ortalaması %7), %20’si okuldaki diğer yerlerde (koridor, kafeterya, tuvalet gibi) kendisini güvende hissetmediğini (OECD ortalaması %10) bildirmiştir.

Kızların %25’i ve erkeklerin %28’i ayda en az birkaç kez zorbalık eylemine maruz kaldığını bildirmiştir (OECD ortalaması kızlar için %20 ve erkekler için %21)

OECD ortalamasına benzer şekilde Türkiye’deki öğrencilerin %14’ü her gün okuldan biri tarafından kendilerine nasıl hissettiklerinin sorulduğunu bildirmiştir (OECD ortalamaları % 51 ve % 13).

Normal bir okul haftasında bir günde ev ödevi için harcanan zaman Türkiye için

1,9 saat iken OECD ülkelerinde 1,5 saattir. Bir günde ev ödevi için en çok zaman harcayan ülke 2,8 saat ile Guatemala iken en az zaman harcayan ülke 0,8 saat ile Finlandiya’dır

PISA araştırmasında yüksek performans gösteren ülkelerdeki öğrencilerin çoğu ev ödevleri için günde 30 dakika ile bir saat arası bir zaman harcadıklarını belirtirken daha düşük performans gösteren ülkelerdeki öğrenciler ev ödevleri için günde 2 saatten daha fazla zaman harcadıklarını ifade etmiştir.

PISA 2022, yüksek performans gösteren eğitim sistemlerinde öğrencilerin çoğunun düzenli okul derslerinde haftada ortalama bir süre (yaklaşık 24 saat) geçirdiğini göstermektedir. Öğrencilerin düzenli okul derslerinde haftada 20 saate kadar ve 39 saat üstü zaman geçirdiği sistemler (tüm dersler için) matematikte daha düşük puan alma eğilimindedir.

OECD ülkeleri ve Türkiye için haftada toplam ders saati 27’yi geçtiğinde öğrencilerin matematik performansı düşmektedir.

PISA’ya göre bir öğrenci, tüm ülkelerin genelinde zorbalığa uğrama indeksinde ilk %10’luk dilimde yer alıyorsa sık sık zorbalığa uğruyor demektir.

OECD ülkelerinde ortalama olarak öğrencilerin %20’si, Türkiye’deki öğrencilerin %27’si zorbalık içeren davranışlardan herhangi birine uğradığını bildirmiştir. Filipinlerde bu oran %48’ken Güney Kore’de %9’dur.

OECD ülkelerinde yaklaşık her on öğrenciden üçü (%31), Türkiye’de ise her on öğrenciden altısı (%63) en az bir dersi veya bir tam gün okulu astığını bildirmiştir.

Yayınlanan PİSA Raporundan alanında uzman kişilerce daha birçok çıkarımlar ve yorumlar yapılacaktır.

Şahsi kanaatimce bu raporda üzerinde en çok durulması gereken konulardan birisi de öğrencilerimizin mutlu olup olamadıkları sorusu olmalıdır?

PİSA Sonuçları incelendiğinde; Öğrencilerin yaşam memnuniyeti genel olarak son yıllarda birçok ülkede düşmüş olmakla birlikte, 2022 yılında Türkiye’deki öğrencilerin %44’ünün yaşamından memnun olmadığını bildirmeleri dikkatlerden kaçmamalıdır.

(BM) 2012'den beri yayımladığı Dünya Mutluluk Raporu da incelendiğinde bizleri düşündürecek benzer veriler sunuyor. Türkiye, 2023 Mutluluk Raporunda 137 ülke içinde 106. sırada yer alıyor. 2012'den bu yana Türkiye'nin bu endeksten aldığı puanlar incelendiğinde, yıllar içerisinde Türkiye'nin mutluluk düzeyinin düşme eğilimine girdiği ve düzenli olarak azaldığı gözlemleniyor.

Çocuklar gülerse dünya da güler…

Mutlu çocuk yetiştirme konusu, başarılı çocuk yetiştirmekten daha öncelikli olmadığı sürece sağlıklı, güvenli ve başarılı bir topluma kavuşmak pekte mümkün görülmüyor.

Eğitim başta olmak üzere geliştirilen politikalar ve yapılan uygulamalar da nicel olarak iyileşmeler olsa da nitelik olarak iyileşmelere de daha çok önem vermemiz gerektiğini bizlere haykıran bir durumla karşı karşıyayız.

Yayınlanan PİSA raporlarını doğru okumak ve yorumlamak zorundayız. Mutluluk ve istenen başarı adına engeller büyük olabilir, ancak inanıyoruz ki; önceliği kendini feth etme gayretinde olan gençlerimizin yürekleri, karşılaşacakları her türlü engellerden daha büyüktür.

Unutmayalım ki Türkiye Yüzyılı bu gençlerin omuzunda yükselecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Yılmaz TAŞÇI Arşivi