ABD’nin başını çektiği derin dünya iplerin kendi elinde olması bakımından nüfuz altına almak istediği ülkelerde kullanışlı aparatlarla iş birliği yapmayı, İkinci Dünya Savaşı sonrasında dış politikasının merkezine yerleştirmiştir. Bir başka deyişle sadece vekalet savaşları değil, vekalet yönetimler de söz konusudur. Kendisi bakımından optimal yararı sağlayacak işbirlikçileri, derin ve çerçeveli sosyolojik ve siyasal analizler sonrasında geliştirdiği politikalarla tespit etmektedir. Bu analizlerini de sürekli canlı tutmaktadır. Sözgelimi sosyal medya vasıtasıyla bir yandan toplumların eğilimleri ya da evrildiği yönü tespit ederek yeni duruma ilişkin politikalar geliştirmekte, bir yandan da gerektiğinde kısa yoldan işlem yapmak üzere her bir kimse hakkında veri bilgileri depolamaktadır; bir gün sizinle ‘işi’ olursa hızlıca ulaşmak için...

Öyle ya; özgür alan diye sosyal medya mecralarında herkes içinden geldiği gibi paylaşımlar yapıyor. Kendisini açık ediyor bir başka deyişle... Oysa bu mecralar ‘özgür alan’ değil, ‘istihbari’ alandır. Sosyal medya kullanıcıları paylaşımlarda bulunarak yaşadığı toplum ya da etkileşim içerisinde bulunduğu kültür hakkında farkında olmadan Amerikan istihbaratına bilgi depolamaktadır. Amerika da bu veri bilgileri algoritmik olarak değerlendirmeye almakta, alternatif seçeneklere hazırlık seviyesini gözden geçirmektedir. Tabi çok önemli bir konu; bu sosyal medya mecraları üzerinde söz sahibi olanların siyonizmle iltisaklı olmasıdır. ‘Cesur çocukmuş’ diye düşündüğümüz Elon Musk bile birkaç hafta direnebildi nitekim... Çok fazla komplo geldi değil mi...

Sizce Amerika kimi ülke liderleriyle neden o kadar hemhal... Mesela küreye el koyup ‘dünyayı biz yönetiyoruz’ mesajı verenlerle... Ya da kimi ülkelerle neden bir o kadar yoğun çatışma içerisinde... Çin, Rusya, İran Türkiye gibi... Veya seçilmişlerle bir o kadar uğraşıp, darbe ile indirme teşebbüsünde bulunmuşken (Mısır, Türkiye gibi), işlemediği halt kalmayan sözgelimi Birleşik Arap Emirlikleri’ne karşı hangi sebebe binaen bir o kadar kör ve sağır sizce...

Cevabı yüz yaşını geçmişken hesap vermeden yatağında ölen (29 Kasım 2023) ve bölgemizdeki bütün karanlık ilişkilerin arkasındaki siyonist beyin Henry Kissinger versin; “Biz ABD olarak neden güçlüyüz biliyor musunuz... Bizler Amerika olarak içimizdeki vatan hainlerini öldürür, dünyanın birçok ülkesindeki vatan hainlerini de kahraman yapar, onları ülkelerinde önemli yerlere getiririz.”

İsterseniz bilinçaltınıza ‘yüklenmiş’ kahramanları (!) bir daha gözden geçirin; kahraman mı yoksa iş birlikçi mi diye... Amerika’nın bir ülkeyle sorunu varsa emrine alamamış demektir. Sorunsuz ülke ise de emrinde zira...

Sıradan kimsenin ‘komplo teorisi’ diye itibar etmeyeceği şey; bu ülkelerin dünyanın neredeyse tamamında eli olduğudur; küresel haydut yani... Bakınız ‘bütün kırmızı çizgileri’ iptal eden Amerika nasıl da arkasında soykırımın... Hem askeri hem siyasi... Normal koşullarda Amerika başkanları çatışma bölgelerine gitmez. Ama Biden desteğini en yüksek düzeyde ve birinci ağızdan bildirmek üzere bu riski alarak İsrail’e bizzat gitti. Ve tabi Almanya gibi kimi ‘borcu’ olan ülke liderleri...

Bu küresel haydut sorunlu olduğu ülkelerle sadece doğrudan da ilgilenmez. Söz gelimi kredi derecelendirme kurumlarını devreye alır. Nitekim kredi derecelendirme kurumları bir ülkenin notunu artırıyor ya da düşürüyorsa, durum ilgili ülkenin Amerika’nın ne kadar emrinde olduğu ya da bu ülke ile yaşadığı sorunun düzeyine ilişkindir. Yatırım yapacak olan üçüncü ülkeye de bir mesajdır. Yine çok komplo geldi değil mi... Bence yanılıyorsunuz. Zira pozitif bilimin altıncı his ya da vizyon dediği, gerçek haliyle feraset olan müesseseyi göz ardı etmeyin, hatta talip olun.

Ayrıca da hadiseleri eğer bir keskin nişancı hassasiyeti ve soğukkanlılığı ile değerlendirirseniz, puzzle’ın parçalarının birer birer yerine oturduğunu görürsünüz. Karmaşık bir puzzle’ın tamamlanması ya da satrançtaki birkaç sonraki hamleyi görmek böyle değil midir… ABD’nin başını çektiği küresel haydutlar topluluğu kendisine hizmet karşılığı neden sizi korumasın ki… Bir miktar da komplocu olmak durumundayız, zira bu kadar komplike bir dünyada sıradan insanların birincil kaynaklara ulaşması mümkün değil…

İşin esasında bütün zalimler zulümlerini etrafındaki işbirlikçilerle birlikte yürütür. Doğal olarak da bu işbirlikçiler hisseden pay alır. Türkiye’de son yıllarda yaşananlara, yani ekonomik oynaklıklara biraz da bu pencereden bakmak gerekmez mi... (devamı var)