Bu gençlik bizim eserimiz(!)
Biliyorum ve hiç aklımdan çıkarmıyorum. Bizim önceliğimiz yerel olmak.
Ama iki gündür bu şehrin insanları da 27 yaşındaki bir gencin 2 milyar dolar ile kaybolmasını konuşuyor.
Herkes ama herkes bu genç çocuğa kızıyor.
Vallahi anlamıyorum, billahi anlamıyorum.
Önce bırakın böyle sanal para işlerini elle tutulur gözle görülür para oyunlarında para akka tokkalarında dahi işimiz olmaz.
Yalnız bu çocuğa kızanlar yanlış yapıyorlar(!)
Yahu 27 yaşında gencecik bir çocuk.
Üniversite mezunu mu lise mezunu bunu bile yazan çizen yok.
Ama bu çocuk 23 yaşında tek başına şirket kurmuş. 4 yıl sonra da 400 bin akıllı, zengin, kendince seçkin insanlardan tam tamına 2 milyar dolar para toplamış.
Yapmayın yahu bu iş büyük yetenek(!)
Benim 45 yıllık gazetecilik geçmişim var.
“Ölüyorum, hastayım, yandım, bittim, tükendim” desem bana 2 bin TL veren olmadı yahu.
Kabul edin etmeyin bu iş kötü örnek de olsa bir zeka ürünü.
Bir pazarlama şaheseri.
Bir muhteşem algı yönetimi.
Kripto para denilen işe varını yoğunu yatıran insanlar bu genç adamın yok alışı ile salya sümük durumundalar.
Bunun üzerine devlet devreye giriyor. Mağdur insanlar için düğmeye basılıyor.
Dün biz bu satırları yazmaya çalışırken 8 ilde yapılan operasyonlarda 78 kişinin yakalanması için operasyon üzerine operasyonlar yapılıyor.
Son durumda bu kişilerden 62’si yakalanarak gözaltına alınmıştı.
..........
Şimdi bu genç gerçekten yasal olarak suçlu mu? Herhalde suçlu.
Ama peki bu ülkenin tam tamına 400 bin insanı tanımadığı, araştırmadığı “Servetimi verdiğim bu şirketin yönetim kurulunda kimler var?” diye bile bir zahmet edip bilgisayarında bile bakmadığı şirkete 2 milyar doları gözü kapalı verirken hiç mi suçlu değil?
Çünkü bir şirketin bir tane yönetim kurulu başkanı var. Bu kaybolan genç. Yönetim de başka ikinci kişi yok baylar bayanlar.
..........
Z kuşağından bir genç ile dün sabah bu konuyu konuşuyoruz.
Konuyu ve gelişmeleri soruyorum. Sizce durum nasıl? Diyorum.
Cevap özetle genelde şöyle “Bu işlerden hiç anlamam. Ama çocuğun 4 sayfalık mektubunu okudum. Hiç basında yaygara koparıldığı gibi değil. Çocuk geleceğim diyor. Herkesin parasını ödeyeceğim diyor. 15 gün sonra gelecekmiş. 15 gün sonra gelmezse bu basında koparılan yaygara o zaman koparılmalı abi” diyorlar.
..................
Şimdi adım adım geriye gidiyoruz.
...........
Bu ülkede holdingler kuruldu. Yurt içinden ve özelliklede yurt dışından o zamanın parası ile milyar marklar dolarlar bilmem ne frangları çuvallara poşetlere basıla basıla uçaklarla Türkiye’ye getirildi. Sonra bu holdingler sallanmaya başlayınca o günün iktidarı harekete geçmeye başladı.
Yine bu güzel ülkenin bir kısım insanı “yeşil sermaye” diye bu holdingleri hedef tahtasına koydu.
Evet bu holdinglerin bir kısmı topladıkları paraları ülkede yatırıma dönüştürdü.
Bir kısmı toplanan paraların yarısını cukka ettiler yarısını yatırıma dönüştürdüler.
Bazıları da kuş olup uçup gittiler.
Peki kim mağdur oldu?
Tabii parası olup parasını güvenerek bu holdinglere verenler oldu.
..............
Bir adım daha geriye gidiyoruz.
...............
Dönemin hükümeti sıcak paraya destek veriyordu. Bankaların pazarlama aracılık hizmetleri başlamıştı.
Bu ülke anlı şanlı ünlü Banker Kastelli gibi dönemleri de yaşadı.
Banker Kastelli yani Cevher Özden’in parayla olan zekası 60’lı yıllarda başlamış 80’lerde tavan yapmıştı. Birden reklam filmleri çekilmeye başlanmıştı.
Cüneyt Arkın, Fikret Hakan, Selma Güneri, İzzet Günay gibi Türk sinemasının en ünlü sanatçıları Kastelli’nin reklam filmlerinde oynuyorlardı.
Gazetelerde sayfa sayfa reklamlar yayımlanıyordu.
Parası olan buraya koşuyor.
Olmayan borç para bulup yine Kastelli’nin kapısını çalıyordu.
Ve 1980 yılının sonunda tam 550 bin kişi 2.5 milyar doları Kastelli’ye elleri ile teslim etmişti.
Kastelli bu para gücü ile TBMM Meclis Başkanı tarafından resmi plakalı araçla ziyaret ediliyor hatta hatta Fenerbahçe Kulübü Başkanlığına dahi adaylığını açıklıyordu.
....
Ve kaçınılmaz son.
1982 yılında Kastelli topladığı paralarla birlikte Cenevre’ye uçuyor ve kayboluyordu.
..............
Yani şimdi 27 yaşında 2 milyar dolar ile kaybolan bu genç bizim geleceğimiz olan Z kuşağının temsilcisi.
Z kuşağının temsilcisi çalışanlarımız ile konuyu tartışıyoruz.
“Z kuşağı gençlerin hayalleri ne? Gelecekten ne bekliyorsunuz?” diyorum.
Nerede ise hepsi güzel, rahat, bol geliri olan bir hayat, dünyayı gezmek falan... filan...
.............
İnanın benim gençlere hiç sitemim yok.
Onlar yerden göğe kadar haklılar.
Çünkü bu gençlere bu ortamı bizler hazırladık.
Gençlere, çocuklarımıza, evlatlarımıza hayatın zorluklarını hiç göstermedik.
Onlar düşmesin, pantolonları yırtılmasın, dahası toz olmasın diye hep ellerinden tuttuk.
Peki bizler öyle mi büyüdük? Tabii asla. Düştük. Pantolonlarımız değil, dizlerimiz parçalandı kan revan içinde kaldık.
Ellerimiz, yüzümüz kir pas içinde kalırdı.
Şimdi yaşadığımız çocuklukları, gençliğimizi bizim çocuklarımıza nasıl anlatabiliriz?
Biz anlatsak da.
Onlar da bizi dinleyerek anlamış gibi görünseler de yaşamadıkları için bütün bunlar bir kulaklarından girip bir kulakların çıkacaktır.
............
Çocuklarımızın gençlerimizin hayallerini yıkmamak adına yine biz büyükler onların yerlerine çalışıyoruz.
Farkında mısınız?
Anne ve balalar olarak, büyükbaba, büyükanne olarak daha sonra da geleceğimiz olan bu evlatlarımızın durumundan endişe ediyoruz.
Hata yapıyoruz.
Hata yaptık ve hâlâ hatalarda da devam ediyoruz.
Çocuklarımıza, geleceğimize, Z kuşağının elamanlarına sadece ve sadece para, rahat hoş bir hayat, zenginlik sunmak istiyoruz.
Ve bunlar için de onlar hiçbir şey yapmayacaklar yatacaklar, parmaklarını dahi oynatmayacaklar ve parmaklarını oynattıkları zaman dünya onların olacak. İstediklerini yiyecekler istediklerini giyecekler.
Yemediklerini çöpe atacaklar, giymediklerini tekmeleyecekler.
Bu gençlerin sorumlusu biziz beyler.
Yanlış yaptık.
Ve yanlışlarımızda da ısrarla devam ediyoruz.
Pudra şekerini burnunu çeken gencin de, 27 yaşında 2.5 milyar doların sahibi olan Yönetim Kurulu Başkanı(!)nın da sorumlusu biziz, biz...
...........
İyi tatiller.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Güzel şeyler de var bu dünyada hatır gözetmek, vefa duymak ve gönül onarmak gibi…
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sürücüler sokağa çıkma yasaklarında da trafik işaret ve kurallarına uymak zorunda olduklarını bildikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.