Bu yıl 'Eğitimin Yılı' olsun
Okullar bugün itibariyle açıldı.
Artık tartışmayı bırakalım, okulları açık tutmak, çocuklarımızı eğitimden mahrum bırakmamak için hepimizin elini taşın altına koyması gerekiyor.
Niye mi?
Çocuklarımızın 2 yılı gitti.
Sadece eğitimden geri kalmadılar.
Psikolojik olarak bitik haldeler.
Sosyal açıdan yerle bir olmuş durumdalar.
Bedensel olarak sağlıksız haldeler.
İlk çağrım siyasilere...
Çocuklar üzerinden siyaset yapmayın.
Birbirinizi suçlayacağınız çok sayıda konu var.
Eğitim ve çocuklarımızı bu listeden çıkarın.
Çocuklardan elinizi çekin.
Dünyada siyasilerin eğitimi kullanarak bu kadar tartışma yaptığı başka bir ülke olduğunu sanmıyorum.
Eğitimi siyasetin bir dalı olmaktan çıkaralım.
Gerçek eğitimcilere emanet edip hepimiz onlara destek verelim.
Çünkü eğitimimiz hem şekil olarak hem içerik olarak çok sıkıntılı.
Bu konuda yapılacak çok şey var.
Değişikliklerden ziyade yapısal devrimler gerekiyor.
Kafamızı tamamen değiştirmemiz lazım.
Çocuklarımızı öncelikle iyi birer insan yapmamız sonrasında bilgili birer birey haline getirmemiz şart.
İyi insan yapmadığımız sürece toplumsal sorunların önüne geçmek imkan dahilinde değil.
Bugün yaşadığımız toplumsal sorunların büyük bölümünün kaynağı tamamen "İnsan eğitimi" veremememiz...
Türkiye salgın yönetiminde hep eğitimi geri planda tuttu.
Eğitimin yapılamamasının bu ülkeye verdiği zararı göz ardı etti.
Bilim kurulu bu konuda risk alamadı.
Oysa çok daha önemsiz alanlarda büyük riskler alındı.
O yüzden OECD ülkeleri arasında okulları en çok kapatan ülke olduk.
Ama bir çok ülke bu konuda bizim aklımıza dahi gelmeyecek riskler aldı.
İngiltere'de okullarda kimsenin maske takma zorunluluğu yok.
Amerika'nın bir çok eyaletinde, vaka sayıları çok yüksek olmasına rağmen okullar açık ve eğitim devam ediyor.
Çünkü eğitim eksikliğinden kaybedilenin telafisi yok.
Bu yıl bu yanlıştan dönüldü.
Öğretmenlerimiz aşı konusunda öncelikli gruba alındı.
Okulların açılacağı ve kapanmayacağına yönelik güçlü bir irade konuldu.
Detaylı tedbirler alındı ve okullarımızı açtık.
Okulların açık kalması için herkesin desteği şart.
Öncelikle devletin bu konuda kararlı olması lazım ki bu kararlılık son dönemde oluşmuş gözüküyor.
Sonrasında okul yöneticileri ve öğretmenlerimizin kararlı olması lazım.
Öğretmen ve okul görevlilerinin aşılanmamış olmasını ben açıkçası kabullenemiyorum.
Bu kadar yaşanmışlığa rağmen hala aşı reddi yapan öğretmen ve görevlilerin okullara alınmaması gerekiyor.
PCR testi şartı gibi yumuşatmalara gerek yok.
Bu konuda devlet net olmalı.
Aşı olmayı reddeden kişi kesinlikle okullara sokulmamalı.
Ücretsiz izne gönderme, kısa çalışma ödeneğine ayırma gibi öneriler değerlendirilebilir.
Türkiye olarak hemen hemen her alanda bu hatayı yapıyoruz.
Küçük bir azınlığa her türlü özgürlüğü verebilmek adına toplumu riske atıyoruz.
Gelelim velilere...
Siyasilerin ve çıkarı olanların gazına gelmeyin.
Çocuklarınızın halini en iyi gözlemleyen sizlersiniz.
Ne hale geldiklerini görüyorsunuz.
"Bu işin sonu nereye varacak?" diye düşünün.
Okulların açık kalmasından asla taviz verilmemesi gerektiği konusunda en katı kesimin veliler olması gerekiyor. Çünkü sorunu bizzat yaşıyorlar.
Salgın konusunda endişe duyan velilere şunları söylemek istiyorum;
Okullar sokaklardan daha mı güvensiz?
Çoğu veli çalışıyor. İşyerlerinize bakın. Ne kadarında gerçekten önlemler uygulanıyor?
Gittiğimiz kafe ve restoranların büyük kısmında önlemler göstermelik değil mi?
Uçaklarda, trenlerde, otobüslerde, toplu ulaşım araçlarında ne kadar steril bir ortam veya mesafe var?
Okullarda en azından tedbirler yüzde yüz diyemesek de büyük oranda uygulanıyor.
Çocuklarımız maske konusunda bizden daha hassas.
Dolayısıyla parka, lunaparka, AVM'ye, alışverişe, yemeğe, tatile, seyahate götürdüğümüz, toplu taşıma araçlarına bindirdiğimiz çocukları neden okula gönderince endişe duyuyoruz?
Okul, tıkış tıkış bindiğimiz toplu ulaşım araçlarından daha mı güvensiz?
Kim ne derse desin.
Okulların açık kalması bu ülke ve millet için hayati önemde.
En az üretim kadar, ticaret kadar, sosyal hayat kadar...
Okulları açık tutup yan gelip yatalım mı? Tabi ki hayır...
Hiçbir şey kolay değil. Herkes üzerine düşen sorumluluğu sonuna kadar yerine getirecek.
Devlet, öğretmen, çalışan, veli hepsi...
Biraz cesaret gerekli.
Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.