Rusya - Ukrayna (1): Kazanan ABD
Rusya ile Ukrayna arasında devam eden gerginlik “askeri müdahale – işgal – savaş” düzleminde yeni bir boyuta evirildi. Her ne kadar başından bu yana yaşananlar Rusya ile Ukrayna arasındaymış gibi görülse de, aslında arka planda Ukrayna’yı Rusya’ya karşı tetikleyen, kışkırtan, destekliyor gözüken, iç dinamiklerine müdahale ederek; sokak gösterileri ile sivil darbeler organize eden ve her fırsatta Ukrayna’nın Rusya ile yakınlaşmasını engelleyen güç hep ABD’ydi.
Yani aslında ortadaki çatışma; bölgede risk almadan vekâlet savaşı yürütmeye çalışan ABD ile Rusya arasında devam etmekteydi. Tabii, başından beri ABD’nin bu bağlamda hedefi Rusya ile akıbeti belli olmayan, kendisinin de bilfiil dâhil olacağı bir çatışma değildi.
ABD’nin gayesi; 2021 yılında yeniden şekillenen “Çin ile soğuk savaş” merkezli dış politikası dâhilinde;
-Çin ile rekabet sürecine devam ederken, dengeleri değiştirebilecek önemli bir tehdit olan Rusya’yı dizginlemek,
-Rusya’nın bu süreçte oluşabilecek açık noktalardan faydalanma kabiliyetlerini kısıtlamak,
-Uluslararası toplum nezdinde Rusya ve onu destekleyen Çin aleyhine olumsuz algıyı güçlendirmek,
-AB nezdinde ayyuka çıkan “NATO’suz AB ordusu” söylemlerinin gerçekleşemeyeceğini, Rusya’nın büyük bir tehdit olduğunu ve bu tehdide karşı ABD’nin sığınılabilecek tek liman olduğunu bütün Avrupalı ülkelere idrak ettirmek,
-Bu sayede AB’li müttefiklerini oluşan korku ikliminde daha kolay koltuklarının altına alırken, Çin ile mücadelesinde avantaj sağlamak,
-Bunlar yaşanırken, ihtilafı körükleyerek Rus pençelerinin önüne ittiği (ve arkadan sadece göstermelik ve uzun vadeye yayılmış yaptırım söylemleriyle müdafaa ediyor gözüktüğü) Ukrayna’daki yıkımın neticelerini kendi lehine kullanmaktı!
Ve ABD kazandı!
-Savaş istemeyen Rusya, askeri müdahale kartını masaya sürmek zorunda kaldı!
-Beklenildiği üzere; ABD, AB ve NATO müttefiklerinden ortadaki yıkımı engelleyebilecek net bir aksiyon gelemedi!
-Batı yanlısı yolsuzluk baronlarının, “yolsuzluklarla mücadele” sloganıyla iktidara getirdiği Zelenski dahi yalnız bırakıldıklarını nihayet kabul etti…
-Araya kan girdiği için, Ukrayna içerisindeki Rus yanlısı gruplar da Rusya’ya karşı tavır almak zorunda kaldı!
-Rusya belki askeri müdahaleler akabinde iktidar değişikliği ile Ukrayna’yı kısa vadede kazanmış olabilecekse dahi, uzun vadede kaybetti!
-Üstüne üstlük AB’nin Rusya ile yakınlaşabilme ve normalleşebilme ihtimalleri uzun bir süre için suya düşerken, yürürlüğe giren yaptırımlar sayesinde Rusya çok daha etkin bir biçimde dizginlendi!
-İşgalci durumuna düşürülen Putin’i Rusya iç siyasetinde zafiyete uğratmak için bazı kozlar elde edildi.
-Oluşturulan korku havası, ABD’den bağımsız güvenlik modeli oluşturma hayali kuran (keyfine düşkün) AB ülkelerinin taraflarını netleştirmelerine neden oldu!
*
Tüm bunların olabileceğini Rusya hesap etmiyor muydu?
Ediyordu!
Zaten bu sebeple sınırlarına asker yığarak, tatbikatlar yaparak Ukrayna yönetiminin ABD efsunundan kurtularak, makul bir diplomasi ortamına gelmesini sağlamaya çalışıyordu.
Savaşmak istemiyordu!
Fakat başaramadı.
Askeri müdahale yapılmadan yaklaşık 1 hafta önce, tam da bir müzakere ortamına dair işaretler elde edilmişti ki, ABD’nin savaş çığırtkanlığı yapan söylemleri, çözüm girişimlerini bozan diplomasisi ve Donetsk sınırında Ukrayna eliyle yükseltilen çatışma düzeyi Rusya’yı önce Donetsk ve Luhansk’ın bağımsızlığını tanımasına, daha sonra da askeri müdahalede bulunmasına sebep oldu!
*
Diğer taraftan küresel hâkimiyet gayelerinden ziyade en azından eski Sovyet Coğrafyasında kuyruğu dik tutmaya çalışan ve fırsatlara endeksli politikalar ile askeri kabiliyetlerini, ekonomisini ve teknolojisini güçlendiren Rusya bu tuzağa düşmek zorunda kaldı!
*
Daha önce Gürcistan örneğinde olduğu gibi, bir kez daha ABD; askeri anlamda kendine güvenen piyonlarını yalnız bıraktı!
Her ne kadar “hiçbir NATO üyesinin kılına zarar vermelerine izin vermem, en güçlü benim” söylemleri havalarda uçsa da, bütün dünya ABD’nin genel karakteristiğini bir kez daha acı bir şekilde idrak etti!
Tabii NATO üyesi olan AB ülkeleri de bazı kuşkulara rağmen, yine de mecburen ABD’ye biraz daha yakinen sığınma psikolojisine büründü!
*
Bundan sonra ne mi olacak?
Aslında Rusya askeri anlamda üstünlüğünü ve kabiliyetlerini kesin bir şekilde ortaya koydu. Arka bahçesi olarak gördüğü eski Sovyet Coğrafyasında psikolojik hâkimiyetini güçlendirdi.
Fakat gelinen noktada Ukrayna’nın askeri müdahale kabiliyetini ciddi bir şekilde kırmış olsa da, Rusya bundan sonrası için; derin bir şehir savaşına girerek hem daha fazla kayıp vermek, hem Ukrayna halkı ile araya daha fazla kan sokmak, hem de uluslararası prestijini daha da fazla yitirmek istemiyor.
Bunun için müzakereye sıcak bakıyor.
Diğer taraftan Ukrayna hükümeti de kaybedeceğini ve çok daha büyük bir enkaza dönüşebileceğini bildiği, ABD tarafından yalnız bırakıldığını idrak ettiği bu savaşı sürdürmek istemiyor!
-“Tabii Rusya Zelenski iktidarı ile devam edebilecek mi?”,
-“İktidarı devirmeden bir orta yol bulunabilecek mi?”,
-“İktidarı devirmek için nasıl bir yol izlemesi gerekiyor?”,
-“İktidar devrilse ve Rusya (Ukrayna’nın en azından Donbas, Kırım ve bu iki bölge arasındaki Karadeniz bağlantısı gibi alanlar hariç) askerlerini geri çekse ilişkiler normalleşebilecek mi?”,
-“ABD ne kadarı ile yetinecek?” gibi sualler hale cevap bekliyor…
*
Yine de şöyle bir yaklaşımda bulunulabilecektir ki;
-ABD istediğini büyük ölçüde aldı.
-Daha büyük yıkım ABD’ye olan güveni de zedeleyecektir.
-Enerji kartı halen Rusya’nın elindedir ve bunun ikamesi tutarsız söylemlerle mümkün değildir!
Dolayısıyla süreç çok uzamadan bir uzlaşı söz konusu olabilecektir!
Tabii diğer taraftan da, ABD; Ukrayna halkını şehir tipi gerilla savaşı modelinde hafif silahlarla ve tank savar mühimmatları ile destekleyeceğini ifade ediyor!
Bu ifadeler de küresel hedefleri doğrultusunda yeterince kan akmadığını düşündürüyor!
Korkutuyor!
Umarız bu ifadeler “daha fazla kan”dan ziyade, müzakere sürecinde Ukrayna’nın elini güçlendirmek amacı ile kullanılmıştır!
*
-“AMBARGOLAR NE ANLAMA GELİYOR?”
-“ENERJİ”
-“YENİ RUSYA MODELİ”
gibi yeni başlıklarla devam edeceğiz…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.