Eğitimsiz Nesil(!)
Dün Konya dışından bile arayan yazan okurlarımız oldu. 24 Kasım Öğretmenler Günü diye niye iki satır yazı yazmadığımı sordular.
Bu sorular bile dün acı geliyordu biliyor musunuz?
Öğretmenler Günü için iki satır yazı yazmak...
Burnumun direği sızladı deriz yaaa.
Vallahi burnumun direği sızlıyordu.
O kutsal meslek. O eşi benzeri olmayan meslek. Karşılığındaki parası pulu konuşulamayacak meslek için günü kurtarma adına, iki satırla şirinlik yapmak yaaa.
Sülale öğretmenler ile dolu. Aile boyu öğretmenlerimiz var. Hiç öğretmenlik yapmadım ama benim de gururla sakladığım “Matematik Öğretmeni” diye kocaman diplomam var.
................
Ama öğretmenlik mesleğini 55 yıl öncesinden bugüne getirmek istemiyorum.
Öğretmenliği bulutların üzerinden, ayaklarımızın arasına paçalarımızda dolaştıracak seviyelere indirenleri Allah’a havale ediyorum.
Bir anne babanın yetiştiremeyeceği için evladını canını teslim ettiği öğretmenlerimizin bugünkü durumlarına yıkılıyorum.
Gerçekten bu konuya girersem pek çok kesimi üzerim, kırarım.
Ana sınıflarından, üniversitelerde en üst makamlarda görev yapan öğretmenlerimizin hali nicedir?
Bunun yanında her yıl Eğitim Fakültelerinden binlerce mezun verip işsiz gezen yüz binlerce işsiz öğretmenin geleceği ne olacaktır?
Bizleri yönetenler acaba kendilerini yetiştiren öğretmenleri gibi bugün evlatlarını torunlarını teslim ettikleri öğretmenlerle kıyaslama vicdanına sahip midirler?
Kimse darılmayacak hangi sektörde hangi branşta hangi eğitim düzeyinde görev yaparlarsa yapsınlar öğretmenlerimizi sendikaların kucağında oyuncak ettiniz.
Bu işten hiçbir siyasi görüş fayda sağlayamaz. Bunu uzun vadade herkes görecek ama acısını öğretmenlerden çok geleceğimiz olduğunu ikide bir ağzımıza sakız yaptığımız nesillerden görecek.
NE GELECEĞİ YAHU
Bırakın başkalarını en yakın çevremden oturup kalktığımız insanlara kadar herkes çocuklarının eğitiminden şikayetçi.
Devlet ya da özel. Gönderdikleri okuldan dertli veliler.
Öğretmeninden memnun değil.
Herkes işin görüntüsünde.
Çünkü kimse evladının adam gibi dizini kırıp oturup çalışmasından, zorlanmasından, ben bu ödevi yapamıyorum diye ağlamasından şikayetçi değil.
Daha acı bir şeyi daha hatırlatayım mı?
Hani ülkeye komünist yetiştiriyor diye kapatılan ve işin özünden çok ideolojisi ile uğraştığımız Köy Enstitülerinde bir öğrenci ayakkabı yapıyor, taş duvar örüyor, dikiş dikiyor, en az bir spor ile uğraşıyor veeee en az bir müzik aleti çalıyormuş.
Ne zaman 70 yıl önce.
70 yıl önce bir öğrenci bunlar gibi her işi yapıyor diğer yandan da eğitimini en üst düzeyde alıyor.
Doğru mu?
Şimdi hadi bakalım bana Türkiye’nin en güçlü ve güzel okulunda hangi öğrenci bu işlerin 10 da birini yapıyor.
Sonra da geleceğimiz haaa.
Geleceğimizin içine ettiniz.
Bunu derken de Allah’tan Sayın Cumhurbaşkanımız bizzat 20 yıllık tek başına AK Parti iktidarlarının başarılı olamadığı alanlardan birisi olarak eğitimi açık net yüksek sesle ifade ediyor.
Reis bunları söylemese şimdi siz bir tutar iki yırtarsınız.
Bakın beyler siz bu kafa ile şunu göremiyorsunuz.
Bu ülkenin insanı ne yapar eder üretimin en kralını yapar.
Bizim çiftçimiz en zor şartlarda bile en idealini üretir.
Ekonomik sıkıntı mı?
Hadi oradan. Bu ülkenin insanları ne krizler gördü. Krizlerin anasının da babasının da hakkını avuçlarına verip gönderdik.
Bu ülkeyi ve geleceğimizi bunlarla yok edemezsiniz. Edemezler de.
Ama geleceğimizi sadece biz kendi kendimize eğitimi öğretimi yok ederek, yalanla dolanla, kandırmacalarla, kendi siyasi görüşlerimiz doğrultusunda yeni bir model üreteceğiz diyerek yok edebiliriz.
UZAKTAN EĞİTİMİ ALKIŞLIYORUZ YAAA
Demedi demeyin.
Tutturduk bir uzaktan eğitim diye gözünü açan evlatlarımızı geleceğimizi televizyonlara, tabletlere, cep telefonlarına bağımlı hale getirdik.
Oysa Reis’in talimatı ile Yeşilay’ın kötü alışkanlıklarla mücadele kapsamına alınmıştı bilgisayar, tablet, cep telefonu...
Şimdi bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Tamamen kötü alışkanlıklarla donatılmış bir nesil.
Hem de ülkenin geleceği nesil bu ya işte.
VE BUGÜN ÖĞRETMENLERİMİZİ
YİNE HEDEF TAHTASI YAPTINIZ
Pandemi döneminde öğretmenlerin aldığı maaştan ek ücretlerine kadar milletin ağzına sakız payı yaptınız.
Bu mu öğretmene verilen değer?
Sonra dün bakıyorum özellikle siyasiler öğretmenlerimizi, şehit öğretmenlerimizi, işsiz öğretmen adaylarını yerlere göklere sığdıramıyorlar.
Maşallah ne kadar da çok severmişsiniz bu meslek sahiplerini.
Ama bu çilekeş insanlara yapılan bu işte.
Görülen reva da ortada.
OKUL YÜZÜ GÖRMEDEN
MEZUN OLANLAR NE OLACAK?
Tamam pandemi.
Ama gelin bakalım şimdi geleceğimiz dediğimiz gençlik ile ilgili şu konuya ne diyeceksiniz bakalım?
Diyelim ki genç kızımız oğlumuz geçen yıl bir Meslek Yüksek okulunu kazandı.
Bu genç geçen yıl pandemi nedeni ile okul yüzü görmeden ikinci sınıf oldu doğru mu?
Bu sene.
Bu sene de pandemi var.
Bu genç bu sene de okul öğretmen yüzü görmeden uzaktan eğitim ile sınıfını geçecek.
Veeee;
iki yılın ardından okula gitmeden Meslek Yüksek Okulu mezunu olacak.
Var mı itirazı olan?
Var mı bizim yanlışımız?
Ve bu genç, bu gençlik yarın iş diye kıvranacak.
Alın size diplomalı işsizler ordusunun yeni neferleri.
Onun için siz siz olun ne olur beni eğitim diyerek, öğretim diyerek, ülkenin geleceği filan diyerek gaza getirmeyin.
Ben gördüğümü bildiğimi bu konuda sonuna kadar yazarım.
Yazarsam da iyi şeyleri yazamam.
Ülkenin geleceğinin içine ettiniz.
Uzun lafın kısası bu.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Can kırıklığı cam kırıklığı gibi değildir. Öyle süpürünce gitmez. Aklına geldikçe batar canını yakar.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Dedeman Kavşağı içinde üzerinde okul aracı yazılı servis araçları dörtlüleri yakıp beklemedikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.