Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR

Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR

Küresel Batı (Vergi Cennetleri)

Küresel Batı (Vergi Cennetleri)

Kıymetli Okurlar, bugünkü yazım kimi teknik bilgileri içermektedir. Zira kavramlar, terimler, müesseseler-kurumlar zihnimizde doğru konumlandırmadığında yapılacak çıkarımlar hayatın akışına dair yanıltıcı sonuçlar doğurabilmektedir. Bütün kötülüklerin adeta anası olan ‘vahşi Batı’nın geniş kitleler bakımından bir ‘medeniyet’ zannedilmesi bu türden bir yanılgıdır mesela…

Küreselleşmenin sunduğu iletişim ve ulaşım imkânlarının sunduğu kolaylıklarla birlikte ülkeler arasındaki ticari ilişkiler artış gösterince, ülkeler arasında yeni sorunlar da ortaya çıkmaya başlamıştır. Bunun en bilinen örneklerinden birisi de vergi cennetleridir. Piyasaların serbestleşmesi nedeniyle kolay hareket eden sermaye yatırımları (parasal hareketler) söz konusu bölgelere (vergi cennetlerine) kaymış, bu da gelirin vergi alınabilecek kısmı (matrah) üzerinde aşınmalara neden olmuştur. Zira vergi cenneti olarak nitelenen bu bölge ve ülkelerde gelir üzerinden hiç vergi alınmaz veya çok düşük düzeyde vergi alınır. Bir ülkede doğmuş olan fon bir başka ülkeye geçtiğinden de gelirin doğduğu ülke zarara uğramış olur.

Vergi cennetleri fon sahipleri için bir yatırım aracı olmaktan ziyade koruma aracıdır. Neden hırsız, yolsuz ve diktatörlerin paraları İsviçre bankalarında tutulur mesela; hiç düşündünüz mü? Çünkü bunlar, yasadışı (kara para) ya da vergisi ödenmemiş paralardır. Veya ilgili ülkelerden çeşitli sebeplerle çıkarılan-kaçırılan fonlardan oluşur. Dünyada fon açığı olan (Türkiye gibi) ülkelerin talepleri de esasen buralardan karşılanmaktadır. Perde gerisindeki kahramanlardır (!) adeta vergi cennetleri… Hani bir zamanlar bir siyasi figür demişti ya; İngiltere’den temiz para (!) getireceğim diye… İşte orası (Man Adaları) bu ülkenin kirli finansal işlemlerinin yürütüldüğü bölgelerinden birisidir. İsviçre kapkaranlık zaten…

Vergi cennetleri daha çok, ‘çok uluslu şirketleri’ cezbetmektedir. Bu şirketlerin diğer adı; ‘Yahudi sermayesi’dir. Bu şirketler mali ikametgâhlarını (işyeri merkezlerini) bu ülke-bölgelere taşıyarak yasa dışı kazançlarını şeffaflık ve denetimden uzak bu ülkelere transfer etmektedir.

Vergi cennetleri bu özelliği ile yasadışı benzer birçok faaliyeti kamufle etmektedir. Genellikle gözden ırak yerlerde olmaları nedeniyle de bu bölgeler-ülkelerin bankacılık, iletişim, ulaşım, turizm (kumar) alt yapısı güçlüdür. Off-shore bankacılığı (kıyı bankacılığı) bu ülkelerin olmazsa olmazıdır. Yani yukarıda ifadesini bulan türden yasa dışı, çalıntı ya da kara para olarak isimlendirilen uyuşturucu, silah kaçakçılığı gibi yerlerden elde edilen kazançlar buralarda ‘güven’dedir!

Vergi cennetlerinde ‘nakit kontrolü’nde gizlilik ticari sır kabul edilmektedir. Dolayısıyla da bilgi paylaşımı konusundaki sıkı kontrol mudiler bakımından bir ‘güvenlik’ kabul edilmektedir. Bu yüzden bu bölgelerle iş yapan kişi ya da kurumların isimleri üçüncü kişi, kurum ya da ülkelerle kesinlikle paylaşılmamaktadır. Neden çalıntı paraların en bilinen ve tarihi vergi cenneti olan İsviçre’ye yöneldiğinin cevabı da buradadır.

Vergi cennetleri sadece vergiden kaçınma yerleri değildir, aynı zamanda vergi kaçırmak isteyenlerin de sığınağıdır. Bilmeyenler için vergiden kaçınma; yasal boşluklar ya da teşvikler nedeniyle vergi ödenmemesi ya da düşük vergi ödenmesi olarak tanımlanabilir. Bu haliyle de yasal kabul edilir. Vergi teşviki olan bir bölgeye yatırım yapmak gibi… Vergi kaçırılması ise yasa dışıdır. Ancak Türkiye’nin de dâhil olduğu pek çok ülke vergi cenneti olarak ilan edilen ülkelere gönderilen bütün paraları yasa dışı olarak kabul etmektedir.

Söz konusu faaliyet alanının merkezi önemli ölçüde İngiltere'dir. City of London, Londra’nın kendine has yönetimi olan özel-özerk bir bölgesidir. Ancak Batı ekonomilerinin her biri az ya da çok ‘vergi cenneti’ bağlantılı faaliyet içerisindedir. İsviçre bu konuda ayrı bir yeri vardır. Listede Hollanda, Almanya, Belçika, kimi küçük (mikro) Avrupa devletlerinin yanı sıra, Çin gibi Batı ekonomileri dışında örnekler de yer almaktadır. Amerika’yı dillendirmeye bile gerek yok doğal olarak…

Vergi cennetleri küçük ülkeler olduğundan her birinin gerisinde mutlaka büyük güç vardır. Bunların daha çok ‘Batı’daki sömürgeci ülkeler olduğuna dikkat çekmek gerekmektedir. Danimarka’da yapılan bir araştırma görüntünün aksine off-shore merkezli bölgelerin gerisinde hegemon devletlerin olduğunu göstermektedir. Bu türden faaliyetleri yürüten devlet ve bölgeler, kendi büyüklükleriyle kıyaslanamayacak finansal imkânlara sahiptir. Bu bölgelerin nisbi olarak küçük ve denizaşırı yerlerde işletilmesi, dünya kamuoyu gözünden uzak tutmak içindir.

OECD’nin ilan ettiği 50 civarında vergi cenneti vardır. Birleşmiş Milletler verilerinde vergi cenneti ülkelerin sayısı 74 olarak açıklanmaktadır. G-7 ülkelerinin kurmuş olduğu Finansal İstikrar Forumu'nun Haziran 2000'de hazırladığı listede ise 42 ülke yer almıştır. Bu liste, OECD listesinde yer almayan; İsviçre, Lüksemburg, İrlanda, Singapur, Kıbrıs, Lübnan gibi ülkeleri de kapsamaktadır.

İşte böyle dostlar!... Küresel Batının sıradan insanın anlayamayacağı türden kurduğu sömürü düzeneklerinden birisi de çok kaba hatlarıyla böyle… (devam edecek).

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR Arşivi