Hafta sonu genel anlamda düğün dernek dışında telaşesi olmayanlar klasik olarak bir Konya pazarı havasında idiler. Belki o eski pazar sabahları gibi peynirli, bol tereyağlı börekler yenmiyordu ama klasik bir pazardı işte.

Ayakta olanlar, çarşıda pazarda olanlar ise yine artık dilimizden düşmeyen hastalık ve para konuşuyorlardı.

Parayı bundan sonra daha çok konuşacak gibiyiz.

Ne de olsa havalar usuldan sonbaharı hatırlatmaya başladı. Gündüzleri sıcak da olsa sabah akşam ceketsiz, montsuz dolaşılmıyor. Bu demektir ki hanımlarımız mutfaklar için kışlık hazırlığını yapsalar da, cepleri esas yakacak olan kış geliyor demektir.

Neyse yüce Rabbim bizlere millet olarak ecir, sabır, güç, kuvvet, akıl, fikir, feraset versin inşallah diyerek haftanın ilk yazısına başlayalım.

*******

SALI PAZARI’NDA OLANLAR...

Geçtiğimiz haftadan bu yana Hamle Yüzme Havuzu’nun arka kısmında, Dedeman Otel’in karşısında salı günleri kurulan Salı Pazarı olarak bilinen boş alanda bir şeyler oluyor.

Bunu da siz değerli okurlarımızdan ve samimi dostlarımızdan öğreniyoruz.

Geçtiğimiz günlerde bir abimiz bizimle yine buradan fotoğraflar paylaştı.

Abimiz bunun gibi fotolar attıktan sonra “Salı Pazarında çalışmalar harıl harıl sürüyor” diyordu.

Bir iki yere sorduk soruşturduk ama bir net bilgi alamamıştık.

Bu kez resmi olsun diye pazar günüde olsa bizim gibi çalışan Selçuklu Belediyesi Basın Biriminin Müdürü Zafer kardeşim ile görüştüm ve kendisinden net bilgiyi aldım.

Bugüne kadar belediyenin kontrolünde Salı Pazarı olarak bilinen alanda bir şahsın resmi kendisine ait tapulu mülkiyeti varmış. Bu vatandaş burada inşaata başlayacakmış. Belediyeye resmi işlemler için müracaatını yapınca belediye de vatandaşın mülkiyetinde kalan başta tuvaletler olmak üzere hizmet amaçlı bölümleri boş alana belediyeye ait alana çekiyormuş.

Ardından da arsanın sahibi vatandaş burada yeni bir inşaata başlayacakmış.

******

GÜVENLİKLİ SİTELERİN KAMERALARI ÇALIŞIYOR MU?

Ülkeyi bilmem ama 2. Ordunun lojmanlarından sonra Konya’ya duvarları telli, kale gibi güvenlikli ilk sivil siteyi yapanları çok ama çok iyi tanıyorum.

Bu konuda geldiğimiz noktada çok iyi tanıdığım bu insanların ve zihniyetin yatacak yeri ise yok(!)

Neyse resmi lojmanların dışında Konya’mızda da ilk güvenlikli lüks, Konya’nın imrendiği o kale gibi korumalı güvenlikli site, önce şehri yönetenlerin ve zengin iş dünyasının bu fantezi salgını ile öyle bir yayıldı ki. Ardından da lafa geldiği zaman “Selçuklu’nun koca bir imparatorluğun Başkenti” Konya’mızda şöyle bir duruma geldik, benzetmemizde hata olmaz ise bugünkü virüs gibiydi.

Kim neden, niçin ve nereden kaynaklandığını bilmeden güvenlikli siteler kasırgasına kapılı verdi.

Ve bugün artık sadece Konya’yı yönetenler, zenginler değil öğrencilerimiz bile güvenlikli sitelerde oturmaya başladılar.

Sonra...

Sonra her zaman olduğu gibi kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi kenara ayıranlar örf ve ananelerimizi hatırladılar komşuluktan ahlaki çöküşe kadar pek çok konuda ahkam kesmeye başladılar.

Neyse bu işi uzatırsam konu pek çok kişiye dokunur.

.........

Cumartesi günü sevdiğim bir kardeşim geldi.

Benden tanıdık güçlü bir avukat istiyordu. Konu nedir demeye kalmadan kendisi anlatmaya başladı;

Hafta içerisinde eniştesini kaybetmiş. Ve eniştesini defnetmek üzere İstanbul’a gitmişler. Üç gün sonra gelmiş. Güvenlikli sitenin bahçesindeki aracı çarpıkmış (!). Hemen sitenin güvenlik görevlisine gitmiş durumu bildirmiş.

Güvenlik görevlisi konuyu bilmediğini söylemiş.

....................

Arkadaş o zaman kamera kayıtlarının izlenmesi talebinde bulunur. Güvenlik görevlisi gayet sakin ve normalmişçesine kameraların çalışmadığını dolayısıyla kayıtların izlenmesinin de mümkün olmadığını ifade etmiş.

Bizim arkadaş şok bir vaziyette bize gelir.

Aracına çarpanın bulunmasından öte oturduğu ve güvenlikli sandığı her tarafı kameralarla donatılmış olan sitenin yönetimi için hukuka başvurmak istemektedir.

...............

Allah var ya ben de zaman zaman önünden geçtiğim, ya da zaman zaman ziyaret etmek için polisin danışmanından geçer gibi sorgu sual ile geçtiğim her tarafı duvarlarla tellerle donatılmış bu sitelerin gerçekten herhangi olumsuz bir durum için gözümüze sokar gibi duran kameraların 24 saat izlendiğini sanıyordum.

Yanılmışız.

Birileri de bizim gibi yanılıyormuş.  

Bu arada kameraları çalışan site yönetimleri ve sakinleri rahat olsunlar. Arada böyle orijinal konular sadece bizi bulabilir (!). Onun için siz keyfinize bakın.

******

KONYA REİS’İ NASIL AĞIRLADI?

Cuma günü bu ülkenin lideri Cumhurbaşkanımız saatlerce Konyamızdaydı.

O günde öyle bir gündü ki. Sayın Cumhurbaşkanımızı sizler ya da hazurunun gördüğü anların dışında, arkalarda kimselerin olmadığı yerlerde uluslalarası telefon görüşmelerini bile yapıyordu. 

Bugün bu konuyu yazacağımı Cumartesi yazımızda söylemiştik.

Ve şehri yönetenlere Reis’i sevdiğini saydığını dahası “Reis için ölürüm” yağdanlığını yapanların ne kadar samimiyetsiz olduğu yazacağımı ve öfkemin geçmesi için dua ettiğimi belirtmiştim.

Evet şimdi rahat olun.

Öfkem geçti ama içimdeki sızı geçmedi.

Sayın Cumhurbaşkanımızın her Konya ziyaretinde şehir yerinden oynardı. Bilboardlarından pankatlarına siyasi, resmi, özel adın ve konumu ne olursa olsun herkeste olağanüstü bir faaliyet olurdu.

Evet bu kez miting yoktu ama ev sahipleri, şehir, cadde ve sokaklar, binalar yerli yerinde duruyordu.

Açık net söylüyorum. Şehirde varlığını gösteren tek kuruluş Büyükşehir Belediyesi idi. Merkez ilçe belediyelerimiz şöyle bir şeyler yapmaya çalışsalar da şehirde cadde ve sokaklarda binalarda kurumlarda Reis yoktu.

Yine Sayın Cumhurbaşkanı ve ekibi şehirden ayrılmadan önce usulen, alışkanlık dahilinde herkese teşekkür etseler de Büyükşehir bu konuda özel ve bir defa değil defalarca teşekkür almış.

Kimse alınmayacak ve bu satırlardan gocunmayacak.

Bu ziyaret için kimse pandemiyi, salgını, mitingin yapılmayacak olmasını filan mazeret olarak göstermesin.

Yatmak için mazeret çok olabilir. Zaten bu dönemde yatmaya alıştınız.

Yalnız şunu unutmayın ki yatarak günü kurtararak sadece ve sadece kendinizi kandırırsınız.

Reis Konya’ya gelmeden de geldiği zaman da görevlerini yapmayanlar sınıfta kaldı beyler.

Veeee Ankara’da birileri bunları tek tek not aldı.

Herkesin her şeyden haberi var.

Olmayanın da haberi oldu zaten.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Başımıza ne geldiyse Türk olduğumuz için değil, atalarımız gibi Türk olmadığımız için geliyor.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Eskiden sokaklarda kaldırımlarda sigara izmaritleri, naylon ve kağıt parçaları, boş pet şişeleri olurdu. Şimdi adım başı maskelerle karşılaşıyoruz. Ağzımızdan kolumuzdan çıkardığımız maskeleri yere atmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.