Uğur Özteke

Uğur Özteke

Kafa karıştırmayın, Reis’i yoruyorsunuz

Kafa karıştırmayın, Reis’i yoruyorsunuz

İzninizle bugün kaldığımız yerden devam etmek istiyorum. Tekrar, tekrar altını çizerek söylüyorum ki dünkü ve bugünkü yazmaya çalıştıklarımız benim görüşlerim değil milletin görüşleridir. Üstelik de dün yani AK Parti kuruluncaya kadar başka partilere oy vermiş olsalar da AK Parti ve Cumhurbaşkanımız direksiyona geçinceye kadar başka siyasi tercihler yapsalar da, Cumhurbaşkanımızla birlikte resmen Reis’çi olanların fikirleridir.

Durun dahası var.

AK Parti’nin kuruluşundan bu yana parti teşkilatlarında ve AK Parti kadrolarından belediye meclis üyeliği yapan bir abim dün sabah saatlerinde gün doğarken şunları yazıyordu;

“Üniversitedeki isim değişiklikleri özellikle dün Abdurrahman Kutlu Hoca’nın yazısını okudum. Bana da çok yanlış geldi. Râbb'ime emanet ediyorum seni.”

...........

Bu abimizin benim için önemi ne partisi ne de meclis üyeliğidir; bizim için önemli olan duruşudur. Siyasette, ticarette, özel yaşamında öyle değişmeyen bir dik duruşu vardır ki!... İnanın kendisine saygım çok büyüktür.

..........

Bilmem biliyorsunuz, bilmem bilmiyorsunuz. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin Reis’i Marmaris’te kapandı 2023 için çalışıyor. Reis ömrünü veriyor. Peki bizler ne yapıyoruz?

.................

Dün ekonomide olanlara hiç girmeden biz üniversiteler ile yürüyemeye devam edelim o zaman.

...........

Bir dönem üniversitenin rektörlüğünü gururla başarı ile yapan, bugün özel bir üniversite hastanesinin üst düzey yöneticisi olan Prof. Dr. Abdurrahman Kutlu Hocamı hâlâ zaman zaman yeni yerinde ziyaret ederim. Elini öpmek isterim. Öptürmez. Hocamın zamanında da gönlüne göre olmayan haberleri yapmıştık. Ama gel zaman git zaman bugün birbirimizden mutlu memnunuz. Huzurlu olarak abi kardeşiz. İnanıyorum ki Cenab-ı Allah’ım sağlık verirse Prof. Metin Hocam da makamını bıraktıktan sonra biz şimdikinden çok daha iyi olacağız.

O dönemlerin ihtişamlı rektörü, cuma günü dostları ile şöyle yazışmış ve duygularını şöyle ifade etmişti:

“Sayın Selçuk Üniversitesi Rektörü;(19 Mart 2021)
Üniversitenin ana kampusunda bulunan Süleyman Demirel Kültür Merkezinin adının Sultan  Alparslan Kültür Merkezi, yine aynı kampusta bulunan Prof. Dr. İhsan Doğramacı Uygulama Anaokulunun adının da, Nasreddin Hoca Uygulama Anaokulu olarak değiştirildiğini öğrendim. Bu değişikliklere bir anlam veremedim. Hangi ihtiyaçtan doğdu diye düşündüm, mantıklı bir cevap bulamadım. Bunları hem çok yadırgadım, hem de yapılanlara çok üzüldüm. Çünkü bu isimleri değiştirilen Süleyman Demirel Kültür Merkezi de, Prof Dr İhsan  Doğramacı Anaokulu da benim rektörlük dönemimde yapıldı ve o büyük insanların isimlerinin, kendilerinden güçlükle izin alarak, konmasına ben vesile oldum.

Bu sebeple onların maneviyatları önünde mahcup oldum. Ama kimin aklına gelirdi ki; benden 18 sene sonra, Selçuk Üniversitesi yetkililerinin kendi kuruluşunda büyük emekleri olan iki büyük devlet adamının isimlerini üniversiteden sileceği.
Ömürlerini ülkenin hizmetine harcayan Sayın Demirel ve Sayın Doğramacı; sadece yurdumuzda değil, dünyanın tanıdığı donanımlı ve birikimli iki Türk Devlet adamı, bilim Adamı ve Türk Büyüğüdür. Bunlar herkesin malumudur.
Sayın Rektör;
Bugün sizin rektörlüğünü yaptığınız Selçuk Üniversitesi, bu iki büyük insan tarafından kurulup geliştirilmiştir. Konya, 1950’lerden itibaren bir üniversiteye kavuşma çalışmaları ve gayretleri içine girmiş, nihayet o hayal 1975 yılında gerçekleşmiş, Süleyman Demirel hükûmeti, Konya'da Selçuk Üniversitesini kurmuştur.
Bugün bütün Türk Yüksek Öğretim Kurumlarının mevzuatı olan 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kurumları Kanun Sayın Doğramacı’nın eseridir. Bu kanunla beraber ülkemizde yeni üniversiteler kurulmuş, önceden kurulanlarda da bazılarının kapasiteleri artırılarak büyütülmüştür. Bunlardan biri de Selçuk Üniversitesidir.
Selçuk Üniversitesinin fakülte sayısı iki'den sekiz'e çıkarılmış, akademik ve idari kadro kapasiteleri artırılmış, bir anlamda üniversite yeniden kurulmuştur. Bu yeni ilave edilen fakültelerden biri de Tıp Fakültesi olmuş, Sayın Doğramacı bu da benim Konyalılara hediyem olsun demiştir. O gün yeri bile olmayan tıp fakültesi, zamanla ortaya koyduğu gelişmelerle bünyesinden ikinci tıp fakültesini çıkarmıştır. Bugün kampus alanında bulunan hastane binasının bitme aşamasında, 1998 yılında Cumhurbaşkanımız Sayın Demirel'in üniversitemizi ziyaretleri esnasında kendilerine ayrıntılı olarak bilgi verip, ikinci bir tıp fakültesinin uygun olacağını arz etmem den sonra münasip gördüler ve YÖK' e bu konuda yazılı talimat verdiler. O yazının bir nüshasını da bize gönderdiler.

Sayın Demirel sayesinde kampus alanında kurulan bu ikinci tıp fakültesi, bugünkü Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesidir.
Eminim ki siz bu gerçekleri yeterince bilmiş olaydınız; sağduyu sahibi insanları üzecek hadiselere meydan vermezdiniz.
Prof. Dr. İhsan Doğramacı Anaokulu, bizim "Yenidoğandan-Üniversiteye" Projemizin bir parçası idi. Uzun araştırmalar sonunda oluşturulan proje, devlet ödeneği kullanılmadan, kendi oluşturduğumuz kaynaklarla bir yaz sezonunda tamamlandı. Her türlü detayın ve kaliteli eğitimin düşünüldüğü anaokuluna; çocuk hekimi ve ömrünün büyük kısmını eğitime harcamış merhum Doğramacı hocamızın isminin verilmesinin, üniversitemiz için bir zenginlik ve onur olacağını düşündük. İsminin verilmesi konusunda izni zor aldık. Merhum Doğramacı hocam birkaç defa bana, okula ne yapabileceğini, eksik olan ne diye sordu. Ben her seferinde her şey tamam hocam deyince, en sonunda anaokuluna o zamanki değeri 85 bin dolar olan piyano hediye etti. Anaokuluna, Bilkent üniversitesinden bir müzik öğretmeni, bir de İngilizce öğretmeni görevlendirdi. O öğretmenler yıllarca gelip gittiler.
Sayın Rektör,
O değerli büyük insanların isimlerinin üniversitedeki Kültür Merkezinden ve Anaokulundan isimlerinin kaldırılması çok yanlış olmuştur. Bunun mantıklı bir izahı olamaz. Yapılanların sağduyu sahibi insanlar tarafından kabul görmesi mümkün değildir. Bu yapılanlarla üniversite zarar görmüştür, üniversitenin vizyonu daralmıştır. Selçuk Üniversitesini kuran, üniversitenin her zaman yanında olan, o büyük insanların isimlerinin üniversitenin birimlerinde bulunması, üniversite için bir onur, gurur vesilesi ve zenginlikti. Maalesef o fırsat kaçırıldı.

Yeni isimleri bu şekilde değil de, kendi rektörlük döneminizde yaptığınız veya yapacağınız tesislere verseydiniz daha şık ve daha etik olurdu. O zaman üniversite içinde ve dışında sadece gözlerde değil, gönüllerde de yeriniz yüksek olurdu.
Selam ve saygılarımla,
Prof. Dr. Abdurrahman Kutlu
Selçuk Üniversitesi Eski Rektörü

(Kasım 95- Kasım 2003 Dönemi)

................

Bakın şu şehrin çok önemli bir bilim kültür adamı AK Parti’nin taaaa Ankara’da Genel Merkezinde birinci dereceden en üst seviyede akrabası olan bir isim ise dün saat 14.03’te şu fotoğrafı gönderiyor

 

Kafa karıştırmayın, Reis’i yoruyorsunuz

 

Ve şöyle diyordu;

“Uğur Bey, bugünkü yazısı için teşekkürler. Sayın rektörümüzden ricamız Prof. Halil Cin döneminde dikilen sonra yapılaşmalar ve tramvay yolu sebebiyle kayıplarda kalan GÖKTÜRK Anıtlarının yeni bir meydan düzenlemesiyle ortaya çıkmasıdır. Hürmetlerimizle...”

............

Biz şehrimizi seviyoruz.

Biz ülkemizi seviyoruz.

Ben mezunu olduğum Selçuk Üniversitesi ile gurur duyuyorum.

Bugüne kadar görev yapmış ve yapmakta olan başta rektörlerimiz olmak üzere tüm hocalarımız, tüm üniversite personeli, üniversitenin kapılarını ve güvenliğinde görevli tüm dostlarım benim için çok değerlidir. Biz sizleri çok seviyoruz. Niyetimiz halis. Ve bazı yapılanlardan dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza zarar verdiğinizi düşündüğümüz için üzülüyoruz.

Sürç-i lisan ettik ise af ola

 

GÜNÜN  OKKALI SÖZÜ

İşi düşmeden yolu düşen insanlar lazım hepimize

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Sabrı ve şükrü samimi olarak becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Uğur Özteke Arşivi