Klasik Arap Birliği işte…
Birkaç gün önce Arap Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi Kahire’de toplandı.
Toplantıya ilgili dış işleri bakanlarının yanı sıra, birliğin genel sekreteri ve BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı genel komiseri gibi isimler de katıldı.
Toplantıda artık olağan gündem maddeleri haline gelmiş olan; Filistin, Yemen, Suriye, Irak, Libya ve Lübnan’daki (kendileri için klasikleşmiş) sorunların yanı sıra, Körfez ticaretinin güvenliği ve dolayısı ile İran konuşuldu.
Fakat tüm bunların yanı sıra, gündeme yine Türkiye oturdu!
Neymiş efendim;
-Türkiye Libya’dan tüm Kuzey Afrika’ya, Suriye ve Irak’tan bütün Orta Doğu’ya kadar yaptığı müdahaleler ile bölgenin güvenliğini tehdit ediyormuş!
-Yapılan müdahaleler Birleşmiş Milletler Sözleşmesine ve Güvenlik Konseyi kararlarına da aykırıymış.
-Bunun önüne geçmek ve (gerçekten bir yaptırımı olacağına inanıyorlarsa) BM gibi yapılara Türkiye’yi şikâyet etmek için “ARAP ÜLKELERİNİN İÇİŞLERİNE TÜRK MÜDAHALESİ” gibi bir komisyon kurulacakmış!
-Mısır’dan Suudi Arabistan’a, BAE’nden, Bahreyn’e ve Irak’a kadar birçok Arap ülkesinin içinde yer alacağı bu “ezik, işe yaramaz ve karaktersiz” yapı güya Türkiye’yi kontrol altında tutacakmış!
****
ABD’nin dış politikasında 20 yıl sonra büyük kırılmalar yaşanırken,
Bu bağlamda ABD;
-Afganistan’dan çekilip, tüm dünyaya “kendisine hizmet eden yanaşmaları” nasıl ortada bırakabileceğini bir kez daha gösterirken,
-Bedavadan “Çin’in kontrol etmediği gerilimsiz bir Orta Doğu” hayali kuruyorken,
-Üstüne üstlük bu beklentiler ile İran’ın da iplerini gevşetiyorken,
-Irak’taki asker sayısını iyice azaltmışken,
-Suriye ve Irak’tan tam çekilme süreçleri masadayken,
-Suudi Arabistan'daki gelişmiş hava savunma sistemlerini ve Patriot bataryalarını da geri çekme kararı almışken,
Acaba bu kendi aralarında top çeviren Arap! arkadaşlar nelerine güveniyorlar?
*****
-Bütün Arap coğrafyasına Osmanlı idaresinden sonra bir gün olsun adalet ve huzur gelmemişken,
-Kaos, iç savaş, terör, yoksulluk, darbe gibi sayısız bela başlarından eksik olmamışken,
-Ellini öptükleri (kendilerine diplomatik ortamlarda dahi “köpek” muamelesi yapmaktan çekinmeyen!) Batı, yüz yıldır büyük bir iştahla kendilerini farklı şekillerde sömürmeye devam ediyorken,
-Neredeyse bütün Araplar bir olup, İsrail’e savaş açtıklarında; her defasında meydanda sırtları yere gelmişken ve bu süreçlerde emir aldıkları Batılı otoriteler hiçbir zaman kendilerini kale almamışken,
-Irak’tan Libya’ya, Suriye’den Yemen’e kadar (bugün ah ettikleri) bütün güncel sorunlarının arkasındaki ana sebeplerin yine Batı’nın müdahaleleri olduğu bu kadar aşikârken,
İlgili Batılı devletleri eleştirmek yerine “Arap ülkelerinin içişlerine Türk müdahalesi” komisyonu kurmuşlar öyle mi?
*****
Yüzyıl sonra, Türkiye elindeki imkânlarla;
-kahramanca müdahale ettiği coğrafyalarda dengeleri değiştirip, düzeni sağlayabilmişken,
-Libya’da, Suriye’de, Irak’ta terörizmin belini kırıp, kontrol tesis ettiği alanlarda güvenliği ve huzuru tesis etmişken,
-bununla da kalmayıp, milyonlarca mülteciyi (çoğu Arap olan!) topraklarında misafir etmeye ve onların sorunlarına büyük kaynaklar ayırmaya devam ediyorken,
-yaptığı bütün müdahalelerde, sadece “kendi güvenlik kaygıları” sebebiyle dahi olsa sonuna kadar haklıyken,
-her şeye rağmen Mısır, Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkelerin yönetimleriyle! ilişkilerini düzeltmek için zeytin dalı uzatabiliyorken;
“Arap ülkelerinin içişlerine Türk müdahalesi komisyonu” ne kadar aşağılık, ezik ve zalimce bir hamle!
****
Aslında tarihe bakıp düşününce:
Klasik (ezik) Arap Birliği işte…
****
İstedikleri komisyonu kursunlar!
Hiç şüphesiz; dengeler değiştiğinde, İran ve/veya İsrail kendileri için yeniden daha reel bir tehdit halini aldığında o komisyonları “Türkiye ile işbirliği geliştirme komisyonu” şeklinde yeniden revize edecekleri de tahmin edilebilen bir gerçek…
Ama…
Aynı dine mensup olma ve binlerce yıllık geçmişimiz sebebiyle kardeş olarak gördüğümüz bu ülkelerin (toplumlarından ziyade idarecilerinin), (realitede bir anlam ifade etmese de) sürekli dönüp dolaşıp bize taş atmaları, can sıkıcı oluyor işte!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.