Evliliklerde Şiddet ve Türleri
Evliliklerde şiddet, boşanmaya götüren ve en çok karşımıza çıkan sebep olarak görülmektedir. Şiddet, sözün bittiği yer ve insan hakları ihlalidir. Kadının kendisine ve kişiliğine karşı yapılan saldırı, boşanma nedenleri arasında dördüncü sırada yer almaktadır. Şiddete maruz kalan veya şiddet görme korkusuyla yaşayan kişiler; genellikle kendini ifade edemedikleri için bastırılmış yoğun öfke yaşar, yaptıkları her işte tedirgin olur ve attıkları her adımda ürkek hareket ederler. Sıklıkla çaresizlik, bıkkınlık, bunaltı, sıkışmışlık ve kaygı yaşarlar. Stres süreleri uzadıkça birçok psikolojik ve bedensel hastalıkla mücadele etmek zorunda kalırlar.
Şiddet, çocukluk travmalarının tekrarıdır; şiddete başvuran kişi, şiddet uygulayan bir aileden gelmektedir; bencildir, eleştiriye açık değildir, empati yeteneğinden bihaberdir, kıskançlık ve kaybetme korkusunu bir arada yaşar, düşünceleri ve davranışları sürekli değişkenlik gösterir.
Diğer yandan, şiddet dendiğinde ilk akla gelen fiziksel şiddettir. Oysa fiziksel olmayan şiddet biçimleri de son derece yaygındır. Kısaca söz etmek gerekirse psikolojik şiddet başı çekmektedir.
Psikolojik şiddet, kişinin bedeninden çok ruh sağlığını hedef alan şiddet türüdür. Sürekli bağırmak, korkutmak, küfür veya hakaret etmek; aileyle, arkadaşlarla, komşularla görüştürmemek; giyim tarzıyla ilgili baskı yapmak, eve hapsetmek, kıskançlık bahanesiyle sürekli kontrol altında tutmak, başkalarıyla kıyaslamak, tehdit etmek, şantaj yapmak ve aynı şekilde düşünmeye zorlamak tamamen psikolojik şiddettir.
Psikolojik şiddetin arkasından ekonomik şiddet gelmektedir. Bu şiddet türünde; koşullar elverdiği halde evin masraflarını karşılamamak, para vermemek, kısıtlı para vermek, ailenin gelir ve giderleri konusunda bilgi vermemek, aileyi ilgilendiren maddi konularda fikir almadan tek başına karar vermek, kişinin mallarına ve gelirine el koymak, çalışmasına engel olmak, istemediği işte zorla çalıştırmak gibi davranışlar hüküm sürmektedir.
Son olarak cinsel şiddet; bireyin rıza göstermediği herhangi bir cinsel davranışa zorlanmasıdır. Ülkemizde, bu insan dışı davranışlara son zamanlarda haber bültenlerinden aşinalık kazanmış durumdayız.
Şiddet, eşler arasındaki çatışmaların bir sonucu olarak görünse de bu durumu kabullenmek son derece yanlıştır. Şiddetin her türlüsü, cinsiyet ayırt etmeksizin, kişinin onuruna yapılmış, aciz ve zavallı bir saldırıdır. Zira kendini ifade edemeyen insan öfkelenir.
Öfke, hepimizde olan bir duygudur aslında. Ne var ki öfkesini yönetemeyen ve kontrol etme becerisini gösteremeyen adam, şiddet içeren davranışlar sergilemeye başlar. İşin aslı, şiddet uygulayan adam güçlü adam değildir. Tam tersine, duygularına hâkim olma gücü olmadığı için kas gücünü sergilemektedir. Oysaki güçlü olmanın tek göstergesi kas kuvveti değildir. Güçlü olmanın en önemli göstergelerinden biri de duyguları yönetebilmek ve kontrol edebilmektir. Duyguları yönetme ve kontrol edebilme becerisine duygusal zekâ diyoruz. Kişi, duygusal zekâsı düşük olunca, sorunlarını konuşup anlaşarak çözmek yerine kas gücüyle çözmeye başlıyor.
Mühim olan, evlilikleri çıkmaza sürükleyip şiddet boyutuna getirmemektir. Bu gibi durumlarda tek çare, işin ehlinden yardım almak olacaktır. Direkt olarak boşanma sebebi sayılan şiddetti önleyebilmek için çiftin bir evlilik terapistine giderek yardım alması tavsiye edilmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.