Beyinde temel olumlu duyguların gelişimi dokunma ve sarılma ile oluyor. Dokunma, “serebellar ” beyin sistemini etkiliyor. Bu bölge GÜVEN ve şefkatin kaynaklandığı ve öğrenildiği bölge olarak hayatı bir önem kazanıyor.

Sarılmak bizimle sevdiklerimiz arasındaki bağlantıyı en kısa sürede kurmamızı sağlarken “Yalnız değilim” duygusunu hissettirir her daim...

Değerlilik duygusunu oluşturur ve  arttırır. Bütün ikili ilişkileri yakınlaştırır ve sağlamlaştırır.Onay ve kabul gördüğünüzü hisseder ve hissettirirsiniz. En başta siz kendinizi iyi hissedersiniz ve karşınızdakine de aynı duyguyu iletirsiniz. Kendinizi ifade etmek için en etkili ve en basit yöntemdir içten olduğu sürece... Dokunmak kadar güçlü bir bağlayıcı yoktur. Yaşamın en güzel yanıdır.

Yaşadığımız sürece hepimizin  duygusal ve fiziksel  boyutta  şefkate ihtiyacı vardır. İşte ,SARILMAK  fiziksel ve duygusal şefkatin adıdır . Samimiyetle yapılan bir  sarılma, dünyanın en iyi terapisidir ve en büyük şifa kaynağıdır.

Bunu bir çoğumuz farkında degildir ama hayatımızda dokunulma eksikliği yaşadığımız da  profesyonel dokunucularla telafi etmeye çalışırız bu eksiği.  Örneğin hem ruhsal hem de fiziksel bir hastalıkla karşı karşıya kaldığımızda soluğu  işin ehlinde alırız. Bu durumda doktorlar, kuaförler ve masörler profesyonel dokunuculardır.

Öte yandan  dokunulmaktan hoşlanmayan insanlarda yok değildir  ve çoğu da  çocukluk döneminde travma yaşayan kişilerdir.  Ve en çok da bu  insanların  kucaklaşmaya, dokunulmaya sarılmaya ihtiyacı vardır. Çünkü içten yapılan her dokunuş  şifadır.