Yaşlı adamların, genç adamların öleceği savaşlar çıkarmasından bıkmadık mı?
‘Ukrayna-Rusya gerilimi günden güne soğuyacak, dünya savaştan kurtulacak’ derken, tam tersi yangın harlanıyor, taraflar kızışıyor, bundan nemalanacak ülkelerde yangına benzin taşıyor. En son ABD’nin Rusya’nın saldırması halinde, dünya savaşına sebep olacağını belirtmesi tüm endişeleri artırdı.
Bir tarafta Biden, diğer tarafta Putin…
Aralarına Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’yi almış, sözlü saldırılarına devam ediyorlar.
Ukraynalılar da tedirgin… Ama topraklarının bir parselini vermeye bile razı değiller!
Peki, bu kör dövüşü nereye varacak? O sözlü saldırılar, sıcak çatışmalara dönecek mi?
Bana kalırsa ne ABD, ne Rusya böylesi bir savaşı istemezler. O bahsedilen 3. Dünya Savaşı zaten çoktan başladı. Artık konvansiyonel ve nükleer silahlar envantere kaldırıldı, arada bir görücüye çıkartılıyorlar. Ülkeler, ellerinde silahları tutmaktan çok terör örgütlerine hibe ediyorlar, bir şekilde buradan gelir ve çıkar elde ediyorlar.
Artık dünya savaşları birebir ülkeler arasında topyekûn olmuyor, olmayacak gibi.
Çünkü, belirledikleri toprakları karıştırıp, oraya destekledikleri terör örgütlerini yerleştirip, gerekli finansman ve silah desteğini sağlayarak rakip ülkeler ile örtülü bir şekilde yıllardır savaşıyorlar.
Satranç tahtasının piyonları olan terör örgütleri veya ülkeler bazen filler ile bazen de vezirler ile karşı karşıya gelebiliyor.
Örneğin Rusya’daki generallerin Putin’i ekonomik ve politik sebeplerden dolayı istifaya çağırması bir ‘fil’ hamlesi olarak anlaşılabilir. Ama generalleri yönlendiren elin bir başka ülke mi yoksa Rus halkı mı olduğu sorusunun cevabı generalleri ‘vezir’e bile çevirebilir.
Uluslararası ilişkilerde her ne kadar ‘Soğuk Savaş’ dönemi sona erdi denilse de, tam olarak bittiğini ifade etmek son derece güç.
Özellikle ‘Ukrayna Krizi’ ile birlikte, Soğuk Savaş’ın etkinliğini bir kez daha görebiliyoruz. Ukrayna’yı NATO’ya dahil etme girişimi Rusları kışkırtırken, Rusların yapacağı herhangi bir saldırgan hamle NATO’nun tüm güçleriyle müdahalesine tehdit ediliyor.
Çin’in de sürekli Doğu ülkelerini kendine çekme çabası da cabası. Bloklar arasındaki sınır iyice kalınlaşırken dünya halkı da endişelerini, acabalarını artırıyor, bir savaş endişesiyle bölgedeki gelişmeleri izliyor.
Kuzey Kore’nin “Dünya’yı sallayabilecek şekilde ABD’ye saldırırız” açıklaması…
Putin’in Macron’a tavrı…
Ülkelerin ekonomisinin iyiden iyi çökmesi… ve daha nicesi ‘3. Dünya Savaşı’nın alametleri.
Dediğim gibi zaten savaş başladı. Biz ne yapmalıyız? Buna odaklanmalı.
Türkiye, başarılı bir şekilde dış politikasını dizayn etmeye çalışıyor. Son derece sağlam adımlar atıldığı görülüyor. Körfez ülkeleriyle yakınlaşıp, küskün olduğumuz ülkeler ile barışma stratejisi son derece mantıklı gidiyor. ‘Taraf olmayan bertaraf olur’ politikasından uzaklaşan Türkiye, ‘barışmak için küskün olma’ stratejisi uygulamış ve bitirmiş gibi.
Öyle ya, Mısır ile küstüğümüzde eleştirmiştik, BAE ile Suudi Arabistan’la olduğu gibi. Şimdi barışıldığında alkışlamak gerekir. Hiçbir küslük, yarar getirmez ama dostlarınızı yoklamak için arada bir ‘kısa süreli’ kırgınlıklar olabilir.
Türkiye, bu bölgesel riskleri ve avantajları çok iyi fırsata çevirebilecek bir ülke. Şaha kalkılabilir, ya da attan düşülebilir. Çok kritik bir eşikte, yabancılar ile barışırken, iktidar kendi halkıyla küsmemeli.
Yaşanan bu ekonomik dar boğazda vatandaşını kucaklamalı, mülteci konusunda hızlı adımlar atmalı, bilimle inatlaşmalar aynı zamanda kamusal harcamalar bırakılmalı.
Muhalefete de büyük bir sorumluluk düşüyor!
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Elektrik Faturalarını Ödemeyeceğim’ demesi sivil itaatsizliğe yol açabilir. Her zaman söylediğimiz ve istediğimiz gibi lütfen ama lütfen siyasi çıkarlarınız ülke çıkarlarınızın önüne geçmesin. Siz, ‘ben iktidara geçersem daha iyi olacak’ düşüncesiyle işlerin daha kötüleştiği bir ülkeye mi iktidar olmak istiyorsunuz?
Lütfen ama lütfen… Halkın ricasıdır!
Bir tane Türkiye var. Ona göre davranın!
Bu sözüm tüm siyasetçileredir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.