Ayasofya için samimi olun
Bugünkü yazıma asla böyle başlamak istemiyordum.
Çünkü ne bizim ne sizin ne de ülkeyi yönetenlerin, böyle “lüzumsuz” denilebilecek konulara harcayacak ne enerjileri var ne de vakitleri.
Ama kimse kusura bakmayacak.
En baştan en alttaki adama kadar, önce herkes üzerine düşen görevi ADAM gibi yapacak.
Bu satırları yazarken birden niye dellendim biliyor musunuz?
Ajanslardan bir haber düştü;
“Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nin korunması geliştirilmesi ve tanıtılması için işbirliği anlaşması imzalanmış.”
.........
Geçin beyler geçin bu şov işlerinden.
Bu işlerin en tepesindekilerden en alt birimde çalışanlara kadar, kim bu işlerde çalışıyorsa, kim bu devletten para alıyorsa, önce aldığı o paranın hakkını verecek, o parayı helal ettirecek.
Sizin yaptıklarınız önce Reis’e takla atma ardından da milletle oynama işleridir.
Bakın samimiyet nedir biliyor musunuz?
Bu fotoğraf bize çarşamba günü geldi.
“Bu neyin nesi tam anlayamadık?” diyenlere el cevap; “Bu günlerin en meşhur bakanlığı olan Turizm Bakanlığı, YHT içine reklam veriyor yaaa. Reklama dikkatlice bakar mısınız? Bu reklamda Ayasofya hâlâ müze diye dönüyor...(!)”
...........
Yoksa siz de hâlâ, “Dur bakalım hele Ayasofya’nın cami olması daha yeni, bizde kervan yolda düzelir. Sıra oraları da düzeltmeye gelir” mi diyorsunuz?
O zaman Sayın Cumhurbaşkanımızın her fırsatta ısrarla söyleyip altını çizdiği bugünkü yeni Türkiye’nin, dünkü eski Türkiye’den hâlâ bir farkı yokmuş demezler mi adama?
.........
Sizi Allah’a havale etmekten başka elimden, elimizden ne gelir ki.
Ama bugün için diyebileceğim tek acı ama tartışmasız gerçek; ESKİ HAMAM ESKİ TAS…
*******
İSTANBUL CADDESİ’NİN TRAFİĞİ
Konya ne kadar büyürse büyüsün.
Ne kadar gelişirse gelişsin eski Konya olmasa da İstanbul Caddesi, türbe önü bu şehrin atar damarlarındandır.
Yalnız ben beni bildim bileli, bu bölgenin trafiği düzelme yoluna girmediği gibi gittikçe de rezilleşiyor.
Yolların kalitesini yükseltebiliriz. Kaldırımları düzeltebiliriz. Yağmur sularını kanalizasyonlara verebiliriz. Gece aydınlatmasını modern yapabiliriz. Çevre düzenlemesini yaparız. Amma velakin bu trafiği yayasından sürücüsüne adam edemeyiz.
Edemiyoruz da....
İki gün önce güne biraz huzurlu, moralli başlayayım, gün içerisinde biraz az günaha gireyim diye erkenden Üçler Mezarlığını ziyaret etmek istedim.
Oraya gitmek için de Beşyol’un oradan İstanbul Caddesine girdik.
Haaaa başımıza gelecekleri de bile bile girdik.
Çünkü neler yaşayabileceklerimiz üç aşağı beş yukarı belli idi.
Ama bir yandan da kendi kendime, “Ya günün ilk saatlerinde insanlar hiç değilse biraz daha duyarlı olurlar. Biraz daha birbirlerine saygılı olurlar...” diyordum.
Neredeeeeee?
Şu fotoğraf karesine bakar mısınız?
Burada sağ tarafa park yasal olsa da. Başında da belediyenin görevlisi olsa da, araçlar nasıl park edilmiş farkında mısınız?
O istikametten geliyorsunuz yasal olarak akması gereken iki şeritli yol paaat diye tek şeride düşüyor.
Bu at bu arabayı çekmiyor değil mi?
Aynı yerden 50 metre ileride ışıklara geliyoruz.
Eski Sümerbank’ın olduğu nokta.
Yeşil ışık yanıyor ama frene basmış bekliyoruz.
Niye bekliyoruz kardeşim niye?
Allah aşkına Konya’dan başka nerede vardır araç sürücüsüne yeşil ışık yandığı zaman frene basılır?
Merakla bekliyoruz.
Derkten ışık kırmızıya dönüyor.
Yine bekliyoruz.
Işık ikinci kez yeşile dönüyor ve ilerlediğimiz zaman görüyoruz ki tam kavşakta iki şeritli yolun sağında kocaman bir servis aracı ve seyyar simitçi yaya kaldırımında simit satıyor.
Yani şerit yine tek şerit oluveriyor.
Bizim gariban simitçinin ekmeği ile filan işimiz yok. Allah için olamaz da. Oradaki esnaflarla da bir işimiz olamaz. Ama beyler araç yürümüyor, yürümüyor.
Çünkü iki şeritli yol mecburen tek şerit oluyor.
Aynı noktadan bir örnek daha vereyim mi?
Hani biz iki defa yeşilde bekledik ya.
Etrafı seyrediyoruz.
Buradaki yaya geçidinde bir hanımefendi bekliyor ve gelen dolmuşlara ısrarla durmaları için el kaldırıyor. Allah’tan iki dolmuşçu da durmuyor ve geçiyorlar.
Yani dolmuş sürücüsü dursa kavşakta yaya çizgilerinin üzerinde indi bindi yapılacak.
Arkadan gelenler bu kez Alaaddin’e doğru ilerleyemeyecek.
Bilmem derdimi anlatabildim mi?
Kusura bakmayın ama şehir olarak hala 40 yıl önceki kavşaktayız.
*******
BU ŞOFÖRE TEŞEKKÜR BORÇLUYUZ
Takipçilerimiz bilirler bizim kırmızı çizgilerimizin başında eğitim, spor, trafik, çevre, hayvanlar gibi bazı noktalar gelir.
Konya trafiğinde de problem desek dolmuş sürücülerini ilk sıraya koyarız değil mi?
Ama bir yerde de adil olmamız ve hakkı teslim etmemiz lazım.
Geçen gün bir yakınım anlattı.
................
Dolmuşun içerisinde imiş.
Bir genç dolmuşa binmiş binerken parasını vermiş ve yerine oturmuş. Ağzında maske yokmuş.
Sürücü hareket etmiş ve genci uyarmış;
“Kardeş maskeni tak”
Genç cevap vermiş;
“Abi maskemi evde unuttum”
Şoför arkadaş aracı durdurur kapıyı açar gence parasını verir ve “Buyurun inin aşağıya” der. Genç de tıpış tıpış dolmuştan iner.
............
Hani hep “Bunlar 1.5 liraya can alırlar. 1.5 liralık katiller” dediğimiz bu insanların da her meslek grubunda olduğu gibi iyileri ve kötüleri de olabileceğini düşünerek bundan sonra daha akıllı olalım demek istiyorum.
*******
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa, gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Ağır tonajlı yük araçları Adana ve İstanbul Çevre Yolu’nda kameraların olmadığı bölgelerde üç şeritli yolların en sol şeridini kapatıp ralli yapmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.