Mart ayının son günlerine ama yepyeni bir haftaya güneşli güzel günlerle birlikte yine ümit dolu, heyecanlı giriyoruz. Çok şükür. Yatıp kalkıp bugünlerimize şükretmeliyiz. Herkesin kendi çapı kadar derdi var sıkıntısı var. Yapacak bir şey yok. Allah dağına göre kar verirmiş diyerek yolumuza devam edeceğiz.

O kadar çok yazmamız gereken konu var ki o yüzden lafı dolaştırmadan hemen konularımıza giriyoruz.

******

ÖNCE VELİNİMETİMİZ OLAN OKUYUCULARIMIZ

Hiçbir okurumuzun dediklerini göz ardı etmem. Eğer samimiyetinden şüphe duymuyorsam eleştirilerini bile saygı ile karşılar hatam varsa da düzeltmeye çalışırım. Aslında biz öyle her şeyi bilen biri değiliz. Sadece önce sizlerin aktardıklarını bilgileri topluyor sonra ya yetkilisine ya da güvendiğimiz isimlere bu durumları soruyoruz. Sonra kendimizce yazmaya çalışıyoruz işte,

KONYALI rumuzlu okurumuzun bize kızdığını zannederek kendimizce bir şeyler yazmıştık. Bu okurumuz o gün şöyle yazıyordu “Uğur Bey sözüm size değildi. Öyle anladı iseniz özür dilerim.”

..........

Estağfurullah ne demek efendim. Özür dileyecek kişi biziz.

İsmet rumuzlu okurumuz ise şöyle diyordu;

“Merhabalar, 3 gün önceki yazınızdaki Selçuk Üniversitesi ek binası Rahmi Özkaymak Bey’in yazılı olduğu tabelanın değişimi ile ilgili doğru bildiğim bir kaç konuyu anlatıyım. Dönemin Dekanı Prof. Necmettin Tarakçıoğlu tarafından, Rektör Mustafa Şahin döneminde yapılmıştır. Yazınızda belirtmemişiniz ama sanki yeni rektör de bunu yaptı gibi bir düşünce oluşuyor insanlarda. Aslında iyi bir nokta yakalamışınız. Bence altını kazıyın çok farklı şeylerle karşılaşabilirsiniz. Selamlar…”

................

Aman İsmet Bey bugünlerde Selçuk Üniversitesi ile ilgili bir şeyleri kazımak istemiyorum. Üniversitem ve şehrim adına çok üzülüyorum. Sizin dikkat çektiğiniz konuya gelince. Eğer yeni yapılmış gibi bir kanaat oluşmuş ise o benim hatam. Ben orada bir hayırseverin yaptırdığı fakültenin üzülecek durumuna dikkat çekmeye çalışmıştım.

.....................

Oğuz Oğuz rumuzlu okurumuz ise otopark konusunda görüşlerini şöyle açıklıyordu;

“Uğur abi siz doğrusunu yazdınız. Anıt, Zafer, Şato Form, Zindankale, Rampalı, Valilik, Mevlana, Kadınlar Pazarı, Larende’den Muhacir Pazarı’na kadar her yerde otopark ve trafik sorunu var. Hatta geri dönmek isteyen taaa Mevlana Kültür Merkezinden Larende’ye kadar bu güzergahı kullanmak zorunda. Başkan trafik yok diyorsa belediye binasından çıkıp Şehir Caddesine gelsin. Kafeler dükkanların önüne duba çekip utanmadan da müşterilerinin araçlarını evimizin önüne koyuyor. Korkularımızı yönetebilirsek çalışır, çabalar sorunları çözer yaşamayı öğrenir ve rahata erişiriz. Korkularımız bizi yönetirse hayat zindana döner. Ekonominin korkusu kriz, şirketin korkusu iflas, öğrencinin korkusu sınav, liderin korkusu itibarsızlıktır. Korkunun zayi ettiği erdemlerden biri de zalimce gizleme, bastırma, saklamaya çalışmaktır. İnsanın kimyası bozulur, sistem tıkanır. Allah muhafaza.”

....................

Vallahi trafik konusunda durumu ben özetlemiyorum, vatandaş adına Oğuz Bey özetlemiş işte.

Esnaf rumuzlu okurumuz ise bizim kastettiğimiz o Büyükşehir Belediyesi otoparkına şöyle güzel bir yorum getiriyordu;

“Allah senden razı olsun vatandaşla yetkililer arsında köprü oluyorsun o bir daha girmem dediğin otopark konusunda çok haklısın bu otoparkı belediye kiracısı çalıştırıyor içerisi KORKU TÜNELİ gibi”.........

Olay bu işte KORKU TÜNELİ otoparkı.

******

DİLENCİ ÇOCUK ŞEBEKESİNİN BELGESİ

Hatırlıyorsanız cumartesi günü bir okurumuzun iki üç ayrı kavşaktan bahsederek küçücük kız çocuklarının dilendirilmesi ile ilgili üzüntüsünü dile getirmiştim.

İşte cumartesi günü saat 16 sularında Meram Yaka ile Fatih Caddesi kavşağında bizzat kırmızı ışıkta beklerken çektiğim kareler…

İki orta yaşlı kadın birinin önünde bebek arabaları diğerinde kağıt toplama arabası. Onlar gülüşüyorlar diğer çocuklar da kucaklarında birer çocuk. Bu iş bir şebekedir. Dünyada böyledir. Ama bizler bu filmi seyrederek geldik seyrederek gidiyoruz.

******

REKTÖR HOCA BU KEZ UĞUR BAŞKAN’A YAZMIŞ

Selçuk Üniversitesi rektörlerinden Prof. Dr. Abdurrahman Kutlu Hoca çok emek verdiği tesislerden birinin dahası Kongre Kültür Merkezinden Süleyman Demirel isminin kaldırılmasına o kadar üzülmüş o kadar etkilenmiş ki bir umut diye her yere yazıyor. Bunları bizimle de paylaşıyor.

İşte Abdurrahman Hoca’nın son olarak Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay Bey’e yazdıkları; 

“Konya Büyük Şehir Belediye Başkanı Sayın İbrahim Uğur Altay Bey’e;

Selçuk Üniversitesinde, üniversiteyi kuranların isimlerinin kaldırılması ile ülkenin gündemine gelen Selçuk Üniversitesi ve Konya konusunda hassasiyetimizi belirten yazdığım mesajı/mektubu sizlerle paylaşmak istedim.
Sayın Başkan, hayırlı işleriniz olsun.
Ben Dr. Abdurrahman Kutlu,
Öncelikle sağlığınızın ve sıhhatinizin iyi olmasını dilerim.
Sayın Başkan,
Bilirsiniz Konya’da “Çalıyı tepeden sürüme” diye bir tabir var.
Malumunuzdur, Selçuk Üniversitesi yönetimi, geçtiğimiz haftalarda aynen çalıyı tepeden sürümüştür.
Üniversiteyi kuran, üniversitenin gelişmesinde büyük emekleri olan iki devlet büyüğünün adını üniversiteden sildi.
Demirel ve Doğramacı isimleri büyük isimler. Bunlar ülkenin en önemli prestij ve marka isimleridir. Üniversitede bu yanlışlıkları yapan, akademik titrli yöneticileri sizin huzurunuzda şiddetle kınarım.
Bu idareciler yaptıkları yanlışlarla sadece üniversiteye değil, Konya’ya da zarar vermişlerdir.
Rektörlük dönemimde ben, ülkenin başörtüsü sıkıntısı içinde bulunduğu, özellikle 97, 98, 99 yıllarında öğrenci sayısı ve başörtülü öğrenci sayısı en fazla olan Selçuk Üniversitesinde, o sıkıntıları öğrenciye bir zarar getirmeden, üniversiteyi, Konya’yı gündeme sokmadan geçtim.
Üniversite kampus alanında 49 yıllığına yap işlet devret modeliyle yaptırdığımız ve 120 milyon dolara mâl olan uygulama oteli (Hilton, Rixos, Grand) inşaatına Büyükşehir Belediyesi, bütün evraklar tam olmasına rağmen kapris yapıp ruhsat vermedi. Bizler o gün tavır koyup dikilmesem yatırımcı ne yapacak, haliyle vazgeçip gidecekti. O otel yatırımının, 120 milyon dolar, o ekonomik sıkıntılı döneminde ( 1999-2002) yüzde doksanı Konya’da kaldı.
Selçuk Üniversitesi imza atıldığı günden itibaren o otelden kira almaya başladı, şu ana kadar tahminim 20 trilyon aldı, yıllık da iki trilyon civarında para alıyor olması lazım.
Böyle bir otelin ruhsatı otel bittikten sonra verildi.
Otelin inşaatının sürdüğü üç yılda, ruhsatın verilmemesiyle ilgili basında benim bir cümlem yoktur. Biz buralıyız, kimi kime şikayet edeceğiz?. Makamlarda oturan insanlar geçicidir, şikâyet edilen Konya olacaktı.
Değerli Başkan,
Selçuk Üniversitesi yönetiminin yaptığı vefasızlık ve kadirbilmezlik Konya’yı her yönüyle ilgilendirmektedir.
Gönüller incitilmiştir,
Selçuk Üniversitesi ve Konya, hiç arzu etmediğimiz tarzda ülkenin gündemine gelmiştir.
Burada durup dururken gönüllerde yara açılmıştır.
Bu yarayı tamir etmek Konya ya düşer.
Benim inancım ve beklentim, Konya’nın kısa bir süre içerinde kendi iç meselesi haline gelen bu yaranın tamiri cihetine gideceğidir. Bu yüksek feraseti göstermek Konya’ya çok yakışacaktır.
En samimi dileklerimle, sağlık ve muvaffakiyetler dilerim.
Prof. Dr Abdurrahman Kutlu
Selçuk Üniversitesi Eski Rektörü”
.................

Canım hocam Abdurrahman Hocam vallahi sizin bu verdiğiniz mücadeleyi hayretle ve gıpta ile izliyorum. Tamam siz devlet prosedürünü takip ederek her yere ulaşmaya çalışıyorsunuz. İnşallah Uğur Başkan müdahale eder. Siz hastane ve diğer sağlık sorunları ile uğraştınız için işlerin böyle düzeleceğini sanıyorsunuz. Eğer bana kızmaz iseniz affınıza sığınarak bir şey söyleyeyim. Siz bu durumu böyle yazarak değil bire bir makamına çıkarak Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Bey’e ifade edeceksiniz. Sizin bu işi bir tek alo ile çözecek tek isim Sayın Bakan’dır. Benden söylemesi. Aksi halde üzerinize benzin döküp kendinizi kampusta yaksanız kimse dönüp size bakmaz.

Ne güzel söylemişsiniz. Burası KONYA…

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Yaşarken tuz katmazlar aşımıza. Ölünce methiyeler dizerler mezar taşımıza.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Sokağa çıkmanın yasak olduğu günlerde bazı araç sürücüleri kırmızı ışıkta tam gaz geçmedikleri zaman daha iyi ADAM oluruz