Serdar Ermiş

Serdar Ermiş

Mutluluk nerede?

Mutluluk nerede?

Merhaba dostlar.  Bundan böyle haftada bir birlikte olacağız.

Burada, “Bunu ben de yaşadım” dediğiniz şeyleri okuyacaksınız.

Güncel bir tartışmayı da anlatsam içinde insani yaşanmışlıklar yer alacak.

Bugün de öyle…

Yeni dünya düzeninde insan yapmadıklarıyla yargılanıyor... 

Yaptıkları göze görünmüyor. 

Hatta unutulup gidiyor.

Günümüzün en büyük hastalıklarından biri bu…

Çünkü insan hep daha fazlasını istiyor. 

Çıtayı ne kadar yükseğe koyarsanız koyun, o seviye ne kadar büyük başarı olursa olsun, kısa süre sonra standart o oluyor. 

Bir süre sonra da o seviyenin altı dikkate alınmaz hale geliyor. 

Bunu alıp hayatın her alanına koyun.

Sonuç değişmiyor. 

Tüketim canavarlığının gereği bu çünkü. 

Nasıl ürünleri bu şekilde tüketiyorsak, sevgiyi de saygıyı da dostluğu da aynı şekilde tüketiyoruz. 

Oysa bazı şeyler su gibidir. 

Su aktığı sürece değerini kimse bilmez. 

Hatta bu o kadar rutin bir hal alır ki varlığı bile unutulur. 

Ne zamana kadar?

Su kesilene kadar... 

Kesildiğinde anlarız suyun değerini... 

"Ne kadar muhtaçmışız" deriz

Yolunu özlemle gözleriz, geldiğinde mutlu oluruz. 

Sadece suda mı?

Her şeyde aynı... 

Sağlığımız, ailemiz, sevdiklerimiz, dostlarımız, aşık olduklarımız... 

Hep gözümüz daha fazlasında olur.

Önümüzden geçen lüks arabalara bakıp iç çekeriz.

Önünden geçtiğimiz lüks evler için hayaller kurarız.

Yükümüzü sahip olduklarımızın çektiğini unutur gideriz… 

Ailemiz uzaktaysa, bulduğumuz izin fırsatlarının büyük çoğunluğunu onlara değil tatile ayırırız.

Nasıl olsa onlarla telefonla, hatta görüntülü konuşuyoruzdur...  Ancak emr-i Hak vaki olduğunda hayıflanırız.

Neden daha fazla vakit geçirmedik” diye pişman oluruz.

Oysa iş işten geçmiştir.

Tatilin telafisi vardır ama ayrılığın telafisi yoktur…

Hayat bu tercihler ve sonrasındaki pişmanlıklardan ibaret.

Kıymet bilmek de mutluluğun can damarı. 

İnsanoğlu mutluluğu hep daldaki kuşta arar.

Ancak daldakine ulaşanlar çok azınlıkta.

Onlar da daldakine ulaştıklarında, eldekinden bir farkının olmadığını görüyor. 

Mutluluk mu istiyoruz? 

Uzakta değil.

Yakınımızda, etrafımızda…

Sahip olduklarımızda, ailemizde, dostumuzda, sevdiklerimizde, aşık olduklarımızda. Onlara sıkıca sarılmakta… 

Daha fazlasını istemeyelim mi?

Elbette isteyelim.

Ama elimizdekilerin, yanımızdakilerin kıymetini unutmadan...

Vefayı bir semt adına indirgemeden… 

Ve herkesi yaptıklarıyla değerlendirerek…

Yapmadıklarıyla değil...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Ermiş Arşivi