Türkan Yılmaz

HEPİMİZ ÖLECEK YAŞTAYIZ

“Hayat, zaman kavramı olduğu için doğmakla başlıyor; ölümle sona eriyor. Zamanın olmadığı her yer ve her şey sonsuzlukla tanışacak” demişti 14 Nisan’da attığı tweetinde.

İzdiham Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Bülent Parlak…

Bu sözlerinden beş gün sonra geçirdiği kalp krizi sonucu 19 Nisan günü hayata gözlerini yumdu.

Haberi ilk gördüğümde daha derginin hafta sonu son sayısını almak için kitapçıya gittiğim aklıma geldi.

Kapak tasarımları, farklı bakış açıları ve diğer dergiler gibi hediye ürün vermemesine rağmen ruha dokunduğu için her ay vazgeçilmezim olan dergi.

İzdiham dergi 2008'den itibaren matbu olarak "Hepimiz Ölecek Yaştayız", "Kıyamet kopma ihtimaline karşı abonelik faaliyeti yoktur" gibi dikkat çekici sloganlarla basılmaya başladı.

İçeriği ve mizanpajı ve orijinal kapak yazılarıyla da ilgi gördü.

Derginin ilk sayısının kapağında "Yaşamak sağlığa zararlıdır" ifadelerine yer veren Parlak, sonrasında “Bunaldık Ya Resulallah, Grafikere Haciz Geldi, Ayrılık Elmayla Başladı” kapak tasarımları ile gülümsetti.

Çok gence hikaye, deneme ve şiirlerini yayımlama fırsatı vererek, bir edebiyat okulu misyonu üstlendi İzdiham.

Peki bu hayran olunası dergileri bizimle buluşturan Bülent Parlak kimdi ve nasıl oluştu bu İzdiham?

Şiir yazmaya ilkokul yıllarında başlamış. Ancak üniversiteyi bitirene dek şiirden uzak durmuş, yıllar sonra, ortaokul öğretmeninin teşviki ve sitemiyle yeniden şiir yazmaya başlamıştı.

Bir röportajında; "Üniversiteyi kazanıp İstanbul'a geldikten sonra, yazmaya devam etmediğimi öğrenen öğretmenim bana, yazdığım mektupların fotokopisini yolladı. Ben o mektupları okuduğumda çok utandım kendisinden. 'Acaba yapabilir miyim?' dedim. Çünkü edebiyatla herhangi bir ilgim yoktu. Yürümekten edebiyatla ilgilenmeye vaktim yoktu. Erken yaşta evlendiğim ve ailemi geçindirmek zorunda olduğum için sürekli bir şeyler yapmam gerekiyordu. O mektupları aldığımda Aksaray'da bir hanın içerisinde kendime ofis açmıştım. O hayat gailesi içerisinde tabii şiire, edebiyata herhangi bir yer yoktu. Ama çok güzel yürüyordum. Bayrampaşa'dan Eminönü'ne kadar yürüyordum. Oradan vapura biniyordum. Vapurdan da Üsküdar'dan ya da Kadıköy'den Koşuyolu'na kadar bir daha gidiyordum. Günlerim hep yürümekle geçiyordu. Bu yıllarca devam etti. Üniversiteyi bitirdikten sonra da hiç bırakmadım. Onun kitabını yazıyorum şu an, 'Kötülüğün Canlı Tarihi' diye. Niçin yürüdüğümü bu kitapta yazıyorum" demişti.

Bir adisyon kağıdı üstüne karaladığı şiirini, Dergah dergisine gönderen Parlak'ın bu şiirle birlikte birçok eseri 2005'ten itibaren Dergah'ta yayımlandı.

Mustafa Kutlu tarafından desteklenen şair, Dergah dergisindeki ilk şiiri için, 'O şiir yayınlanmasaydı ben hiç şiir yazamazdım' ifadelerini kullanmıştı.

Parlak, 2007'de "izdiham.com" adresinde bir edebiyat portalı açtı. Türk ve dünya edebiyatından metinlerin, edebi yazıların, hikaye ve denemelerin yayımlandığı portal, sonraki zamanlarda dergiye dönüştü.

Sonuçta her ay büyük bir merakla gittiğim kitapçıda dergiyi alınca yaşadığım mutluluk tarif edilemez.

Evet Sevgili Bülent Parlak, bizi düşünmeye yönlendiren yazıların, gençlere değer vermen, her ay dolu bir içerik olarak okumamıza vesile olduğun dergi çalışmaların için SANA TEŞEKKÜRÜ BORÇ BİLİRİM. Bu yalan dünyadan iyi ki geçtin. Mekanın cennet olsun.

Sonuçta senin de dediğin gibi ‘Hepimiz Ölecek Yaştayız’