Eğitim ve Mesleki Eğitim
Okuyucularımdan mesleki eğitimin önemine yönelik olumlu yorumlar oldukça fazla.
Bizi bu konuyu yazmaya teşvik eden okurlarıma çok teşekkür ederim, bu benim için sevindirici bir durum tabii ki bu konuya dudak bükenler her mesleğinde kutsalı olur mu diyenler de yok değil, onların fikirlerine de saygı duyuyorum.
Aldığım mesajlardan, bu konuyu daha uzun süre gündemde tutmamız, anlatmamız gerekiyor onu anladım.
Mesleki Eğitimin tüm dünya ülkeleri için çok büyük bir ihtiyaç olduğu, Almanya ve Japonya gibi ülkelerin nasıl kalkındığı bu günlere nasıl geldiğinde ortada.
Kaliteli üretim personeli bulmakta zorlanan bir ülkenin kalkınmasının hayal olduğu da bilinmektedir.
Hani çağdaşız ya! Hani yönümüzü Avrupa’ya çevirmeliymişiz ya!
Bu konuda neden aynı duyarlılığı göstermiyoruz acaba?
Bu malum ülkelerin işletmelerinde kurdukları Eğitim Birimleri ile kendi personelini çırak öğrenci olarak yetiştirdiklerini biliyor muyuz? Bal gibi biliyoruz. Peki neden uygulamıyoruz?
Ülkemizde meslek liseleri ve Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) yıllarca sanayimizin personel eksiğinin giderilmesine destek olmuştur.
Ancak gelişen teknolojinin, kuşak farklılıklarının ve aile yapısının değişime uğraması sebepleriyle bu destek azalmıştır.
Son yıllarda Meslek Liseleri mezunlarının mezun oldukları alanlarda çalışma oranları, yüzde 15 civarına düşmüştür.
Buna sebep Meslek liselerinin yetersizliğinin yanında, üniversite mezunu sayısının artması ve ara elaman yetiştirmesi gereken Meslek yüksek okullarında kolaylaştıran dikey geçiş sınavlarıyla lisans eğitimini tamamlayan gençlerin mesleğine hor bakmasıdır.
Tabii ki Meslek liselerine bakışın değişmesi, gelişen teknolojinin, kuşak farklılıklarının ve aile yapısının değişime uğraması da bir başka etmen olduğunu söyleyebiliriz.
Peki çözüm ne?
İnanın çözüm çok kolay.
Daha önce yazdığımız gibi öncelikle değişim ilkokullarda başlanmalı, Anne ve Babalarda bu konuda eğitime tabi tutulmalıdır.
4+4+4 mutlaka ve hemen kaldırılmalıdır. Osmanlı Sıbyan Mektebi örnek alınmalı. Temel eğitimin birinci basamağı ilkokul 5 yıl. İkinci basamak ortaokul 2 yıl yeterlidir.
Çocuklarımızın ilkokuldaki ilgi, yetenek ve akademik başarısına göre iki yıllık ortaokulda yönlendirme sınıflarına alınmalı,
Lisede, meslek liselerine, fen liseleri ya da sosyal bilimler liselerine gönderilmelidir.
Bugünkü şekliyle Anadolu liseleri kapatılmalı İmam hatip liselerinin sayıları azaltılarak kalitesi artırılmalıdır.
Seviyesi fen liselerine yakın öğrencilerin gideceği her ile bir ya da iki yeni müfredatı hazırlanmış yeni Anadolu lisesi ya da çok amaçlı lise açılmalıdır.
Lise öğrenim süresi eskiden olduğu gibi üç yılı geçmemelidir
Bu doğrultuda, öğrencilerden yüzde kaçı meslek liselerine, yüzde kaçı üniversite odaklı liselere yönlendirilecek bunlarda belirlenmeli, meslek liselerine giriş teşvik edilmelidir.
Öğretmen yetiştiren okullar 50 yıl öncesi gibi olmalı, Milli Eğitim Bakanlığı kendi öğretmenini kendisi yetiştirmelidir. Öğretmen eğitimine ve değişikliğine kılık ve kıyafetle başlanmalıdır.
Üniversiteye giriş ve mezuniyet zorlaştırılmalı taban puan yükseltilerek üniversite mezunu ihtiyaca göre olmalı oran %30’u geçmemelidir.
Eğitim ve Mesleki eğitim ciddi bir süreçtir ve mutlaka ciddiye alınması, bağımlılıktan kurtulması gerekir. Diyerek, eğitimle ilgili yazılarımıza son noktayı koyuyoruz.
"Yeni yılın yeni olmasını, eskiyen yıl gibi insanlığı yoran, üzen, yıpratan bir yıl olmamasını diliyor, tüm sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, huzurlu bir yıl yaşamanızı temenni ediyorum. Selam, sevgi ve saygılarımla…"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.