Yücel KEMANDİ

Yücel KEMANDİ

Terörsüz Türkiye

Terörsüz Türkiye

Bugünlerde sık sık duyduğumuz bir haber; "Terörsüz Türkiye"

Kulağımıza çok güzel geliyor.

Bugün isterseniz 1993 yılında gerçekleşen bir olayı yazalım, sonrada Terörsüz Türkiye gerçekleşir mi bunun kararını hep beraber verelim.

Eşref Bitlis'i 17 Ocak 1993 günü Diyarbakır'a götürmek üzere Ankara'dan havalanan uçak birkaç dakika sonra yere çakılarak infilak etti.

Kazadan hemen sonra Kara Kuvvetleri Askeri Savcılığı, kazanın yüzde 60’ının pilotaj, yüzde 40’ı da buzlanmadan kaynaklandığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi.

Olay kapatıldı.

Yıllar sonra bunun kaza değil suikast olduğu ortaya çıktı.

Bu suikast-kazadan sonra insanın aklına gelen soru;

Eşref Paşa ne yapmıştı?

JİTEM'i dağıtmıştı.

(JİTEM ya da Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı, İçişleri Bakanlığı'nın onayı olmadan ve Genelkurmay Başkanlığı'ndan görüş alınmadan Jandarma Genel Komutanlığı'nın kendi inisiyatifiyle kurulan ve terörle mücadele kapsamında faaliyet yürüten bir oluşumdur)

O yıllarda Turgut Özal, Kürt sorununu çözmek istiyor "Terörsüz bir Türkiye" konusunda Eşref Bitlis'e çok güveniyordu.

Ölüm haberini alınca Turgut Özal'ın ağladığını özel kalem müdürü defalarca anlatmıştı.

Eşref Bitlis'i ölümünden sonra Turgut Özal'ın ilk sözünün "Allah kahretsin bu ülkenin önünü açmaya çalışıyorum, biz bu Kürt sorununu çözemezsek, bugünlerde Terörsüz bir Türkiye oluşturamazsak ileride Türkiye'nin başı daha da belaya girer" olmuştu.

Kısaca, Turgut Özal Kürt sorununu çözme, Terörsüz bir Türkiye hayaliyle yanıp kavruluyordu.

Sonuç?

***

Son yıllarda ülkemizde sık sık kullanılan bir söz var:

Milli ve manevi değerlere bağlıyız.

Birileri bu sözü sadece ümmet düşüncesiyle söylerken bile Siyonizm’in görünür ve görünmez ellerine teslim olmuş insanlar oluveriyor.

Bunu sık sık söyleyenlerin birçoğu Mehmet Akif'in emperyalizme kafa tutan anlayışından tamamen uzaklar.

Bunun içinde bunlarda Mehmet Akif inancı kaybolmuş "manevi değerler"e değil tamamen "maddi değerler"e bağlanmışlar.

Kapkaç düzeninin insan kişiliğini yozlaştırması sonucu "manevi değer" sadece sözde bir reklam ve oy toplama aracı olarak kalmıştır.

Tarihimizde özellikle kurtuluş savaşımızda "Kuvva-i Milliye" ruhu ile yücelen milli ve manevi değerler şimdi kuvva-i ticariye ruhu ile yükselmektedir.

Soyguncular, rüşvet ve adam kayırmayla iş yapanlar ve faşizan ırkçılık ve karışık (Arabesk) bir ümmetçilik anlayışı maalesef milli ve manevi değerlere bağlılık olmuştur.

Gel de bu sözü bugün bu anlayışıyla kabul et.

Şimdi soruyorum;

Milli ve manevi değer mi, yoksa, ticari değer mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yücel KEMANDİ Arşivi