Bambu Ağacı Hikâyesini mutlaka duymuşsunuzdur. Duymayanlar ve hafızalarda tazelemek isteyenler için tekrarlayalım isterseniz.

Çinliler bambu ağacını şöyle yetiştirir: Önce ağacın tohumu ekilir, sulanır, gübrelenir. Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz. Tohum yeniden sulanıp gübrelenir. Bambu ağacı ikinci yıl da toprağın dışına filiz vermez. Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir. Fakat inatçı tohum bu yıl da filiz vermez. Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda bambuya su ve gübre vermeye devam ederler. Nihayet beşinci yılın sonlarına doğru bambu yeşermeye başlar. Altı hafta gibi kısa bir sürede de yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır. Akla gelen ilk soru şudur: Çin bambu ağacı 27 metre boyuna altı haftada mı yoksa beş yılda mı ulaşmıştır? Bu sorunun cevabı tabi ki beş yıldır.

****

İşte tecrübe de tam olarak böyle bir şeydir. Yıllarca damlaya damlaya, damıta damıta kazandığınız bilgi, birikim ve deneyimler yıllar içinde diğer bildiklerimizle harmanlanarak zamanla mükemmel hale gelecektir.

Tecrübe çok önemlidir. Tecrübe yeri geldiği zaman hayat kurtarır yeri geldiği zaman işin akışını değiştirir.

Bu yüzdendir ki gençler daha çok hata yapmaya müsait iken yaş almış büyüklerimiz daha olgun, daha yerinde kararlar verebilmektedir. Bu onların yıllar içerisinde kazandığı deneyimle açıklanacaktır. Çünkü onlar yoğrula yoğrula belki de deneye yanıla doğruyu, doğruya giden yolu keşfetmişlerdir.

Hayatın hiçbir alanında tecrübeyi pas geçmeyiniz. Gençlerimiz de büyüklerinin deneyimleri ışığında zamanla pişecek, olgunlaşacaktır. Bu yüzdendir ki öncelikli olarak tecrübeye saygı duymalı ve o kaynaktan beslenmeye çalışmalıyız. Çünkü o tecrübe kolay kazanılmadı. Tıpkı bambu ağacının 6 haftada büyümediği gibi!

Kalın sağlıcakla…