Uğur Özteke

Uğur Özteke

O Maske Öpülürmüş(!)

O Maske Öpülürmüş(!)

Bu günler hepimiz için zor geçiyor. Allah bunların da beterinden koıusun ama inşallah bu günleri de aramayız.

Çünkü “beterin beteri vardır” sözünü hiç aklımızdan çıkarmamalıyız.

İçerisinde bulunduğumuz bu zor günlerde birileri göstermelik de olsa iyi olmak zorunda. Aksi takdirde milletin enerjisi tükeniyor. Birbirimizi motive etmek zorundayız.

Bazı siyasetçilerimiz çıkıyor gelecek adına ümit verici cümleler kuruyor.

Özünde içinde bulunduğumuz durumun zorluğunu onlar bizden çok iyi biliyorlar ama onlar öyle konuşmak ve söylemek zorundalar.

Çevremize bakıyoruz 10 işçi çalıştırandan 2 bin işçi çalıştıran insanlara kadar bu işverenlerin, bu yatırımcıların kafaları da allak bullak olmuş durumda. Bu insanlar da bir yıl sonrasını göremiyorlar. Düşünemiyorlar.

Niye?

Bu insanların aldıkları risk inanın normal insanların yapabileceği bir şey değil.

Ama nasıl bizde gözü kapalı gazetecilik aşkı varsa, bu insanları da üretmek, işçi çalıştırmak mutlu ediyor.

Oysa bu risk… Aldıkları parayı bankaya yatırsalar ya da döviz alsalar oturdukları yerden kazandıklarının en az üç katını kazanacaklar.

Bu güzel insanları tanıyabilmek için defalarca ve samimi bir şekilde kendilerine soruyorum,  “Madem hâlâ bu ortamda bile Maliye böyle yapıyor, SGK böyle yapıyor. Devlet önünüzü açmak yardımcı olmak yerine; işleri zorlaştırıyor, niye?

Bu paraya döviz alsanız, ne üzülürsünüz ne de geleceği düşünürsünüz” dediğim anda birden işçi çalıştırmanın, üretmenin tarifsiz mutluluğunu bize anlatmaya başlıyorlar. Ama inanın bu günler çok zor günler.

Haaa yine birileri yanlış anlamasın. Üretmek yatırım yapmak AK Partili insanların işi, yapmamak muhalefetin işi diye düşünmeyin.

Şöyle dersek belki daha iyi anlaşılabiliriz.

Sermaye para hep iktidarı sever yani istikrarı ister.

Bu yüzden para sahipleri hep iktidardan, istikrardan yanadır.

İşte bu insanlar Reis’i dinleyip TL’ye sahip çıkıyorlar, üretmek istiyorlar, işçi çalıştırmak istiyorlar. Ama aldıkları risk gerçekten ürkütücü.

Bizim gibi işçiler için ise uzaktan dinleyerek akıl işi değil gibi görünüyor.

*******

KREŞLER ANA SINIFLARI İÇİN KARAR VERMEK BU KADAR MI ZORDU?

Kızdığım zaman bana belli bir kesim diyor ki “Taktın Milli Eğitim Bakanına”...

Yahu bunun şu bakana bu bakana takmakla ne alakası var.

Binlerce insan kreşlerin ana sınıfların geleceğine bakıyor.

Yetkililerin, söyleyeceği bir çift söze kilitlenmiş durumda.

Sayın Cumhurbaşkarımız kabine toplantısı sonrası açıklama yapıyor. 80 milyon Cumhurbaşkanını dinliyor ama aradan 48 saat geçiyor bu kreşlerin durumunun ne olacağını hiçbir yetkili açıklayamıyor.

Ne zamana kadar?

Salı günü akşam saatlerine kadar.

Gerçekten eğitim işini yönetmek bu kadar mı zor?

İnsanlar birbirlerini yiyor.

Çalışan anne babalar kapanırsa diye köyden annesini babasını getirtiyor. Halalalar teyzeler organize ediliyor.

Ve nihayet salı günü akşam saatlerde bu özel kreşlerin ana sınıfların kapalı olmadığı resmi olarak söylenebiliyor.

Bunu bu kadar uzattığınız zaman zaten çok zor durumda çarkı döndürülebin bu işletme sahiplerinin iki üç öğrencisinin gittiğni düşünebiliyor musunuz?

Bakın Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu pandemi sürecini dünyada en iyi şekilde yöneten ülkeler arasında.

Ama bu konularda denizi geçiyoruz ve birileri işlerini layığı ile yapmadığı için bizi derede boğmaya kalkıyor.

Biz buna üzülüyoruz.

Bunu kabul edemiyoruz.

******

ÖĞRETMENLERİMİZ YENİDEN KIYMETLENDİ FARKINDA MISINIZ?

Pandemi başlamadan yerden yere vurduğumuz, iki tutup bir yırttığımız maalesef çocukların ve velilerin elinde ezip büzdüğümüz öğretmenlerimiz yüz yüze eğitime geçilince yeniden kıymetlendiler.

Ey büyük Allah’ım sen nelere kadirsin.

İllaki bu öğretmenlerimizin yeniden kıymetlerinin bilinmesi için böylesine korkunç salgını yaşamamımız mı gerekiyordu?

Bu konuyu niye yazdım biliyor musunuz?

Dün ziyaretimize gelen bir velinin çocuğunun öğretmenine olan özlemini öğretmeninin ne kadar başarılı olduğunu anlatması nedeni ile yazdım.

Gözden ırak olunca gönülden uzak olma işinin ne kadar boş olduğunu anladık.

Evet her şeyde bir hayır vardır.

Bence bu dönemde kıymetini bilmediklerimizden bir kesimde öğretmenlerimiz oldu.

İyiki varsınız değerli öğretmenlerimiz.

******

O MASKE ÖPÜLÜYORMUŞ

İki gündür sosyal medyada bir şey dönüyor.

Vuslatının 741. yıldönümünde Hazreti Mevlana’yı anıyoruz diyordu.

Biraz izledim.

“İnsan yeterki iyilik arasın, onda kötü bir şey kalmaz” konulu çekimde semazen ilk başta bugünlerde yüzümüze yapılan maskeyi öpüyordu.

Dahası sosyal medyadan bize ulaşan ve bizim de etiketlenerek dikkatimizin çekildiği konuda semazenin maskeyi öpmesine büyük tepki vardı.

Dün sabah ilk yaptığımız işlerden birisi de bu semazanlerle ve de bu insanların başı ve tasaffuva inanarak bu yolda olan büyüklerimiz ile dertleşmek oldu.

Genel olarak aldığımız bilgilerde o maskenin öpülmesinde hiç bir mahzur yokmuş.

Dahası bu iş “normalmiş”

................

Niye mi normalmiş?

Benim anlayabildiğim ve size de en basit şekilde anlatabileceğim durum şöyle

Tasavvufta bu iş o maskeyi öpmek olarak görülmüyor.

Kullanılan eşyaya hürmet var.

Konuyu şöyle söyleyelim mi?

Mesela semazenler dönmeden önce yere dudaklarını değdiriyorlar değil mi?

Bunun anlamı yere teşekkür imiş. Bizi üzerinde taşıdığın için teşekür ediyorum diyormuş.

Mesela namaz kılmadan önce seccade öpülürmüş.

Takke öpülürmüş.

Semazenlerin bellerine bağladıkları yaklaşık beş parmak genişliğindeki “elifî nemed”i öpmeleri gibi.

Bu o eşyaya hürmet imiş.

Bu konuyu Abdülbaki Gölpınarlı “Mevlevi adap ve erkanı” isimli kitabında açıklıyormuş.

İnşallah bu kitabı en kısa zamanda temin edip bu konudaki cahilliğimi gidereceğim.

Sonuç tasavvufta maskenin öpümesine o eşyaya hürmet gözü ile bakılıyor.

O zaman bu özel insanlar maskenin günümüzdeki önemine dikkat çekmiş oluyorlar.

Alah var benim de tanıdığım insanlar bu işe tepki gösterdikleri zaman onları o anda haklı sanmıştım.

İşin doğrusu bu imiş.

İnşallah pek derin bilgi sahibi olmadığım bu konuda doğıruyu yazmışımdır.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Balığı denizden çıkarabilirsin ama balığın aklındaki denizi çıkaramazsın

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Emniyet Müdürlüğü önünde U dönüşünün kesin olarak yasak olduğu tabelalarla belirtildiği halde kendisini uyanık sanan bazı sürücüler inatla U dönüşü yapmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Uğur Özteke Arşivi