Prof. Dr. Turan Akkoyun

Prof. Dr. Turan Akkoyun

Sade Zerafet

Sade Zerafet

Dünyada yalnız yaşayamayan ya da tek başına bir anlam taşımayan insanoğlu diğer varlıklarla kendini bütünleme ya da eşleştirme yoluna gitmiştir. Kendi ile diğeri arasında bir rabıta kurmuş onu dillendirmiştir. İnce gagaya, uzun ve yuvarlak bir kuyruğa sahip, boynunda doğal bir halka bulunan ve boynunun arkası mavimsi renkli kumru kuşu da bunların başında gelmektedir. İlk bakışta güvercine benzetilse de daha küçük yapısı ve sesiyle hemen ayırt edilebilmektedir. Ezelden ebede doğanın bir parçası olarak yürüyen Türk milleti kumrularda acılarını, hasretlerini ve sevdalarını özdeşleştirmiş, nesilden nesile aktararak ona farkındalıklı bir mevki kazandırmıştır. Aynı şekilde kumrularda insanlara karışık bir halde ormanlarda, bahçelerde, parklarda, sitelerde, köylerde bireylerden ürkmeksizin yaşayıp gelmiştir. Yuvalarını çatı aralıklarına, ağaçlara müsait gördüğü hemen yere derme-çatma ve basit bir şekilde yapıvermektedir. Böylelikle daha başlangıçta insana dost olarak konumlanmakta, onun sadeliğini temsiliyet kazanmaktadır.

Popülasyonda ekseriyetle ikinci yılı görmezler, dişileri yılda dolayısıyla ömürlerinde iki defa yumurtlar, yavrularını da gagadan gagaya akıttıkları bir salgıyla beslerler. On sekiz günlük bir birliktelik sonrasında bayrak yarışını devralan yavru kumrular kendi serüvenlerine atılırlar. Narin görünmelerine karşın sağlam bir vücut yapısına sahip olduklarından açık havada, bilhassa sert soğuk şartlarda dahi hayatta kalabilecek ölçüde dayanıklıdırlar. Türkler gibi ulaştıkları yepyeni şartlara kolayca ayak uydurabilme yetenekleri bulunmaktadır.

Başka önemli bir özellikleri de kumruların tek eşli olmasıdır. Eşlerden biri öldüğü zaman, diğeri başka bir eş bulmuyor. Hayatını tek başına geçiriyor. Kalıcı tek eşliği temsil ettiği gibi sapkınlıklara set çekiyor. Çoğuluna “gibi” eklenmesi sevginin sadeliği ve saflığı kabul ediliyor.

Mineraller, vitaminler, kalsiyum açısından zengin yeşillikler ana besinidir. Darı, buğday, mısır, kenevir diğer ana besinleridir. Bitkiler dışında, solucan, sinek, küçük böceklerle de beslenir. Kalsiyum açısından yumurta, istiridye kabuğu yer. Duruma ve şartlara göre beslenmesini ayarlamaktadır. Orman haricinde yaşayanlar bir şekilde insanlara yakın durarak balkonlardaki çiçeklerden, sebzelerden, park ve bahçelerdeki, köylerde tarlalardan yiyeceklerini temin ederler.

İnsanlar kendisine zarar vermese de kediler, köpekler, kargalar en büyük düşmanlarıdır. Bu nedenle çöplere fazla yaklaşamıyorlar. İyi niyetli insanlar, balkonlarına, pencere kenarlarına buğday, bulgur, ekmek gibi bakliyat koyarak beslenmelerini sağlıyorlar.

Türkler avlanmayı severler hatta bunu bir savaş talimi olarak görürler. Böylelikle hem beslenirler hem de savaşa hazırlanırlar; ancak kumru, eti yenen bir kuş olmasına rağmen zevk ve av için öldürülmesi caiz görülmemiştir. Eşlerden birinin vurulması diğerini yalnızlığa mahkum etmek anlamına gelmektedir. Ayrıca Hicret esnasında Peygamberimizin konakladığı mağaranın girişine yuva yapan kumrular müşriklerin geri dönüşüne sebebiyet vermişlerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Turan Akkoyun Arşivi