BİR DEVLETLE BİR DE ENİŞTEYLE UĞRAŞILMAZ!
Evet bugün Konya için yine tarihi bir gün. Sayın Cumhurbaşkanımız Konya’da. Bugünün anlamı Konya için yeni müjdeler geliyor demektir.
Bugün koronadan dolayı insanların ve partililerin o özlemle beklediği miting olmayacak.
Açılış törenine ve Reis’in bulunduğu alana belirli isimler katılabilecek.
Ama dün sabah biz kimlerin çağrılacağını üç aşağı beş yukarı öğrendik. Eski vekil yeni vekil kimler belli oldu.
Nereden mi?
Çünkü belli isimler çağrılıp test için sürüm alındı.
Bu şanslı partililere ve bürokratlara biz hayırlı olsun diyoruz.
Şimdi sıra ile bugünkü yazı konularımıza başlayalım.
*******
TRAFİK IŞIKLARINDA
SAYAÇLI SİSTEM GERİ GELİR Mİ?
Bir okurumuz dün bu fotoğrafı gönderip durumu isteğini şöyle özetliyordu:
“Uğur abi bir de şu trafik ışıklarına el atsanız. Eskiden numaralı geri sayaçlı sistem vardı. Onu kaldırdılar. O olduğu zaman sürücü olarak tedbirli oluyorduk. Şimdi pat diye sarı hadi hemen kırmızı ve ondan sonra ceza...”
...........
Evet bu okuyucumuz bence de yüzde yüz haklı.
Büyükşehir Ulaştırma bir dönem özellikle önemli ve trafik yoğunluğunun olduğu kavşaklarda geri saymalı sayaç sistemi ile sürücüleri uyarıyordu.
Bu sistem niye kalktı bilmiyorum ve anlamıyorum.
*******
AMERİKA’DAN NE BEKLENİR?
Sağlık sektöründe yaşanan sıkıntılar ve özellikle de ülkemizde sağlık sektöründeki güçlü firmaların üreticilerin gelecek yıl ürünlerinde Sağlık Bakanlığı ilgililerinin indirim talebini ve bunun ne kadar zor olabileceğini daha önceden sizlerle bu sütunlarda paylaşmıştık.
Aynı konunun kaynaklarından birisi olarak yabancı kaynaklı şöyle bir bilgi bize ulaştı;
“ABD Türkiye Büyükelçisi David Satterfield, Türkiye’nin ABD’li ilaç şirketlerine borcunu ödememesi durumunda şirketlerin Türkiye’ye ilaç satmayı durdurabileceğini açıkladı.
Satterfield, Türkiye’deki devlet hastanelerinin yabancı ilaç şirketlerine borcunun bir yıl içinde 230 milyon dolardan 2,3 milyar dolara çıktığını söyledi ve şirketlerin böyle devam etmek istemeyebileceğini, bunun da Türkiye’nin çıkarına olmayacağını söyledi.
Bir yıl önce ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross’un Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile görüşmesinde bu sorunun çözüleceğine dair söz verildiğini aktaran Satterfield, Türkiye’nin ilaç şirketlerini bazı alacaklarından vazgeçmeye ikna etmeye çalıştığını söyledi.”
..................
Konu bu kadar net.
Pandemiden biz değil dünya etkilendi.
Dahası dünyanın dev ülkeleri olarak bilinen ülkeler bile sallandı.
Dolayısıyla sağlık sistemi bu dönemde en çok kazanan gibi görünse de aslında sağlık söktörü de darbe aldı. Sektörün aldığı darbe önümüzdeki yıllarda daha açık olarak görülecektir.
Ama bugün büyüklerimiz haklı olarak fedakârlık isteyebilir.
Ama bunu her kesimden istemeli derim.
Niye çünkü bu sektördeki isimlerle haber amaçlı sürekli iletişim halindeyiz.
Madem fedakârlık isteniyor her sektörde bu yapılmalı.
İllaki sağlık sektöründe mi olacak.
O zaman bugün açılışı yapılacak olan Şehir Hastanesinden de bu fedakârlık talip edilebilir mi?
*******
BİZ BÜYÜK SÖZÜ DİNLERİZ
Çok az hatta nadir bir araya gelsek de görüşlerine ve duruşuna büyük saygı duyduğum bir abim var.
İki gün önce bu abimizle işlerden, Konya’dan Türkiye’den hatta dünyadan kısaca oradan buradan konuşuyorduk.
Konu döndü dolaştı ekonomiye geldi.
Bu abimiz belki AK Partilidir belki değildir bilmiyorum. Dahası bilemiyorum, kestiremiyorum. Ama şu cümleden hareket edecek olursak;
“Kim ne derse desin bu ülkede ve bizim gönlümüzde bir Recep Tayyip Erdoğan sevgisi, saygısı ve aşkı vardır. Türkiye’de bir Recep Tayyip Erdoğan gerçeği vardır. Millet olarak bunu bilmeliyiz. Anlamalıyız. Görmeliyiz” demişti.
Sonra söz işlere işçilere filan geldi.
Abimiz sinirlenmişti elini ağzına götürdü ve
“Millet düdükçü oldu. Düüüt Düüüüt. Herkes bekçi. Parası ile pulu ile devlet üç veriyorsa 4, 5 vereceğim diyorsun işçi çalıştıracak adam bulamıyorsun.
Niye? Şu kadar milyona devlet sosyal yardım yapıyor. Şu kadar milyon insana belediyeler yardım ediyor. STK’lar yardım ediyor. Anana baktın para, kızını okuttun para. Kimse çalışmak istemiyor. Kimse iş beğenmiyor. Temizlikçi arkadaşa vallahi 5 bin lira vereceğim ama adam mesai saatini soruyor.
İyi ki bu Suriyeliler var da bizim fabrikada çarklar dönüyor...”
............
Bunu duyunca da abimizin sisteme kızdığını anlıyordum.
Bu konuda geçtiğimiz haftalarda da dile getirdik. Aynı şeyi arka arkaya duyunca bir yerlere mektubu yazalım istedik.
*******
BAŞSAVCIMIZDAN MÜJDE GELDİ
Cumhuriyet Başsavcımız Sayın Ramazan Solmaz Bey’den iki gün önce fotoğraflı olarak dile getirdiğimiz konu için yani yolu Adliye’ye düşünler ve hukukçular için müjde gibi bir bilgi notu geldi.
Bizim dahası sizlerin gündeme taşıdığı bu HES kodu kuyruğu için Sayın Başsavcımız Ramazan Bey zaten sürekli olarak Adalet Bakanlığı ile temas halinde imiş.
Yazımız üzerine düğmeye basılmış ve hem tablet siparişi verilmiş hem de girişteki tabletli görevli sayısının arttırılması için düğmeye basılmış.
Bu arada Adliye’ye gelen vatandaşlarımızın da bu kuyruğa neden olan kesimi varmış.
Şöyle ki pek çok vatandaşımızın hâlâ HES kodu yokmuş.
Buradaki görevli arkadaşlar tek tek bu vatandaşlar için HES kodu almak zorunda kalıyorlarmış.
Millet olarak inşallah bu HES kodu işine de bir an önce duyarlılık gösterir dahası TC No’muz gibi ezberimizde tutarız inşallah diyoruz.
Sayın Başsavcımıza ve ekibine de duyarlılıklarından dolayı bir kez daha teşekkür ederiz.
*******
EN GÜZEL SÖZ YİNE BİR BÜYÜĞÜMÜZDEN GELDİ
Bugünkü gençlik ve bizleri yönetenler bir şeyde hata yapıyorlar.
Ya da ben bunu hata olarak görüyorum.
Nüfusumuz yaşlanıyor... Tamam.
Genç bir nüfusa sahibiz. Amenna.
Ve bunu çok iyi gören yöneticilerimiz tamamen gençlik üzerine yeni yeni politikalar kuruyorlar.
Yalnız bu noktada tecrübeyi de atmamalıyız diyorum.
Durduk yerde bu konuda nereden çıktı derseniz.
Konya’dan çok çok uzaklardan bir abimiz dün sabah şöyle bir mesaj gönderiyordu;
“Bugünkü (dünkü) yazında Reisi’ çok seviyorum diyor işadamı ama enişteyi hiç sevmiyor.
Bence yanlış yapıyor.
Bizde bir devletle bir de enişte ile uğraşılmaz.
Ona göre karar vermek lazım.
Bu gerçek asla unutulmamalı.”
............
Şimdi tecrübeyi anladınız mı? Bu söz sizlere ve bizlere. Anlayın artık. Bizi daha fazla zorlamayın
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
İnsan susar, susar, ama bir gün gelir, ruhunda biriken şeyleri ansızın boşaltmaya başlar... O zaman da, ağaçla da konuşmaya razı olur.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Jandarma Kavşağında (Halil Ürün dönel kavşağı) üç şeritte sıralı araçlar kırmızı ışıkta beklerken üç tekerli motorların dördüncü sıradan yani olmayan sıradan araya girerek yeşil ışığın yanması ile akacak trafiğe takoz koymadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.