Yücel KEMANDİ

Yücel KEMANDİ

Kahraman Kadınlarımız

Kahraman Kadınlarımız

Sekiz Mart, Tüm dünyada Emekçi Kadınlar Günü kutlamaları yapıldı, ya da havanda su dövüldü. Kutlamalarda yine kavga vardı, yine gözyaşı vardı. Günlerini gerçek anlamda kutlamak isteyenlerin hevesleri kursaklarında kaldı.

Gönül isterdi ki, sıkıntı çekmiş emekçi kadınlarımız, bu toplantılarda dertlerini anlatabilsin, ebediyete göç edenler siyasete malzeme yapılmadan anılabilsin. Böylelikle de bu gün bir anlam kazansın. Ama olmadı, dün de olmadı, bugün de olmadı, yarın da olacak gibi görünmüyor.

8 Mart Kadınlar Günü vesilesiyle 2 adet köşe yazısı yazdım, bugün Kurtuluş Savaşı'nda vatanı için mücadele eden binlerce kahraman Türk kadınlarından sadece bir bölümünü yazmak istiyorum.

Daha sonraki yazılarımızda bu vatan için canını seve seve feda edecek, imkân verilince ülkesi için çok büyük hizmetler yapmış, bundan sonrada çok şey yapacağına inandığım kadınlarımızı, ya da ömürleri boyunca erkeklerin baskısından birçok şeyi başaramayan kadınlarımızı yazacağım.

Tüm okurlarımın; İslam’ın kadına verdiği değerin, bugün dünyanın en demokrat ülkesinde bile olmadığını bilmesini isterim.

Ayrıca Kadın hakkı diye bağıranlara söyleyeceğim var; Arkadaşlar KADIN HAKKI OLMAZ insan hakkı olur. Lütfen bunu anlayın ve söyleminizi derhal değiştirin. Kadın hakkı diye diye onlarca kadınımızın ölümüne engel olamadınız. Bu söylem “Çağdaş Dünya”nın bir uydurmasıdır. Çünkü bunlar, kadın hakkı diye diye Kadına zulmedenlerdir.

Biz bu yazımızda bugünlerden uzaklaşıp biraz eskilere gideceğiz. Bizim kadınımızı, analarımızı, ninelerimizi, yazacağız.

93 Harbinde Ruslarla mücadele eden Nene Hatun ile başlayan Türk Kadını’nın memleketi düşmanlardan kurtarma azmi Milli Mücadele'de had safhaya ulaşmıştır. 

Milli mücadele kadın kahramanları yüzyıllar geçse de unutulmayacak isimlerdir. Her birinin destansı mücadelesi her zaman gönüllerimizde yaşayacaktır.

Kahraman Kadınlarımız

Halide Onbaşı (Halide Edip Adıvar) (1884-1964) Halide Edip, 1919 yılında İstanbul halkını ülkenin işgaline karşı harekete geçirmek için yaptığı konuşmaları ile zihinlerde yer etmiş usta bir hatiptir. Kurtuluş Savaşı'nda cephede Mustafa Kemal'in yanında görev yapmış, sivil olmasına rağmen rütbe alarak bir savaş kahramanı sayılmıştır.

Nezahat Onbaşı (Nezahat Baysel) (Ö. 24 Eylül 1994) Babası Annesini kaybeden küçük kızını da yanında cepheye götürmek zorunda kalmıştır. Böylece kader küçük Nezahat'ı, daha 9 yaşındayken cepheyle tanıştırmış, 12 yaşına kadar tam üç sene müddetle cephelerde babasının yanında savaşmıştır. Nezahat Onbaşı babasıyla birlikte, Geyve Savaşı, Birinci ve İkinci İnönü Savaşları ile Sakarya ve Gediz Muharebelerinde yer almış ve gösterdiği kahramanlıklarla Mensubu olduğu alayın simgesi olmuş, alay, kızlı alay diye anılmış alaya ayrı bir motivasyon sağlamıştır.

Şerife Bacı (Ö. 1921) Şerife Bacı, Kurtuluş Savaşı'nda yaşlı kadın ve erkekler ile birlikte İnebolu'da bulunan cephaneleri Ankara'ya götürülmesinde çocuğu ve kağnısıyla yer alırken kış şartları nedeniyle Aralık 1921'de donarak öldü... Tarih kitaplarında, cephane ıslanmasın diye battaniyesini cephaneye sarmış bebeğine de sarılıp onun donmaması için uğraş veren kahraman kadın olarak yazmaktadır.

Fatma Seher Erden (Erzurumlu Kara Fatma) 1888’de Erzurum’da doğdu. Subay Dervişlerden Ahmet Bey ile evlenip Balkan Savaşı’na katıldı, askerlik hayatını eşi ile birlikte paylaştı. I. Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi'nde kendi ailesinden on kadınla birlikte savaştı. Eşi Binbaşı Ahmet Bey'in Sarıkamış'ta şehit olduğu haberini aldıktan sonra memleketi Erzurum'a döndü.1919'daki kongre günlerinde, Mustafa Kemal'le bizzat görüşebilmek için Sivas'a gitti. Milis Müfreze Komutanı olarak batı cephesinde görevlendirildi. Aldığı talimatla İstanbul'a gitti, silah ve adam kaçırma faaliyetlerinde bulundu. İzmir'in Yunan işgaline uğraması üzerine İzmir'e geçerek kurtuluşu için savaştı. Bir keresinde, onbaşı olduğunda neredeyse sadece kadınlardan oluşan birliği ile düşmanın cephe gerisine bir saldırı düzenledi ve aralarında bir Yunan subayı toplam 25 esir askerle geri döndü.

Halime Çavuş Kastamonu’da doğan, anne-babasının “kızım gitme” şeklinde yalvarışlarını dinlemeden mücadeleye katılan Halime Çavuş, uzun yıllar Halim Çavuş zannedildi. Kurtuluş Savaşı’na giderken erkek kılığına girdi, erkek gibi traş oldu, saçını kazıttı ve kimseye kadın olduğunu söylemeden Türk askerinin arasına karıştı. Mühimmat taşımada birçok görev yaptı. Düşmanın açtığı ateş sonucu bir ayağı sakat kaldı. Bir keresinde İnebolu’dan cepheye cephane taşırken Mustafa Kemal Paşa’ya rastladı. Ancak rastladığı kişinin O olduğunu bilmiyordu Mustafa Kemal Paşa “Sen üşüyor musun böyle?” diye sordu. “Bey, 100 bin kişi kurtulacak. Ben öleceğim de ne olacak?” dedi.

Kahraman Kadınlarımız

Hafız Selman İzbeli Kastamonu müdafa-i hukuk cemiyeti, kadınlar kolu kurucularından ve Kastamonu'daki İLK KADIN MECLİS ÜYESİ, kendi deyimiyle "Cumhuriyet kadını" idi. Kurtuluş Savaşı sonrasında Kastamonu’daki kadınları toplamış, asker için çorap, fanila ördürüp cepheye göndermişti. Varlıklı bir aileden geliyordu. Asker Kastamonu’ya geldiğinde hepsini yolda karşılayıp doyurmuştu.. Hafız Selman hanıma milletvekilliği de önerilmişti. "Hafız olduğum için başımı açmam, başımı açamayacağım için de Milletvekili olamam" diyerek kabul etmemişti.

Gördesli Makbule (1902-24 Mart 1922, Kocayayla / Akhisar) Makbule Hanım daha bir yıllık evli iken eşinin yanında Milli Mücadele'ye katılmıştır. 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan ordusunun İzmir'i işgaliyle Batı Anadolu'yu işgale başlaması sonucu 7 Kasım 1921'de kocası Halil Efe ile Türk çetelerine katıldı. Yunan kuvvetleriyle çıkan çatışmalarda bulundu. Yunanlar Sakarya Muharebesi'ni kaybederek Afyon mevzilerine çekildiklerinde, bir taraftan da Halil Efe'nin Gördes-Sındırgı-Akhisar bölgesinde faaliyet gösteren çetesinin saldırıları ile karşılaşıyorlardı. Kocayayla baskınında geri çekilen silah arkadaşlarına cesaret vermek için hızla öne atılınca başından vurularak şehit olmuştur.

Kahraman Kadınlarımız

Çete Emir Ayşe Yunan askeri Aydın’a doğru geldiğinde iki arkadaşı ile birlikte Menderes’in diğer tarafına geçmeye çalışan Emir Ayşe, arkadaşlarının kayıktan düşüp boğulması sonucunda geri dönmüş ve Çanakkale’de ölen kocasından kalan tek hatıra elmas küpelerini bozdurup kendine bir tüfek almış, dağa çıkmış ve Yörük Ali Efe’ye katılmıştı. Aydın’ın kurtuluşu olan 7 Eylül tarihine kadar Yunanlarla savaşmıştı. Savaş sonrası İstasyon Meydanı’nda Çete Emir Ayşe’nin de aralarında bulunduğu kahramanlara İstiklal Madalyası takıldı. “Savaştım Yunana karşı, elimde kalan en değerli şey göğsüme takılan İstiklal Madalyası'dır” demişti.

Tayyar Rahmiye Adanalı Rahmiye Hanım, 1920 yılında Fransızlarla yapılan Kurtuluş Savaşına katılmıştı. Savaşın ilk zamanlarındaki görevleri keşif ve cephe gerisinde kundakçılık yapmaktı ve bu görevlerini birçok kahramanlıkla gerçekleştirmiştir. Daha sonra kendi de savaşta çarpışmalara katılmıştır. 1920’de Fransızlara karşı harekete geçildiği sırada Türk askerlerinde yorgunluk ve korku sebepleriyle bir duraksama olunca, “Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da, siz erkek olarak yerlerde sürünmekten utanmıyor musunuz?” demiş ve askerlerin toparlanmasını sağlamıştır. Aynı muharebede ateş hattında kalan iki arkadaşını korumak için ileriye atıldığında şehit olmuştu.

Ve daha yüzlercesi... Ruhları Şad olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Yücel KEMANDİ Arşivi