Dünyada devletlerin ve insanların kaderini değiştiren büyük olaylar olmuştur. Bu büyük değişimlerden bazılarının kontrollü şekilde yapıldığı bazılarının ise toplumsal hareketlerle olduğunu görüyoruz.

Baktığımız zaman M.S 350 yılında başlayan Kavimler Göçü’nün Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasına sebep olduğunu görmekteyiz. Kavimler göçüyle ilgili birçok neden sıralanmaktadır ama asıl nedenin ne olduğu bilinmemektedir çünkü tarihi yazanlar tarihi istedikleri gibi manipüle edebilmektedir. Sadece bu olaydan bütün olayların algısal olarak yapıldığını söylemek yanlış olur bazı olaylar algının da ötesine geçmektedir mesela İstanbul’un Fethi hiçbir algısal olay olmadan tarihin seyrinde gelişmiş bir olaydır fakat 19. yüzyıla girmemizle birlikte sanayi devrimi gibi büyük bir olayın olması algının ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Sanayi Devrimi 1. Dünya Savaş’ını tetiklemiş ve var olan sömürü düzeninin daha fazla artmasına sebep olmuştur. Siyasi birliğini sağlayan büyük devletler küçük devletleri sömürüsü haline getirmiştir bu kanlı bir şekilde olmuştur ya da kan dökülmeden siyasi bir algı ile olmuştur özellikle Afrika ülkeleri başlarındaki piyon devlet başkanlarının algılarıyla çok ciddi anlamda sömürmüştür. Bu sömürü düzeni 20. yüzyılın ortalarına kadar devam etmiş daha sonra diğer devletler bağımsızlıklarını kazanmaya başlamıştır. Sömürü düzeninde en büyük sömürü yapan ülkelerden biri de Fransa ve İngiltere’dir. Büyük bir koloni kuran bu 2 devlet algı yönetimini çok iyi yaparak istedikleri ülkeyi sömürmüşlerdir. İlk yaptıkları şey dillerini ve dinlerini yerleştirmek olmuştur. Yine Amerika’nın Irak’a ve Afganistan’a demokrasi götürmek adı altında dünyada bir algı oluşturup bu ülkeleri sömürmesi ve birçok insanın hayatını kaybetmesine yol açmıştır. Yakın zamanda yaşadığımız olaylar tamamen bir algı üzerindedir dünyada çıkan salgınlar gıda krizi enerji krizi tamamen toplumları dizayn etmek için ortaya çıkarılmış suni bir krizdir çok uzağa gitmeye gerek yok geçen sene Covid salgınında insanlara nasıl korku verilerek manipüle edildiğini herkes gördü ve insanlar aşıya zorlanmıştır. Tek çarenin aşı olduğuna inandırılmıştır. Aslında bu yenidünya üzerinde planlanan bir oyunun bir parçasıydı.

21. yüzyıl tamamen algı üzerine manipülasyon üzerine kurulmuştur. Gücü elinde bulunduran masonlar ve para baronları istediklerini elde etmek için toplumsal algıyı çok iyi kullanmaktadırlar. Bu insanlar halkların psikolojilerini çok iyi bilmekte ve onları istedikleri gibi yönlendirilmektedirler. Sosyal medyanın aktif hale gelmesi ve dünyadaki insanların yarısının sosyal medya kullandığını düşünürsek algı yapmak hiç de zor değildir. Bunları seçim zamanında veya önemli bir olay olacağı zamanda net bir şekilde görebiliriz. Çünkü bu algılarla istedikleri yerlerde darbe istedikleri yerlerde devlet başkanlarını devirmişlerdir. Son Ukrayna Rusya savaşında gördüğümüz gibi 2 devlet de medyayı manipüle etmek için çeşitli algı oyunları yapmıştır. Günümüzde artık savaşların metotları da değişmiştir. Büyük bir harpten ziyade medyada güçlü olan her zaman haklı olmuştur. Sözümü Malcom’in şu sözüyle bitiriyorum “bütün uyuyanları uyandırmak için bir uyanık yeterlidir.”