Prof. Dr. Turan Akkoyun

Prof. Dr. Turan Akkoyun

Tabiata Salınış

Tabiata Salınış

Bir bölgedeki bitki, hayvan türleri ile çeşitlerinin sayıca zenginliği” şeklince özlü bir şekilde tanımlanabilecek biyoçeşitliliğin artırılması adına tabii hayata salınışa dair kitle iletişim araçlarında zaman zaman medya ürünleriyle karşılamakta olduğu bilinmektedir. Böylelikle yaban hayatın muhafazası, yaşam ortamlarının geliştirilmesi amaçlanmaktadır. “Yaban hayatı” kavramındaki ilk kelime “uzak” olmaktan daha ziyade görünmezlik derecesinde yakınlığı ifade etmektedir ve etmelidir. Ormanlar, denizler, ırmaklar, dağlar, bayırlar, çayırlar, dereler hatta çöller her biri mevcudiyeti ile canlılığı temsil etmektedirler. Her birisi hatta barındırdıkları en küçük varlıkların üzerinde uzun yıllarca çalışma yapmak mümkün görünmektedir. Bu çalışmalar bıyık altı gülümseme ya da küçümseyici bakışlara sebebiyet verse de çok değerlidir.

Türk insanı ile kültürünün yoldaşlarından keklik ve sülünler sadece türkülerin sözleri arasında değil tarım ürünleri ve ağaçlarında görülen zararlılarla mücadelede mutlak faydalar sağlamaktadırlar. Bir taraftan aşırı tarım ilacı kullanılması, diğer taraftan da kaçak avlanma neticesinde insana ve kültüre görünmez katkılar sağlayan kanatlı yaban hayvanlarının kendilerini yenilemelerinde azalmalar meydana geldi. Aynı şekilde şahin, atmaca, karabatak gibi hayvanlarda da olumsuz benzer noktalara gelindi. Onları, zor durumda kaldığı tabii gelişmelerde takip ederek ele geçirilmesi belki kısa ve basit kazançlar sağlamakta ancak doğal dengenin bozulmasını hızlandırmaktadır. Geri dönüşü ise imkansıza yakın zorlaştırmaktadır.

Tavşan, Sincap gibi hayvanlar eğer beslenme amaçlı yakalanmamış yavru ya da yaralı bulunup bakılıp bir müddet sonra yeniden tabiata salındığında yine kitle iletişim araçlarındaki haberlere dayanarak kolaylıkla diğer yaban hayvanlarınca ele geçirilmektedirler.

Antik çağlardan bu yana gizemini muhafaza eden yılan yerleşim alanından uzak bir mıntıkada doğaya salınıyor. Hem korkutucu, hem tehlikeli, hem de doğal yaşamda etkin olabilmesi adına bu kaçınılmaz kabul edilmektedir.

Aynı şekilde apartman dairelerinde beklenmeyen misafirler kolaylıkla yok edilirken bir kısmına zarar vermeden yakalanıp pencereden atılarak doğaya salınmasının tabiiliği tartışma konusu yapılabilir.

Elbette insanın tabiata salınışı ya da salınması veya kendini bırakması konunun izahında önem arz etmektedir. Her türlü hayatın kaynağı suya ulaşma, ondan yararlanma çabası tabiatla bir arada olabilme kadar zorluklarla elde edilen deneyim yaşam tarzını yansıtmaktadır. Su, canlıların en önemli tabiat kaynağıdır. Ona erişmeye çalışırken yırtıcı ya da sevimli doğal paydaşlarla her an karşılaşılma ihtimalinin varlığı tabiata salınışın göstergesi iken aksi durum ise erişilmesine karşın başkalarının uzaklaştırılması anlamına gelmektedir. Suyun kaplarla ya da motorlu vasıtalarla meyve ve sebzelere aktarılması hayatın akışına doğru orantılı katkı sağlamaktadır. Bilindiği üzere buradan da sadece insanlar beslenmez. Suyun mevsimsiz ortaya çıkışı da dengeyi yerine göre olumsuz bir şekilde bozmaktadır. Yakarca, sivrisinek bu durumu hemen fırsata çevirebilmekte onlarla mücadelede yetersiz kalınabilmektedir.

Mesleği çiftçilik ve tarım üretimi olanların bilinçli hareketleri, yaban hayatını gözlemlemeleri, sayısı azalan canlılar hakkında daha titiz davranmaları tabiatın muhafazasını kolaylaştırmakta aksi tutum ise dengeyi temelinden sarsmaktadır.

Avcılığın yok etme olmadığının bilinmesi bilhassa zamanı gelmeden girişilen yasak ve de kaçak avlanmanın önüne geçilmesi elzemdir. Bu anlamda doğa gezileri ile gezgincilerinin gözlemleri resmi makamlarla paslaşmaları kazanım sağlayabilmektedir.

Sözü uzatmadan insan şu ya da bu şekilde yaşayıp ömrünü tamamladıktan sonra defin işlemiyle bir anlamda doğaya salınmaktadır. Böyle bir son bedenen de bir yok oluş olmayıp bilakis toprakla ve kabre erişebilen diğer canlılarla kaynaşıp onların beslenmesine katkı sağlamaktadır. Tabiata her türlü salınış, doğallığın sürdürülebilirliği olarak düşünülmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Prof. Dr. Turan Akkoyun Arşivi