Oğuzhan Akyener

Oğuzhan Akyener

Kazakistan’da neler oluyor?

Kazakistan’da neler oluyor?

2022’ye girerken Türk dünyasının birleştirici aklı ve Asya’nın incisi konumundaki kardeş ülke Kazakistan derin bir kaosla sarsıldı.

Devlet bırakın sokakları, birçok kamu kurumu, banka ve kışlanın dahi kontrolünü kaybetmişti.

Devlet başkanının “terörist” olarak nitelendirdiği ve “uyarısız vur emri” verdiği sokak kitleleri acaba gerçekten terörist miydi?

Kazakistan’da yaşanan olayların arka planında ne vardı?

****

Her daim arka plan sorulduğunda ortalık komplo teorilerinden geçilmez ya;

-Bütün kurgunun arkasında Rusya’nın olduğu ve bu bağlamda Wagner ile profesyonel bir müdahale yapılarak, hem Kazakistan’a hem de diğer eski Sovyet ülkelerine derin bir mesaj verildiği,

-CIA desteği ile Soros kaynaklı oluşumların halkı örgütlediği,

-Kazakistan’ı işgal etmek için bu süreci Çin’in tetiklediği,

-Türk Devletleri Teşkilatı oluşumundan Rusya, Çin ve ABD’nin hep birlikte rahatsız olmaları sebebiyle, bu üç ülke tarafından da düğmeye basıldığı,

-Tokayev ve Nazabayev arasında, iki liderin son Rusya ziyaretinden beri bir gerilim olduğu, bu sebeple Nazarbayev’in Tokayev’i görevden almak istediği ve yeniden iktidara gelebilmek için süreci tetiklediği,

-Kazakistan’da etnik olarak orta cüz ve küçük cüz olarak kabul edilen, ulu cüzün sürekli yükselmesini engellediği alt sosyoloji olarak tabir edilen grupların (klanların) dengeleri değiştirmek için harekete geçtiği

Gibi birçok söylem ortaya atıldı…

****

Belki hiçbiri tam olarak doğru değildi, belki de hepsinin içerisinde doğruya yakın bazı yaklaşımlar vardı.

Ama neticelere baktığımızda, yaşanan olaylardan geriye; kamu kurumları ve bankaları yağmalanmış, istikrarı ve özgüveni zedelenmiş, belki 10 sene geriye gitmiş bir Kazakistan kaldı!

****

En makul senaryo hangisi?

Tokayev ve Nazarbayev arasında problem olduğuna dair önemli sinyaller mevcut. Özellikle iki liderin son Rusya ziyaretlerinde Nazarbayev’e uygulanan düşürülmüş seviyeli protokol muamelesi ile iplerin iyice gerildiğinden bahsediliyor. Bu gerginlik akabinde Ulusal Güvenlik Başkanı olarak Nazarbayev’in Tokayev’i görevden alacağına ve yeniden aktif siyasete döneceğine dair sinyaller fark ediliyor.

İşte tam da bu ortamda, (diğer birçok kalemde olduğu gibi) LPG fiyatlarına yapılan zamlar akabinde taksicilerin başlattığı masum eylemler (sadece bir tarafa mahsus olmayan) farklı gruplar tarafından körükleniyor ve işler çığırından çıkıyor!

Durum kontrol edilemez bir hal alırken, muhtemelen farklı bölgelerde Nazarbayev’in de, Tokayev’in de ekipleri farklı şekillerde ve farklı zamanlarda ön plana çıkarak kendilerini gösteriyor. Ayrıca bu durumu belki de en başından beri takip eden Rusya, Wagner gibi profesyonelleri ile durumun kontrol dışına çıkmasına ön ayak oluyor. Ordu ve güvenlik güçleri arasında da iki lider arasındaki çatışmanın izleri sebebiyle yaşanan ayrılık, ülkenin güvenlik güçlerini etkin bir şekilde kullanmasına engel oluyor ve Tokayev (KGAÖ üzerinden) Rusya’dan yardım istiyor.

Dolayısıyla meydanlarda kimin olduğu, hangi grupların ve kimlerin taraftarlarının yer aldığı zamana ve lokasyona göre değişiklik gösteriyor. Yaşanan trajediyi herkes kendi lehine çevirmek için fırsat kolluyor. Fakat bu süreçte hem Kazakistan hem de Türk dünyası ciddi bir şekilde kan kaybediyor.

Diğer taraftan pandemi sürecinde düşen petrol gelirleri sebebiyle ciddi anlamda ekonomik darboğaza giren, yerine göre sosyal sınıfı sebebiyle hor görülen ve devlet imkânlarından eşit bir şekilde faydalanmasına izin verilmeyen veya durumu bu şekilde gören ve yorumlayan büyük bir kesim de artık bir şeylerin değişmesi gerektiğine inanıyor. Bu inancın neticesinde de bazıları sokaklarda boy gösteriyor.

****

Böyle bir senaryonun makul görülebileceği düşünülse de, yeni veriler ile çok daha farklı yorumların yapılabileceği de unutulmamalı…

Yani dinamikler bu kadar kompleks iken hiçbir tanımlamaya ve senaryoya çok daha güvenilmemeli!

****

Sonuç olarak, genel anlamda Kazakistan’da halkın büyük bir bölümümün sokak gösterilerine katılmaktansa evde kalmayı tercih ettiği ve bir dış unsurdan yardım istenmesinden (özellikle Rusya’dan) çok rahatsız oldukları kısıtlı bilgi akışına rağmen anlaşılabiliyor.

Öte yandan yaşanan olaylar sebebiyle hem Kazakistan hem de Türk dünyası ciddi anlamda negatif etkileniyor.

****

Küresel rekabetin Orta Asya – Pasifik – Hint Okyanusu üçgenine kaydığı yeni soğuk savaş ortamında, bu coğrafyada genel olarak:

-ABD; Çin’in ve Rusya’nın hareket kabiliyetlerini kısıtlayacak bir istikrarsızlıkta debelenen,

-Rusya; kontrollü güçlendirilmiş bir senaryo dâhilinde Çin’in nüfuz edemeyeceği fakat kendisini de oyun dışına itmeyecek,

-Çin ise; ekonomik anlamda hegemonyasında tutabileceği, kontrollü düzeyde istikrara sahip, milli veya dini açılardan Doğu Türkistan’ı dillendirmeyecek

Bir Kazakistan ve Türk dünyası görmek istiyor…

****

Bölge böylesi önemli riskler ihtiva ederken de, iç dinamiklerin kendi aralarındaki rekabeti çok daha büyük boyutlarda zafiyetle karşılaşılmasına sebep oluyor/olabiliyor!

*****

Kardeş ülke Kazakistan tüm bunlara karşın sahip olduğu petrol, doğalgaz, kömür ve uranyum kaynakları ile dünyadaki en önemli ülkeler arasında yer alıyor.

****

Ayrıca hali hazırda küresel kripto para madenciliğinin de neredeyse %20’si bu ülkeden yürütülüyor. Tabii bu işlemler ülkenin elektrik sistemine ciddi anlamda ek yük de getiriyor!

***

Yaşanan olaylar büyük ölçüde kontrol altına alınsa da, geriye kalan enkazın ne kadar sürede tamir edilebileceği henüz net değil. Fakat her ne şekilde olursa olsun, ülke en az bir 5 yılını birkaç haftalık zafiyet sebebiyle kaybetmiş gibi görülüyor. Öte yandan bu olaylar akabinde hem Kazakistan’da hem de (Türkiye hariç) diğer Türk ülkelerinde Rus lobisi güçlenirken, Türk lobisi zayıflıyor ve korku atmosferi güçleniyor!

Türk dünyası için içinden geçtiğimiz küresel soğuk savaş da daha büyük riskler ihtiva etmeye devam ediyor…

****

Korkmayın, Kazakistan’ın bir Suriye veya Afganistan olma ihtimali yok!

Mevcut konjonktürde Rusya’nın Kazakistan’ı Kırım gibi ilhak etmesi de pek olası değil!

Fakat yine de küresel risklerin tetiklediği bölgesel tehditler bir hayli büyük ve Türk dünyası yeni savaş alanının tam ortasında yer alıyor!

İşte bu bilinçle:

Birlikte olup, yapmamız gereken çok şey var…

Hem de çok…

****

Yeni süreçler tasarlanırken, Rusya, Çin ve ABD gibi güç odaklarının kontrollü bir şekilde dâhil edilerek, risklerin yönetilebileceği alternatifli zemin ve olasılıkların da çalışılmasında fayda var gibi…

Zaman her şeyi gösterecek…

Yine de emin olduğumuz; kendi içimizdeki ihtilafları ve hırsları bir kenara bırakarak, milleti öncelikleyen devlet modelleri çatısı altında bir olmamız gerektiği!

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Oğuzhan Akyener Arşivi