Korkularımız ve Gelecek nesil
Seçimlerden sonuçla şu konuya değinmek isterim bizler tarihimiz boyunca farklı toplumlarla ve köklerle bir arada ve bir bütün olarak yaşamlarını sürdürmeyi başarmışken ve hatta kız alıp kız vermişken ne oldu da ayrım yapar olduk?
Bir şekilde öyle veya böyle bizlerin ata yurdu toprak parçasında yaşamak zorundayız bu toprak parçası bizim VATANIMIZDIR. Ve bu bağlılık aile dediğimiz doğumla kazanılmış olan bağlarımızla birbirimize kenetlenmekle başlayan toplu yaşam kavramımızı, akrabalık, komşuluk, mahalle, şehir, ülke, dünya ve gezegen diye çoğaltıyoruz. Ve bu durum biliminde yön vermesiyle her gün ufkumuz daha da çok açılıyor. Korkmadan öğrenmek ve sorgulamak fikirler sunmak istiyoruz. Çünkü sorgulamak doğamızda vardır. Bilgilerin ve tecrübelerin üzerine katarak büyümek varken neden geriliyoruz? Korkuyor muyuz yoksa? Diye düşününce evet genel olarak bakıldığında korkuyoruz, yenilenecek gerçeklerden korkuyoruz. “Böyle gelmiş, böyle gider.” bakış açımızla hayatımıza plansız gelişi güzel devam ediyoruz bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın şiarı ile devam edip gidiyoruz. Ne kendimize ne de çevremize bir faydamız dokunuyor. Daha da vahimi gelecek nesillere de korkuyla yaşamaları gerektiğini genetik miras olarak bırakıyoruz onlarda alıştılar hazıra ve boşvermişliğe sorgulayanları ise susturuyoruz sen karışma ne olacakmış sen ne bilirsin diyerek. Oysa ki bu ülkenin aktif gençlere ihtiyacı var. Korku ile büyümüş, zorluklardan kaçan gençlere değil. Hakkını savunamayan meslek sahibi insanlar var. Mesleklerinden olma korkusu ile susmaya zorlanan insanlar var.
Çocuklarımız bizim sözümüzü korku duygusu çerçevesinde dinlerlerse karakterleri oluşmaz. Bizlerde çocukken babamızdan korkardık ama saygı çerçevesinde fikrimizi sunardık şimdi öylemi içlerinde gelecekte dahil olmak üzere oturmamış bir korku var.
Kişiliği içe bastırılmış kopyalarımız ile dolu çevremiz. Bu yüzden bırakalım konuşmak istiyorlarsa konuşsunlar. Hata yapacaklarsa da yapsınlar, sonuçları ile başa çıkabilecek tecrübeye sahip olsunlar yeter ki işte o zaman anlarla yaşamın çetrefilli yollarında yürümenin erdemini.
Kimseyi korkutarak söz dinletmeye çalışmayın. Korkan çocuklar ileriki yaşlarında da korkar. Bu sefer patronundan korkar, öğretmeninden korkar kız evlatlarımız eşlerinden korkar özgüven sıfır bir nesil olarak kalır. Bir hata gördüğünde düzeltmeye korkar. Hayatta da bir arpa boyu yol alamaz.
En büyük girişimcilere bakınız. Hepsi hata yapmaktan korkmayan, denemeye açık insanlar olmadı tekrar yaz tekrar kur tekrar çiz ama korkmadan yeniden dene. Biz ise cesaret değil korkuyu öğretiyoruz. Unutmayın ki korku ile büyümüş çocuklar, korku ile büyüyecek çocuklar yetiştirecektir.
Ne demiş Sevgili Aziz Nesin, “Korku, en beşeri duygudur. Benim iktidarlara başkaldırışımı görenlerden kimi beni korkusuz insan sandılar. Oysa ben korkarım. Bende, başkalarına yararlı olacaksa, doğru bildiğimi, inandığımı söylemek duygusu, korku duygusuna her zaman üstün gelmiştir."
O zaman korkularınızı el ense yapın ve silkin benim ayna testimi yapın her hafta olduğu gibi haydi aynalara korkmuyorsunuz yanlış mı yaptın tekrar yap asla pes etme devam et bu hayat senin ve bir dahası yok. Güzel günler mutlu haftalar….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.