Kırmızı, mavi ile kendimizi kandırmaya devam
Günümüzde insanlık olarak corona ile oyalanırken yaşadıklarımızı, okuduklarımızı, gördüklerimizi, bir tencereye doldurdum. Yazdıklarımızdan bin kat daha fazla yazamadıklarımızı, söylediklerimizden bin kat daha fazla söyleyemediklerimizi düşündüm, düşündüm ve
“Oğlum Uğur sen kafayı mı kırıyorsun? Sana ne bunlardan?. Salla gitsin ‘elle gelen düğün bayram’ diyeyim” dedim.
Böyle olmasın. Bir yandan da Cenab-ı Allah’a verilecek bir hesap. (İnşallah hesabını verebiliriz) Yaratılış gayemiz ve üstlendiğimiz sorumluluk misyon gereği yapmamız gerekenler var... diye düşündüğüm zaman ise yazamayacaklarımın sadece ucunu kanatayım dedim.
.........
Farkında mısınız Konya olarak, Türkiye olarak yeni oyuncağımızı bulduk.
Oyuncak oldukça da renkli.
Mavi, kırmızı, sarı filan.
Bugünlerde ne acıdır ki gündem renkler olunca biraz geriye gittim.
..............
Mesela 40 yıl öncesine.
Bu şehir yıllarca siyah-beyaz ve yeşil-beyaz diye ikiye bölündü.
Siyah-beyaz ve yeşil-beyaz yüzünden babalar evlatlarına, kardeşler birbirlerine düşman oldular.
Sonra ne oldu?
Hepsi unutuldu renklerde çorba oldu. (!)
............
Şimdi sizleri, bizleri kırmızı mavi ile oynayacaklar.
40 yıl sonra bugünlerde birileri için yine çorba olacak.
...........
Dün sabah saatlerinde şehre ailecek ömürlerini veren ve vermekte olan bir dostum ile yazışıyordum. Şimdi bu insan “iyi insan” diyeceğim. Ancak benimle paylaştıklarını okuyunca kızacak “Kim demiş iyi insan?” diyeceksiniz.
Sonrada bana kızacaksınız.
Belki siyasi görüşünü filan söylersem bana az kızarsınız.
Aile boyu milli görüşçülerdi. Şimdi aile boyu hepsi AK Partili. Ailenin fertleri zaman zaman AK Parti teşkilatlarında ve belediye meclis üyeliklerinde görev aldılar.
Ama dostum şimdi şehrin ve ülkenin durumundan dahası gidişatından öylesine endişeliydi ki, samimi olarak bizimle dertleşiyordu. Şehirde yaşanılan bazı sıkıntılı durumun ulusal basına yansımasından muzdaripti.
“Biz Konyamızı böyle tanıtmaya devam mı edeceğiz? Yerel yöneticilerimizin sesi çıkmıyor ama yerel basın neden bunlara tepki göstermiyor?.
Bu kadar güzel şeyler olurken bu şehirde Konyamızın dağılan imajını toplamak için neden kimse taşın altına elini koymuyor?.
Yanlışa her zaman her yerde yanlış dedik biliyorsun abi. Yanlıştan doğan bu imaj bize ders olur mu?
Konya zamanında en çok içki tüketilen yer ilan edilirken şu an da gece hayatından vazgeçmeyen bir şehir olarak servis ediliyor. Konyamızın insanları dışarıda hep yobaz olarak tanıtıldı. Bu imajı gelip görenler değiştirdi.
Konya çok bir değişim yaşadı her kesime kucak açan bir şehir ancak maneviyatını hep korudu. Artık bu imajı değiştirmeye çalışıyorlar herkes susarsa görmezden gelirse bu şehri kim ayakta tutacak?
Abi bu düzene sizler dur demezseniz kimse diyemez ki? Yerel basından daha güçlü kimse yok. Halk sadece seçim günleri mevcut. O da nasıl olsa Reis var.
Bizler bu şehri gerçekten seviyoruz ve üstümüze düşeni yapmak istiyoruz.
Ama Konya çok değerli bir şehir abi. Tarih yatıyor.
Bu şehri korumak vatan sevgisi olan her insanın boynunun borcu
Vebal hepimizin.
Abi siyaset insanların benliğini etkiliyor. Bu sadece Konya için daha yoğun. İçeride çok büyük güç savaşı var.
Güç savaşının başladığı yerde yıkımlar kaçınılmaz abi.
Abi Allah sonumuzu hayır etsin. Bildiğimiz doğrulardan şaşmayıp vebal almadığımız sürece kaybeden olmayız. Bizler susarsak kim konuşacak.
Biz benlik gemisine milletçe bindik abi. O geminin batmaması imkansız.
Benim tek derdim ileride evlatlarıma güzel bir gelecek bırakabilmek için bir şeyler yapmak.
Allah doğru bildiğimiz yoldan şaşırtmasın.
............
Bu koca yürekli güzel insan ile sabah sabah daha neler yazıştık neler. Neleri konuştuk neleri. Amma ve lakin söz gelip bir yerde tıkanıp kalıyordu.
Diyorum ya fazla okudukça, fazla insanlarla konuştukça sizde birilerine göre normal olmuyorsunuz.
Bugün oyuncağımız mavi- kırmızı olmak üzere her şeyi bir kenara bırakıp KONYA’nın geleceği için tek bir şeye dikkatinizi çekmek isteyeceğim.
..................
Söyleyin bakalım bizleri yönetenler, KONYA’nın geleceği için bağıra bağıra gelen bu tehlikeye karşı ne yaptılar? Ne yapıyorlar?
KONU: Konya’nın suyu, havası, toprağı
.............
4 gün önce TRT Haber’in, haberi;
“Konya’nın Karapınar ilçesinde daha önce mısır hasadı yapılan ve yeni üretime hazırlanılan tarlada 10 metre çapında 40 metre derinliğinde obruk oluştu”
..............
Lütfen dikkat.
Son obruk 10 metre çapında ve 40 metre derinliğinde.
Siz bu obruk ile ilgili hiçbir yetkiliden, yeni bir açıklama duydunuz mu?
..........
Şimdi son 24 saatlik bir haber
“Ilgın’da Cumhurbaşkanlığı kararıyla ‘acele kamulaştırma verilen' tarım arazisine Danıştay tarafından yürütmeyi durdurma kararı verildi.”
..............
Gelelim bugüne...
Benim için çok değerli olan bir isim Muhammet Ali Orak’ın yazdığı bir kitap var. Okumayanlara tavsiye ederim.
HACE-İ CİHAN “Geçmişten günümüze Hocacihan Yöresi”...
Kitapta diyor ki;
“Hac rehberinde Konya’nın batı tarafındaki göl hakkında şöyle denilmektedir “Konya’nın suları batısındaki dağlardan gelip üç yüz miktarı lüleden şehre taksim olunur ve bağ ve bostanlarına carı olan ırmakların çayların ayağı inip bir göl olur ve o göl dağlara ihata eder”
............
Hani Konya şehir efsanesi var ya. Eskiden bu topraklarda deniz varmış. Hani Takkeli dağın orada gemilerin bağlandığı halkalar varmış....
.............
Baylar bayanlar mış...mış..mış... değil.
Tarih yazıyor tarih.
Hocacihan’ın olduğu yerlerde göl varmış göl.
50 yaşın üzerindekiler hatırlarlar.
Bırakın Meram’ı. İhsaniyede’ki evlerin önünden su kanalları geçerdi. Orada evinize girmek için su kanalının üzerindeki köprüden geçilirdi.
Yani tarihte yazılan çayın suyu, 50 yıl önce şehrin göbeğinde idi.
...............
Oooooooo kardeşim 50 yıl sonra kim öle kim kala diyorsanız.
İşte o zaman 40 metre derinlikte ki Obruk’a da arkanızı döner “Çöken çöksün. Ölen ölsün. Kalan sağlar bizimdir” dersiniz.
Demedi demeyin.
Tarihe not olarak düşmek için yazıyorum.
Şimdi göçükler taaaa Karapınar’da diye görmezden geliyoruz ya.
50 yıl sonra Karatay’ın bir kısmı Adana çevre yolunun olduğu bölge obruklar gibi çökerse hiç şaşırmayın derim.
(Benim ki tabii ki sadece bir varsayım (!)
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Sakın ola hiçbir şey için üzülme ama bol bol kız, öfkelen, dövüş, savaş, küfret ama üzülme. İnsanı üzüntü çürütür.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Alt geçide yanlış istikamet olarak giren araç sürücüsü, hele ki bu araç bir tır ise geri geri gelerek alt geçitten çıkmaya çalışmadığı zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.